Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ne zaman?

Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ne zaman?

Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999'da, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesine karar verildi. Peki, Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ne zaman? Kadına şiddet çeşitleri nelerdir? İşte, tüm detaylar…

25 Kasım 1960'ta Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel'in cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Mirabel kardeşlerin, tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı ve onlar diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü oldu. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999'da, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesine karar verildi.

Mirabel kardeşlerin öldürülmesinden sonra ertesi sabah gazetelerde bu ölümlerin bir kaza sonucu meydana geldiğini anlatan bir haber çıktı. Ama gerçek göründüğü gibi değildi. Mirabel kardeşler, ülkelerinde siyasal özgürlük için kararlılıkla mücadele ederek Latin Amerika'daki diktatör Rafael Leonidas Trujillo'ya meydan okudu .Bu yüzden diktatörlük tarafından zulme uğrayarak pek çok kez hapsedildiler ve en son olarak da 25 Kasım 1960 yılında arabalarından zorla indirilerek tecavüz ve işkenceyle katledildiler. Sonrasında, bu katliam kayıtlara "araba kazası" olarak geçti.

1981'de Dominik'te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında; 25 Kasım , "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü" olarak kabul edildi. Daha sonra 1985 yılında, BM tarafından "25 Kasım, kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele" günü ilan edildi.

Pedro Mir (Dominikli şair) tarafından "Amén de Mariposas" (Kelebeklerin Amini) adlı, üç kız kardeşin katlini kınadığı şiirinde kullanıldı. Aynı dönemde, Dominik Cumhuriyeti'nde ve Amerika'da en çok satan yazar olan Julia Alvarez, Mirabel kız kardeşlerin hayatını anlattığı romanını In the Time of The Butterflies (Kelebekler Zamanı) yayımladı. Ve bu kitap, Mirabel kız kardeşlerin kelebekler olarak tanınmasına neden oldu. 2000 yılı 25 Kasım'ında Mirabel Kardeşlerin cesetleri doğdukları köye, kadın örgütleri tarafından taşındı.

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADEDLE GÜNÜ MESAJLARI

"Kadınlarımız, bugün ve her gün daha güvenli bir dünyada insan onuruna yakışır, şiddetten uzak ve eşit bir hayat hak ediyor. Unutmayalım ki, “Kadına Yönelik Şiddet İnsanlığa İhanettir”. Kadınlarımızın yani geleceği şekillendiren insanların daha adil, huzurlu, güvenli ve barışçıl bir dünyada yaşayabilmesi ve takvimlerimizden 25 Kasım’ı çıkarabilme ümidiyle…”

"1999 yılında BM Genel Kurulu kararı ile, kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla ilan edilen ’25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ vesilesiyle tüm kadınlarımızın şiddetten uzak sağlıklı ve huzurlu bir ömür geçirmelerini dilerim."

" ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün dünyada ve ülkemizde kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kadın haklarının korunması ve geliştirilmesine katkı sağlayacak çalışmalara ışık tutması temennisi ile tüm kadınlarımızın mutlu, sağlıklı ve sevgi dolu bir dünyada yaşamalarını diliyorum"

25 KASIM'A ÖZEL KAMU SPOTU

Bakan Selçuk, söz konusu çalışmalarla toplumun her kesimine ulaşmanın hedeflendiğini ve amaçla 25 Kasım'a özel, Bakanlık tarafından hazırlanan kamu spotunun, hafta boyunca ulusal ve yerel kanallarda gösterileceğini açıkladı. Ayrıca söz konusu kamu spotu, bakanlıklar ve kamu kurumlarının web sayfalarında ileti mesajı olarak yer alacak. Selçuk, Birleşmiş Milletler’in yürüttüğü 'Dünyayı Turuncuya Boya-16 Günlük Aktivizm Kampanyası' kapsamında Türkiye’deki simge yapıların her sene olduğu gibi kadına şiddetle mücadelenin sembolik rengi olan turuncu ile aydınlatılacağını söyledi. 25 Kasım etkinlikleri kapsamında kamusal alanlarda stantlar kurulacağını açıklayan Bakan Selçuk, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında afiş ve broşürlerin dağıtılacağını da kaydetti.

FARKINDALIK OLUŞTURMAK İÇİN TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINDA ETKİNLİK

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde farkındalık oluşturmak için Türkiye'nin dört bir yanında etkinlikler düzenleneceğini belirtti. Selçuk, "81 ilimizde vatandaşlarımızı milli birlik ruhuyla, kadına yönelik şiddete hep birlikte hayır demek için etkinliklerimize davet ediyoruz" dedi.

ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLARIN BİLANÇOSU

Sayıları yeterli olmamakla birlikte bu alanda yapılan ulusal ve uluslararası bazı çalışmalar, şiddetin aslında evrensel bir sorun olduğunu gözler önüne sermektedir. Zira dünyada kadına uygulanan şiddet; din, dil, ırk ayırt etmeksizin çok yaygın olarak karşılaşılan bir problemdir. Örneğin, Kuzey Hindistan’da yaşayan kadınların %17’sinin fiziksel, %22’sinin cinsel şiddete maruz kaldıkları saptanmıştır. Yine Doğu Londra’da kadınların %61’inin aile içi şiddet yaşadığı, %87’sinin cinsel saldırıya uğradıkları belirlenmiştir. Nikaragua’daki kadınların ise %52’si yaşamlarının bir bölümünde şiddete maruz kalmaktadır. Japonya’da da kadınların %67’sinin fiziksel şiddet deneyimleri bulunduğu bildirilmektedir. Washington’da yapılan bir araştırmada ise, kadınların %27’sinin eşleri tarafından uygulanan fiziksel şiddete maruz kaldıkları ve bu kadınların %24’ünün de uygulanan şiddet sonucu yaralandıkları belirtilmektedir.

Dünya çapında fiziksel şiddet gören kadınların tahmini oranının yaklaşık %25-50 olduğu rapor edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2013 yılında yayımladığı rapora göre ise, dünyadaki kadınların %35’i şiddete maruz kalmaktadır. Raporda eşleri tarafından şiddete maruz kalan kadınların oranları kıtalara göre şu şekilde verilmektedir: Güneydoğu Asya %37,7; Afrika %36,3; Amerika %29,8; Avrupa %25,4.

Birleşmiş Milletler’in (BM) 2010 yılında hazırladığı Dünya Kadınları Raporu’na göre, Filipinlerde kadınların %15’i, Zambiya’da %59’u hayatlarında en az bir kere fiziksel şiddete uğramaktadır. Yine Filipinlerde kadınların %10’u, Zambiya’da %48’i birlikte yaşadıkları kişilerden fiziksel şiddet görmüştür. Raporda en düşük ve en yüksek cinsel şiddet verileri ise; Azerbaycan’da %4, Meksika’da %44 olarak verilmektedir. Yine Azerbaycan’da kadınların %3’ü, Meksika’da %11’i birlikte yaşadıkları kişilerden cinsel şiddet gördüklerini ifade etmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünyada her yıl 5.000 kadın “namus” adına işlenen cinayetlere kurban gitmektedir. Ülkemizde, “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet” ile ilgili 2008 ve 2014 yılları arasında yapılan araştırma sonuçları ise şu şekildedir:

2014 araştırmasında ülke genelinde yaşamının herhangi bir döneminde eşi veya eski eşi tarafından fiziksel şiddete maruz kalan kadınların oranı %36’dır. Bu oran 2008 araştırmasında %39’dur.
Yaşamının herhangi bir döneminde duygusal şiddet yaşayan kadınların oranı %44’tür. Bu oranın 2014 ve 2008 araştırmalarında değişmediği gözlemlenmektedir.

2014 araştırmasında yaşamının herhangi bir döneminde cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranının %12 olduğu tespit edilmiştir. Bu oran 2008 araştırmasında %15’tir.

2014 araştırmasında yaşamın herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddetin birlikte yaşanma oranı %38’dir. Bu oran 2008 araştırmasında %42’dir.

2014 araştırmasında kentte fiziksel şiddet oranı %35 iken kırda %37,5’tir. Bu oran 2008 araştırmasında kentte %38, kırda %43’tür.

2014 araştırmasında yaşadıkları fiziksel şiddet sonucunda yaralanan kadınların oranı %26’dır. Bu oran 2008 araştırmasında %25’tir.

2014 araştırmasında en az bir kez fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmış kadınlardan eğitimi olmayanların oranı %43, lisans ve lisansüstü üzeri düzeyde eğitimli olanların oranı %21’dir. 2008 araştırmasında bu oran eğitimi olmayan kadınlar için %55,7’dir.

2014 araştırmasına göre kadınların yaşı arttıkça ve eğitim düzeyleri düştükçe cinsel şiddete uğrama riskleri artmaktadır. Ayrıca boşanmış/ayrı yaşayan kadınların cinsel şiddete maruz kalma oranları bu grup dışındakilere göre daha fazladır.

Türkiye’deki kadınların şiddete maruz kalma oranları Tayland (34), Brezilya (34), Tanzanya (33) gibi ülkelerin oranlarına yakındır. Bütün bu verilerin ortaya koyduğu üzere, kadına yönelik şiddet birçok ülkeyi ilgilendiren önemli bir sorundur.

Türkiye’de kadına uygulanan şiddet ve bu sorunla ilgili çözüm arayışları, bugüne kadar hem sivil hem de kamu kuruluşlarınca ele alınmıştır. Önemli bir problem olarak görülen bu durumun düzeltilmesi için yapıcı, ciddi yaklaşımlar sergilenmiştir. Ancak bütün çabalara rağmen çeşitli sebeplerden ötürü bu konudaki toplumsal bilinç fazla gelişmemiş ve kadına şiddet konusunun içi, doğru bilenen pek çok klişe yanlışla doldurulmuştur. Bu çalışma bu klişeleri tartışmak ve bilimsel verilerle doğru bilinen yanlışları düzeltmek amacıyla hazırlanmıştır.

KADINA ŞİDDET ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Hemen her kadının yaşamının bir döneminde şiddet görme olasılığı vardır ( eş, aile, kapkaç ya da hırsızlık vs ). Fakat en çok şiddet gören kadınların oranlarına baktığımız zaman düşük sosyo-ekonomik ve eğitimde, daha az sosyal destek gören, yaşı görece genç, ekonomik olarak kocalarına bağımlı ya da kocasından daha fazla kazanan, kendi annesi babası tarafından dövülmüş kadınlar arasında şiddete uğrama oranının daha fazla olduğunu görüyoruz.

Şimdi biraz şiddet çeşitlerine göz atalım;

PSİKOLOJİK ŞİDDET ÇEŞİTLERİ;

Kadına bağırmak, hakaret etmek, aşağılamak, başka kadınlarla kıyaslamak, korkutmak, aşırı kıskanmak, kadının nasıl giyineceğine, nereye gideceğine, kimlerle görüşeceğine karar vermek, kadına veya çocuklara zarar vermekle, öldürmekle tehdit etmek, diğer insanlarla ilişkilerini sınırlamak, kendini geliştirmesine engel olmak, kültürel farklılıklarını reddetmek, bastırmaya çalışmak veya bu gerekçeyle kötü muamelede bulunmak gibi davranışlar kadına yapılan psikolojik şiddet davranışlarıdır. Psikolojik şiddet de aynı fiziksel şiddet kadar kadını zedeleyici, ruh sağlığını bozacak bir şiddettir.

CİNSEL ŞİDDET ÇEŞİTLERİ;

Kadını istemediği yerde, istemediği zamanda ve istemediği biçimde cinsel ilişkiye zorlamak, çocuk doğurmaya zorlamak, kürtaja zorlamak, fuhuşa zorlamak, cinsel organlarına zarar vermek, cinsel özellikleri bakımından başka kadınlarla kıyaslamak kadına yapılan cinsel şiddet çeşitleridir. Bir kadına uygulanan cinsel şiddet kadında depresyona, intihara, değişik psikozlara sebep olabileceği gibi, kadının gelecekteki bütün hayatına, ilişkilerine, insanlara olan güvenine, yaşam istek ve planlarına fazlasıyla zarar verebilecek bir etki yapacaktır.

EKONOMİK ŞİDDET ÇEŞİTLERİ;

Kadının çalışmasına izin vermemek, istemediği işte zorla çalıştırmak, kadının para harcamasının kısıtlamak, az para vererek çok şey beklemek, aileyi ilgilendiren ekonomik konulardaki kararları kadının fikrini sormadan tek başına almak, kadının parasını, şahsi mallarını elinden almak, kadının terfi etmesini engelleyecek kısıtlamalar getirmek. (İş gezilerine, toplantılara,kurslara katılmasına engel olmak), kadının iş bulmasını kolaylaştırıcı becerileri geliştirecek etkinlikleri engellemek, iş yerinde olay yaratmak suretiyle kadının işten atılmasına neden olmak gibi davranışlar kadına uygulanan ekonomik şiddetin göstergeleridir.

Kadına ekonomik şiddet uygulamak kadının daha az söz sahibi olması, güçlü ve ayakta kalamaması ve erkeğe muhtaç olması böylece erkek baskınlığının daha rahat sürdürebilmesi için uygulanan bir şiddet türüdür ve kadının psikolojisi üzerinde toplumda yer alamama, yaratıcı ve faydalı davranışlarda bulunamama, öğrenilmiş çaresizlik, aşağılık kompleksi gibi etkiler yaratır.

FİZİKSEL ŞİDDET ÇEŞİTLERİ;

İtip kakmak, tokatlamak, tartaklamak, tekmelemek, kesici ve vurucu aletlerle ya da yakıcı maddelerle bedene zarar vermek, sağlıksız koşullarda yaşamaya mecbur bırakmak, sağlık hizmetlerinden yararlanmasına engel olmak suretiyle bedensel zarara uğratmak ve benzeri davranışlar fiziksel şiddet göstergeleridir. Fiziksel şiddet kadının ruh sağlığını zedelemekle kalmaz fiziksel sağlığını da bozarak bazı durumlarda ilerde kalıcı izlere sebep olacak sağlık sorunlarına, kadının bir daha anne olamamasına, fiziksel görünüşünde bozulmalara sebep olabilir.