“GASTRONOMİ EKONOMİ İÇİN GÜÇLÜ BİR KALDIRAÇ”
TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer, “Yemek bizim için sadece zorunlu bir ihtiyaç değil bir yaşam biçimi, dayanışma, diyalog, fikir alışverişi, birlikte eğlenme, sohbet etme gibi çeşitli aktiviteleri de içeren bir sosyalleşme edinimi ve her coğrafya için bir kültür unsuru teşkil ediyor. Gastronomi ise turizm, kırsal kalkınma, katma değerli üretim ve sürdürülebilir bir ekonomi için güçlü bir kaldıraç. Kırsal kalkınmayı desteklemesi yönüyle de gastronomi önemli bir etken. 2019-2024 rakamları, sosyalleşmeye ne kadar özlem duyduğumuzu anlatan verileri bize sundu.” dedi.
Demirer, sektörün, 2024 sonunda 900 milyar TL'lik bir beklenti içinde olduğunu insan kaynağının bugün gastronomi ve turizmde en büyük kaynak sorunu olarak öne çıktığını söyleyerek, dünyada yaygın olarak kullanılan servis ücretlerinin adisyona ve kredi kartına eklenmesi, kayıt dışı gerçekleşen 100 milyar TL’ye yakın ücret anlamında önem taşıdığını belirtti.
Demirer, Michelin yıldızlı şeflere hak ettikleri ham maddeyi vermeleri gerektiğini iyi tarım olmadan iyi bir gastronomi mümkün olmadığını söyledi.
Ayrıca, Demirer, bilindiğiniz gibi Ticaret Bakanlığı'nın yerli üretimin desteklenmesine ilişkin çalışmalar çerçevesinde, Türkiye'nin yerel değerlerinin ve coğrafi işaretli ürünlerinin tanınırlığının artırılması, bu ürünlerin markalaşmasının sağlanması ve piyasada daha fazla pazar payına sahip olması ile bu ürünleri üreten küçük yerel üreticilerin pazara girişinin kolaylaştırılmasını hedefleyen ‘Marka’ ve ‘Turquality’ programlarını hayata geçirdiğini ifade etti.
“TÜRKİYE’NİN YERİ SAĞLAMLAŞIYOR”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy "Türkiye olarak sunduğumuz eşsiz gastronomi deneyimleriyle dünya çapında fark yaratıyoruz. Dünyada 'Gastrocity' olarak da adlandırılan Londra, Paris, New York gibi büyük metropollerde olduğu gibi 'fine dining' amacıyla Türkiye’ye gelinebileceğini anlatmak istiyoruz. Michelin Guide’ın ülkemizin yeme-içme sektörüne gösterdiği ilgi, Türkiye’nin gastronomi turizminde ön sıralardaki yerini sağlamlaştırmaya başladığının göstergesidir. Yeme-içme sektörümüz, Michelin Guide’dan aldığı bu destekle global gastronomi turizmi hareketliliğinden hak ettiği payı almış; İstanbul, İzmir ve Bodrum marka değerlerini sağlamlaştırmıştır.” Değerlendirmesinde bulundu.
Zirvede yapılan sunumlardan bazıları şu şekilde:
"TÜRK MUTFAĞININ COĞRAFYASI GİBİ AŞAMALARI VAR"
Tarihçi İlber Ortaylı “Türk mutfağının aşamaları var, coğrafyası da öyledir. Anadolu, Yunan ve Pers kültürleri arasında etkilenmiştir. Türklerin mutfağın çeşitliliğinde farklı unsurlar söz konusu. Osmanlı azınlık milletleri içerisinde Ermenilerin mutfağı çok zengindir, çeşni çeşitliliği nedeniyle. Türk’ün bitkileri kullanma yöntemi fevkaladedir. Her bölgenin kendi tabiatına göre onları kullanma şekilleri vardır. Ev mutfağı ev yemeklerini küçümsemek çok ayıp bir şeydir. Pastırma kültürü bizim Anadolu’da bulduğumuz bir çeşittir. Pastırmanın alası Kastamonu’dadır. Vegan mutfak, Türk mutfağına aykırı bir darbe değildir, çok güzel örneği de çıktı pekala et kullanılmayan bir mutfakta da harikalar yaratılır" ifadelerine yer verdi.
“GASTRONOMİ MODANIN DURUŞUNU SAĞLAMLAŞTIRIYOR”
Kreatif Direktör, Moda Yazarı, Oyuncu Ece Sükan, moda endüstrisi gastronomi buluşması yeni değil fakat son 20 yılda ciddi anlamda ayrılmaz bir ikiliye döndüğünü lüksün tanımı artık 360 derece pazarlama olduğunu belirtti. Sükran, dünya moda haftalarında markalar deneyim ve hikaye sunmak durumunda, gastronomiyle birleşiyor, defile sonrası önemli bir şefle gastronomi deneyimi yaşatmak istediklerini markanın duruşunu daha da sağlamlaştırdığını gördüklerini belirtti.
YEMEK YEME DENEYİMİ ÜZERİNE İLGİNÇ BİLGİLER
Deneysel psikolog Prof. Charles Spence, “Gastro Fizik: Yeni Yeme Bilimi” sunumunda şunları söyledi: “Sofranın zevki esas olarak ağızda değil akıldadır. Ne zaman daha iyi bir ruh halindeysek, yemeklerin tadı daha iyi, hatta en iyi olur. Bazı sesler de yemeğin tadını daha tatlı hale getirir. Artık sonik sesleri kullanarak bir yemeği yüzde 30 daha keyifli hale getirebilirsiniz.” İfadelerini kullandı.
GEZEGENİN GELECEĞİ İÇİN MAVİ EKONOMİ
Akdeniz Koruma Derneği Kurucusu Zafer Kızılkaya eğer okyanuslar tek başına bir devlet olsaydı 2,5 katriyonluk yıllık geliriyle dünyanın en büyük birinci ülkesi olacağını çiftçi olmadan önce denizci olduğunu belirtti. Akdenizin kağıt üstünde. yüzde 6.1'inin korunduğunu, gerçek anlamda korunan yüzde 0.06 olduğunu söyledi.
TÜRK GASTRONOMİSİ İÇİN YENİ FIRSATLAR
Türkiye Gastronomi Turizminde Küresel Fırsatlar için Mutfak Turizmi Kurucusu & World Food Travel Association Kurucu & CEO'su Erik Wolf "Gastronomide Küresel Fırsatlar" oturumunda, ülkelerin gastronomiye bakış açılarına ilişkin yenilikçi fikirler sundu. Wolf, "Turizm pazarlama bütçeleri daha çok doğa veya gurme yemeklere harcanır, oysa bu gelir getirmez. Kendi mutfağınıza inanmalısınız. Otantik yemekler yükselen bir trend.” İfadelerini kullandı.
Wolf, “Türk mutfağının dünya sahnesindeki algısını değiştirmek için kurumlarla lobi yapmalı ve yenilikçi olmalısınız. Türk mutfağı için büyük fırsat, Akdeniz diyetinin yaygınlaşması. Restoranlar, otantik mutfağını tanıtmaya odaklanmalı ve Türk yemeklerinin benzersiz lezzetlerini ve malzemelerini sergilemelidir. Türk mutfağının sağlık faydalarını ve kültürel önemini vurgulayarak, restoranlar daha geniş bir kitleyi çekebilir ve pazarda kendilerini farklılaştırabilirler” değerlendirmesinde bulundu.
"TARIM OLMAZSA GASTRONOMİ OLMAZ"
Yeni Çiftçi Platformu Kurucusu Emrah İnce "James C. Scott’ın dediği gibi devletleri tahıl yaratır. Tarıma sahip olmak beka meselesidir. Dünyada 2000 yılında 6.5 milyar ton tahıl üretildi. 2022’de 9.5 milyar tona çıktı bu oran. Toplamda dünyada tarım ve gıdanın ekonomik büyüklüğü 20 trilyon dolar, bu da 20 Türkiye demek.” Dedi
Tarım olmazsa gastronomi olmaz diyen İnce, gastronomi olmadığı zaman da bir ekonomik değeri olmayacağını belirtti.