Dünya, Türkiye'ye geliyor! Üç günde beş organ nakli yapıldı

Dünya, Türkiye'ye geliyor! Üç günde beş organ nakli yapıldı

Türkiye’de organ naklinin kapılarını açan ve başarılarıyla dünyaya örnek olan Prof. Dr. Mehmet Haberal, ”Organ naklinde, başarılarıyla ülkemiz dünyanın en tepesindedir. Bize inanın ve güvenin. Başkent Hastanelerinde tıbbın bütün imkanları kullanılmaktadır." dedi.

Haberal, ”Ölen insanların sağlam organlarıyla insanlara hayat veriyor. Şunu her zaman söylüyorum hasta ve ölüm sahibi olmak zordur. Acısı büyüktür. Unutmayalım ki ülkemizde ve dünyada, bu konudaki kronik hasta sayısı çöktür. Ölen insanların sağlam organlarını taktığımız zaman yaşam ruhu yeniden başlıyor.” ifadelerini kullandı.

"ORGAN NAKLİ SADECE BİR TEDAVİ DEĞİL; BİR UMUT IŞIĞI, YENİ BİR BAŞLANGIÇTIR…"

Yarım asır önce Türkiye’de organ naklinin kapılarını açan Prof. Dr. Mehmet Haberal, organ naklinin önemine "Yeniden yaşama yolculuğudur. Organ bağışı ise hayat bağışıdır." sözleriyle dikkat çekti.

Başkent Üniversitesi Ankara ve Adana hastanelerinde, üç gün içinde üçü kadavradan, ikisi canlı vericiden olmak üzere toplam beş başarılı organ nakli gerçekleştirildi.

Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi’nde, 33 yaşındaki Serdar Başdaş, annesinden alınan böbrekle yaşama tutundu.

Yeniden yaşam yolculuğunun ikinci gününde, anne-oğulun teşekkürü Prof. Dr. Mehmet Haberal’a idi.

40 yaşındaki Selim Yücel ise, kadavradan gerçekleştirilen böbrek nakliyle sağlığına kavuştu.

Selim Yücel, 2000 yılında yine Prof. Dr. Mehmet Haberal ve ekibi tarafından gerçekleştirilen kadavradan böbrek nakliyle yaşama tutunmuştu.

İkinci yaşam yolculuğuna da yine aynı adreste başladı.

Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde ise üç nakil gerçekleştirildi.

Çarşamba günü, 12 yaşındaki Muhammed Sütçü, annesinden alınan böbrekle yeniden yaşama başladı.

GEÇTİĞİMİZ HAFTA İSE İKİ KADAVRADAN NAKİL AYNI ANDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

50 yaşındaki Erkan Tekgül’e kadavradan karaciğer, 58 yaşındaki Ayla Taylan Yiğit’e ise kadavradan böbrek nakli yapıldı. Şimdi her biri sağlıklı, istediklerini yiyip içebiliyor, özgürce dolaşabiliyorlar.

Üç gün içinde gerçekleştirilen bu beş başarılı naklin ardından, tüm bu sürecin öncüsü Prof. Dr. Mehmet Haberal, ekibiyle birlikte değerlendirmelerde bulundu ve organ bağışı çağrısını yineledi.

Özellikle kadavradan bağışların yetersizliğine dikkat çeken sağlık çalışanları da aynı çağrıyı yineledi: Bağış, hayat kurtarır.

Üç ay kemoterapi gördükten sonra, 13 Mart’ta nakil olan İşrak, şimdi ülkesine dönmek için gün sayıyor.
Faslı ailenin teşekkürü de Prof. Dr. Haberal ve ekibine oldu. Onlar, mutlu sonla biten bir hikâyenin kahramanları.

Ancak, hayatı bağışlanacak bir organa bağlı olan çok sayıda hasta hâlâ bekliyor.
Ve zaman, onların aleyhine işliyor. Kronik organ hastalığı olanların, ihtiyaç duydukları organa; daha doğrusu, duyarlı insanların organ bağışına ihtiyacı var.

Prof. Dr. Mehmet Haberal, Sonuç olarak ben diyorum ki hastamız çok. Tedavileri için imkânlarımız var, Sağlam organa ihtiyacı olan çok insan var. Bu bir hayat bağışıdır. Lütfen hayat bağışını yapınız. Bu konuda başarılarımızla ülkemiz, dünyanın en tepesindedir. En önemli olan şey bize inanın ve güvenin Kendinizi bize emanet edin.

Atatürk, ”Beni Türk hekimlerine emanet edin.” dedi.

Başkent Üniversitesinin bir önceki rektörü Prof. Dr. Ali Haberal’da organın bağışının önemine vurgu yaptı.