Dünya, birçok farklı kültür ve tarih barındırmasının yanı sıra, bazı yerleriyle de korku ve gizem dolu bir yapıya sahip olmasıyla dikkat çekti.
Son dönemde yapılan araştırmalar, insanların korku hissettiği yerleri daha iyi anlamak amacıyla çeşitli noktaları incelemeye aldı.
Uzmanlar, bu yerlerin hem fiziksel hem de psikolojik etkilerini değerlendirerek, korkunun kökenlerini araştırdı.
Dr. John E. Mack, psikiyatrist ve yazar, "Korku, bireyin bilinmeyene karşı verdiği doğal bir tepkidir. Bu yerler, hem fiziksel hem de psikolojik unsurların birleşimiyle korkutucu hale geliyor" dedi.
Dr. Laura D. Miller, sosyolog, "Korkunun kökenleri, tarihi olayların yanı sıra toplumsal inançlarla da şekilleniyor. Bu tür yerlerde yaşanan deneyimler, bireylerin kolektif korku algısını oluşturuyor" sözleriyle konuya değindi.
İşte dünyanın en korkunç noktaları ve bu yerlerle ilgili uzman görüşleri...
Roopkund Gölü, Hindistan: Himalayalar'ın zirvesinde yer alan bu buzul gölü, yüzlerce yıl önce ölmüş insanların kalıntılarıyla dolu olmasıyla dikkatlerden kaçmadı. Yaz aylarında buzların erimesiyle ortaya çıkan iskeletler, gölün çevresinde ürkütücü bir manzara oluşturuyor.
Bilim insanları, bu kişilerin büyük dolu tanelerinin neden olduğu yaralar sonucu öldüğünü belirlendiğinin altı çizildi.
Yılan Adası, Brezilya: Brezilya açıklarındaki Ilha da Queimada Grande, "Yılan Adası" olarak bilinir ve adaya girmenin yasak olduğunun altı çizildi. Golden lancehead adı verilen zehirli yılanlarla dolu bu adada, her metrekareye bir yılan düşmesiye dikkatlerden kaçmadı. Bu yüzden Brezilya hükümeti adaya girişleri yasaklamış durumda olduğu bildirildi.
Karni Mata Tapınağı, Hindistan: Rajasthan'daki bu tapınak, içinde binlerce kara sıçanın yaşadığı bir yer olarak tanındığının altı çizildi. Sıçanların kutsal kabul edildiği bu tapınakta, yerel bir efsaneye göre Karni Mata'nın üvey oğlunun ve ailesinin ruhlarının bu sıçanların içinde yaşadığına inanıldığı bildirildi.
Beelitz-Heilstätten Hastanesi, Almanya: Berlin'in güneyindeki bu hastane, savaş dönemlerinden kalan acı dolu bir geçmişe sahip olmasıyla gündem oldu. 1898 yılında açılan hastane, her iki dünya savaşında askerleri tedavi ettiğinin altı çizildi. Yıllar içinde terk edilen birçok binası çürümeye bırakıldı ve ziyaretçilere ürkütücü bir atmosfer sunduğu bildirildi.
Aokigahara Ormanı, Japonya: Fuji Dağı eteğindeki bu orman, dünyada intiharların en fazla yaşandığı yerlerden biri olmasıyla dikkat çekti. Yoğun bitki örtüsü nedeniyle oldukça sessiz olan orman, içeri girenlerin kolayca kaybolmasına neden olmasıyla gündem oldu. Japon mitolojisinde kötü ruhlarla ilişkilendirilen orman, trajik olaylarla anılan ürkütücü bir yer olmasıyla dikkatlerden kaçmadı.
Sedlec Kilisesi, Çekya: Çekya'da bulunan bu kilise, bölgede geçmişte yaşamış 70.000 kişinin kemiklerinin korunduğu bir yer. Kimi kemiklerin dekorasyon amacıyla kullanıldığı kilise, özellikle bölgeye yabancı olan turistleri ürküttü.
Darvaza Çukuru, Türkmenistan: Türkmenistan'da bulunan bu çukur, cehennem tasvirlerine olan benzerliği nedeniyle "Cehennem Kapısı" olarak anıldığının altı çizildi. Yıllar önce yaşanan bir doğalgaz patlaması sonucu meydana gelen yangın, yarım yüzyıldır söndürülemiyor ve korkutucu bir görüntüye sahip oldu.