Mersin Üniversitesi (MEÜ) Halk Sağlığı Anabilim Dalı Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz, dünyada her yıl 1.4 milyon insanın basit hijyen kurallarına uyarak kurtarılabileceğini belirtti.
Şaşmaz, “Dünyada çok kolay alınabilecek önlemlerle yıllık 1.4 milyon ölümü engelleyebiliriz” dedi.
Şaşmaz, uygarlık tarihi boyunca insanın koruyucu sağlık hizmetlerinde ilk öğrendiği şeyin hijyen olduğunu söyledi ve el yıkamanın ne kadar önemli olduğunu vurguladı.
Pandemi sürecinde hijyenin daha da ön plana çıktığını dile getiren Şaşmaz, “Pandemi, toplumda daha fazla bilinç ve farkındalık oluşturdu. Ellerimizi su ve sabunla yıkamak en temel hijyen davranışıdır. Çünkü insan elleriyle her şeye dokunur, her şeyi elleriyle yapar, dokunduğu her şey ellerini kirletir. Bu yüzden eller en çok mikrop taşıyan yer olur. Ellerimizi su ve sabunla sık sık yıkayarak, en etkili bulaşıcı hastalık önlemini almış oluruz. El yıkama alışkanlığı, su ve gıda yoluyla bulaşan hastalıklardan korunmanın en iyi yoludur. Ayrıca hava yoluyla bulaşan hastalıklar için de el yıkama alışkanlığı çok önemlidir. Hava yoluyla bulaşan hastalıklar temas ettiğimiz yüzeylere yerleşir. Ellerimizle bunlara dokunuruz. Ve bu hastalıkların yayılmasına neden oluruz” şeklinde konuştu.
Şaşmaz, “Ellerimizi sağlıklı su ve sabunla yıkamalıyız. Sağlıklı su, hastalık yapıcı etkenlerin olmadığı, renksiz ve kokusuz olan, yararlı mineraller içeren sudur. Sabun olarak sıvı veya katı olabilir. Ellerimizi ıslatıp sabunlayıp en az 20 saniye ovuşturmalıyız. Ellerimizin içini, dışını, parmak aralarını ve bileklerimizi de yıkamalıyız. Böylece ellerimizdeki mikropları temizlemiş oluruz. Bu, doğru el yıkama yöntemidir. Ellerimizi ne zaman yıkamalıyız? Tuvaletten sonra, yemek yapmadan ve çocuklara bakmadan önce, yemekten önce, evimize geldiğimizde ve ellerimiz kirlendiğinde yıkamalıyız. Ama ellerimizi çok fazla su ve sabunla yıkamamalıyız. Çünkü bu, ellerimizin koruyucu tabakasını zayıflatabilir. Bu da cildimizde alerji ve egzama gibi hastalıklara yol açabilir. Su ve sabunla el yıkamak, dezenfektanlı bezle silmekten daha etkilidir. Biz her zaman ellerin su ve sabunla yıkanmasını öneriyoruz.” dedi.
“ANALİZLER MERSİN’DEKİ SUYUN İÇİLEBİLİR VE KULLANILABİLİR SU OLDUĞUNU KANITLIYOR”
Şaşmaz, dünyada yaklaşık 3.6 milyar insanın içilebilir ve kullanılabilir suya erişemediğini, bu sayının dünya nüfusunun yarısına yakın olduğunu belirtti.
Şaşmaz, “Biz dünyada bu sorunu çözemedik. İçme suyu, banyo suyu veya kullanma suyu aynı derecede önemlidir. Yapılan testler ve analizler Mersin’deki suyun içilebilir ve kullanılabilir su olduğunu ortaya koyuyor. Biz bu şebeke sularını güvenle içebilir ve kullanabiliriz. Ayrıca Mersin’de güneş enerjisi sistemleri çok yaygındır. Bu sistemlerde kullanılan şebeke suyunun da bakımı yapılmalıdır. Kapakları açık olan depolara kuşlar girebilir. Bu ve başka nedenler depoların kirlenmesine sebep olabilir. Binalardaki su depolarının düzenli olarak temizlenmesi ve bakımının yapılması gerekir. Yoksa bu depolar hastalık kaynağı olabilirler. Bu, belediyenin değil, vatandaşların yani tüketicilerin sorumluluğundadır. Vatandaşlar bu sorumluluğun bilincinde olmalıdır” dedi.
“HİJYEN KURALLARINA UYMALIYIZ”
Şaşmaz, vatandaşlara şu tavsiyelerde bulundu:
“Vatandaşlarımız, şebeke sularını içmeye ve kullanmaya devam etsinler. Ellerini su ve sabunla yıkamayı alışkanlık haline getirsinler. Hijyen kurallarına uymalıyız. El dezenfektanı gibi gereksiz ürünlerden uzak dursunlar. Bunlar sadece su ve sabunun olmadığı durumlarda geçici bir çözümdür. Basit ve temel hijyen kurallarına uyarak hem bulaşıcı hastalıklardan hem de kimyasal zehirlenmelerden korunabiliriz. Bunun için çok zor şeyler yapmamıza gerek yok. Önemli olan önerilenleri uygulamaktır.”