Dünya Türk müziğinin sesi: Bünyamin Aksungur

Dünya Türk müziğinin en büyük temsilcisi diyebiliriz. Allah vergisi bir ses… Türk dünyasının, Turan ikliminin bütün lehçe, şive, ağzından okuyor.

Bünyamin Aksungur'dan bahsediyorum. Bir albüm çıkardı: Canan Uykuda… Hayatının bütün safhası müzik ama albümü ilk…

Bu albümünde Türkiye, Kazak, Uygur, Kırım, Özbekistan, Azerbaycan, Türkistan, Tataristan-Başkurdistan, Kırgızistan sahalarından 13 şarkı/türkü okuyor. İki albüm daha çıkaracak. Türk ülkelerinin hemen bütün örneklerini tamamlamış olacak.

Bünyamin Aksungur, TRT'de sanatçı ve yapımcı-yönetmendi. Yakın zamanda emekliye ayrıldı.

Bilmiyorum, "müzik felsefesi" tabiri var mı? Bünyamin Aksungur bir müzik felsefecisi desem yeridir.

Ben sordum o anlattı. Müzik felsefecisi olup olmadığına siz karar verin.

-Klasik soru: Müziğe nasıl başladın?

-50 yıldır müzikle ilgileniyoruz, ama 1971 yılından bu yana Türk dünyasının müziklerine girdik. Özellikle o yıl Edirne Erkek Öğretmen Okulu'nda başlamıştım. Öğretmen okulunda çok iyi müzik eğitimi verilirdi.

Bilirsiniz öğretmen okullarında çok iyi eğitimciler yetişti. Türkiye'deki öğretmen okulu mezunu bütün öğretmenler nota bilir. Çok iyi müzik eğitimi veriliyordu dedim, ama ne yazık ki Türk müziği yoktu içlerinde. Mandolin çalan vardı. Her öğretmen mandolin çalardı ya da flüt mutlaka. Bağlama çalan 3-5 kişiye rastlarsınız, o da, memleketinden getirmiştir. Öğretmen okulunda mandolin veya flüt öğretilir. Eğer daha ileri müzik yeteneğiniz varsa, size keman veya piyano da öğretirler. Ama ud, kanun, bağlama göremezsiniz. Kaval göremezsiniz. Bu kompleks nereden geliyor, bilemem. Çağdaş Türk Müziği adı altında Türk Halk Müziğinin Batı armonisiyle çok seslendirilmiş örneklerini duyarsınız ama Türk Halk Müziği'nden uzaklaşmıştır artık. Halkla bir ilgisi kalmamıştır. Elbette onlara da kafa yorulmuştur, ama Türk müziği değildir. Çünkü Batı sistemiyle 12 sesli tampere sistemiyle [bir oktavı 12 eşit parçaya bölen sistem] oluşturulmuş. Bizim birçok seslerimiz kaybolmuştur orada."

-Biraz açar mıyız?

- Milletlerin kimlikleri o küçük nüanslarda yatar; o küçük ara seslerdedir. Ve daha önemlisi notaları... Herkeste 'do re mi' var. O notaları kodlayarak melodi elde etmek, yani müzik dilini oluşturmak milletten millete değişir. Tıpkı a b c'yi her milletin farklı kodlayarak farklı konuşma dilini oluşturduğu gibi. Yunan müziğinde başka, acıklı şarkılarda başka, neşeli şarkılarda başka, filan… Bizim müziğimizde farklı kodlanır. Onun için anlarsınız. Dinlediğiniz bir müzik piyanoyla bile çalınsa Türk müziği ise, ister Kırgız müziği olsun, ister Konya müziği olsun dünyanın neresinden olursa olsun anlarsınız. Müzik bizim, müziğimizi hissedersiniz. Uzakdoğu müziğini de hissedersiniz. Müziğin bir dili vardır ve bu gönül dilidir. Yazdığımız ve konuştuğumuz beyin dili kadar hatta yer yer ondan da tesirlidir. Direkt kulaktan gönle iniyor. Müzik evrenseldir.' lafına ben karşıyım. Evrensel müzik türü vardır ama müzik millidir. Müzik dili millidir

"O zaman Mozartları, Beethovenleri nereye koyacağız?" soruma şaşırtıcı bir cevap veriyor. (Yarın devam).

Yazarın Diğer Yazıları