Dünya mimarisi önemli ustalarından birini kaybetti

Dünya mimarisi önemli ustalarından birini kaybetti

Dünya mimarisi önemli ustalarından birini kaybetti

20. yüzyılın en ünlü binalarından birçoğunun mimarı Brezilyalı Oscar Niemeyer, 105. yaş gününden hemen önce hayatını kaybetti

20. yüzyılın en ünlü binalarından birçoğunun mimarı Brezilyalı Oscar Niemeyer, 105. yaş gününden hemen önce hayatını kaybetti

Dünyaca ünlü Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer hayatını kaybetti. Niemeyer, Brezilya’nın başkenti Brasilia’daki başlıca hükümet binalarının mimarı olarak uluslararası üne kavuşmuştu. Brezilyalı mimar, New York’taki Birleşmiş Milletler binası için de İsviçre doğumlu modernist mimar Le Corbusier ile birlikte çalışmıştı. 104 yaşındaki mimar bu yılın ilk aylarına kadar yeni projeler üzerinde çalışmaya devam ediyordu. Rio de Janeiro’daki bir hastanede ölen Niemeyer için Brasilia’daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir tören yapıldı. Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff, “Brezilya bugün dâhilerinden birini kaybetti. Ölümünden büyük üzüntü duyup, yaşamı süresince yaptıklarını anmamız gereken bir gün bu” şeklinde konuştu. Rio de Janeiro Belediye Başkanı Eduardo Paes Niemeyer’in yaşadığı kentte üç günlük yas ilan etti.
Oscar Niemeyer, kariyerine Brezilya’nın henüz neo-klasik Avrupa mimarisini kopyaladığı 1930’lu yıllarda başladı. Niemeyer’in modernist ve fütüristik tasarımları, Brezilya’nın geleceğine dair güveni simgeleyen anıtlar olarak görülüyordu. Le Corbusier’in öğrencisi Niemeyer, bina tasarımlarının Brezilyalı kadınların vücutlarındaki kıvrımlardan etkilendiğini söylemişti. Brezilyalı mimar, “Eğer geniş bir mekanı fethetmek istiyorsanız, doğal çözüm kıvrımlardır” demişti. Küba lideri Fidel Castro’nun arkadaşı olan Niemeyer, Brezilya’nın askeri diktatörlük döneminde ülkeden kaçmış ve Fransa’da sürgünde uluslararası bir kariyer yapmaya başlamıştı. 1936 yılında mimarlık kariyerine başlayan ve halen tasarımları inşa edilmeye devam eden Oscar Niemeyer’in mimari tarzı, zaman içinde yer yer değişiklikler göstermiş olsa da, en önemli özelliği dökme betonu son derece yaratıcı ve farklı biçimlerde kullanmasıdır.

 

Çarpıcı formlar
Niemeyer’in mimari kariyerinde Brasilia şehrinin tasarımı bir dönüm noktası olmuştur. Dönemin devlet başkanı Juscelino Kubitschek öncülüğünde Brasilia şehrinin önemli binaların çoğunluğunu tasarlaması Niemeyer’e bu bağlamda sayısız mimari deney yapma fırsatını vermiştir. Bu dönemde ortaya çıkan yapıların birçoğu modern mimarinin önemli örneklerinden olmuşlardır. Niemeyer bir makalesinde mimari tarzının gelişmesini şu şekilde özetler: “Mimarlık kariyerimi beş farklı döneme ayırabilirim: İlk dönem Pampulha’da yaptığım çalışmalar, sonra Pampulha ile Brasilia arasındaki dönem, Brasilia’da tasarladıklarım, sonra yurt dışındaki çalışmalarım ve en son olarak da günümüze kadarki çalışmalarım. Bahsettiğim beş dönemin tamamının ortak özelliği hiç şüphesiz ki bünyesinde isyankarlığı barındırmasıdır.”


2003 yılında adına
bir müze kuruldu

Oscar Niemeyer Müzesi, Brezilya’nın Parana Eyaleti’ndeki Curitiba şehrinde kuruldu. Yapının şekli nedeniyle Göz Müzesi olarak da nitelendirilmektedir. Oscar Niemeyer’ın 1967 yılında tasarladığı bu proje, orijinal tasarıma sadık kalınarak inşa edildi ve de 2002 yılında kullanıma açıldı. Müzede sonradan yapılan değişiklikler ve ek bir yapı inşaatı nedeniyle inşaat devam etti. Tüm çalışmalar sonuçlandığında müze 8 Temmuz 2003 tarihinde resmen açıldı. Müzede çoğunlukla görsel sanatlar, mimarlık ve tasarım sergileri düzenlenmektedir. İki yapıdan oluşan müzenin toplam 35 bin metre karelik alanında toplam 19 ayrı sergi salonu yer almaktadır.

 

Le Corbusier etkisi

Niemeyer’in ilk dönem tasarımlarında Le Corbusier’in etkileri son derece belirgindir, ancak zaman içinde mimar kendi tarzını oluşturmuştur.
Bu denli geniş mekanlarda betonarmenin son derece estetik ve hafif görünümlü bir şekilde kullanılabilmesi için dönemin ünlü mühendislerinden Brezilyalı Joaquim Cardoso ile İtalyan Pier Luigi Nervi’in önemli katkıları olmuştur. Tasarımlarında kullandığı eğriler hakkında şöyle demiştir: “Doksan derecelik bir açı beni etkilemez; insanoğlu tarafından yaratılmış dümdüz, katı ve değişime açık olmayan şeyler de ilgimi çekmez. Beni esas etkileyen özgür ve hassas eğrilerdir; bu eğrileri ülkemin dağlarında, hızla akan akarsularında, denizin dalgasında, sevilen kadının vücudunda bulabilirsiniz.”