5 yaşında ilk filminde rol alan Murat Erton, bir yıl sonra yani 1973'te Türkiye'nin 'En Güzel Çocuğu' seçildi. Onlarca reklam filminde rol aldı, çocuk manken oldu, Türk sinemasına damgasını vurmuş isimlerle kamera karşısına geçti.
5 yaşında ilk filminde rol alan Murat Erton, bir yıl sonra yani 1973'te Türkiye'nin 'En Güzel Çocuğu' seçildi. Onlarca reklam filminde rol aldı, çocuk manken oldu, Türk sinemasına damgasını vurmuş isimlerle kamera karşısına geçti.
5 yaşında başladığı ve 11 yaşında sona eren oyunculuk kariyerine 12 film, yaklaşık 20 reklam filmi sığdıran Murat Erton'un oyunculuk serüveni uzun soluklu olmadı.
Yıllardır gözlerden uzak bir yaşam süren dönemin çocuk yıldızı bakın şimdi ne yapıyor?
1968'de Edirne doğumlu olan Murat Erton, dört kişilik bir ailenin en küçük üyesi olarak dünyaya gelmiş. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde çalışan mimar babasının tayini nedeniyle İstanbul'a gelen Erton, ilkokulu eğitimini de Kadıköy Moda'da tamamlamış.
BİR FOTOĞRAF HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Murat Erton'un çocuk yaşta gelen şöhretinin başlangıcı fotoğrafçı Haydar Volkan'ın çektiği karelerle başlamış aslında.
Murat Erton, "Haydar Volkan, babamın arkadaşıydı. 1971'de Karaköy'deki özel bir bankanın tanıtımı için fotoğrafımı çekti. Ülkü Erakalın da o fotoğrafı görünce aileme ulaştı. Oyuncu yetiştirme kursuna davet etti. Babam bu işlere girmemi istemiyordu ama annem arzu ediyordu. Annemin de eski bir tiyatrocu olması bunda etkili oldu. Çolpan İlhan, Aysel Gürel ve Zeki Müren gibi pek çok değerli isimle arkadaştı. Bir süre Ülkü Erakalın'dan oyunculuk eğitim aldım" dedi.
Murat Erton, ilk oyunculuk deneyimini 1972'de Ertem Göreç'in yönettiği ve Yalçın Gülhan ve Emel Özden'in rol aldığı 'Korkunç Tecavüz' isimli filmde yaşamış. Filmde annesini de gerçek annesi oynamış.
"YARIŞMAYA KATILDIĞIMI BİLMİYORDUM"
Yeşilçam'ın çocuk yıldızına asıl şöhreti ise, 1973 yılında Saklambaç Gazetesi'nin düzenlediği 'Türkiye'nin En Güzel Çocuğu' yarışması getirdi. Fotoğrafçı Mustafa Karlıova sayesinde katılan Murat Erton yarışmada birinci oldu.
Murat Erton, "Fotoğrafçı Mustafa Karlıova çektiği fotoğrafları gazeteye göndermiş. Bizim haberimiz yoktu. Halk oylamasıyla yarışmada ilk 150'ye girdim. Sonrasında 10 erkek ve 10 kız çocuk kalmıştık. Müge Yıldız ile birinci seçildik. Hale Soygazi ve Ediz Hun vermişti ödülümüzü. Ödülümü veren Hale Soygazi ile 4 yıl sonra da 'Sevgili Dayım' filminde birlikte rol aldık" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin 'En Güzel Çocuğu' seçilince küçük yaşta büyük bir şöhret yakalayan Murat Erton ile ilk röportajı da Uğur Dündar yapmış.
Oyunculuğun yanı sıra onlarca reklam filmde rol aldığını söyleyen Murat Erton, tesktil sektörünün öncü markalarının da yüzü olmuş defilelere çıkmış. 1973'te Ülkü Erakalın ile 'Acı Pazar' fotoromanına başlayan Erton, birkaç ay sonra da 'Nefret' filminde rol alarak Perihan Savaş ve Yalçın Gülhan'a beyazperdede eşlik etti.
Murat Erton, çocuk yaşta gelen şöhret hakkında "Yarışmada birinci olunca ve ardında da hemen iki filmde rol alınca tabii bir ilgi oluştu. İlkokul öğretmenim benim için büyük bir şanstı, çok destek oldu. Şımarmadım da. Sanırım bu yaşlarda olduğu gibi, çocukluk dönemimde de yaptığım her işi ciddiye almışım" ifadelerini kullandı.
Murat Erton ayrıca, "Kahraman Kıral ile benim yaşadıklarım diğer çocuk yıldızlardan daha farklı. Kahraman'ın da benim de prodüktör akrabası yok. İkimizde de bir şey gördüler ki bize sinemada şans verdiler" diye konuştu.
'Gülerken Ağlayanlar', 'Düşmanlarım Çatlasın', 'Sahipsizler', 'Baba Kartal', 'Talihsiz Yavrum', 'Sevgili Dayım' ve 'Hedef' filmlerinde rol alan Erton, kendisi için 'Sevgili Dayım' filminin yerinin ayrı olduğunu söyledi.
Sevgili Dayım'da Tarık Akan ile dayı ve yeğeni canlandıran Murat Erton, "Zeki Ökten yönetmen koltuğundaydı. Hale Soygazi, Süleyman Turan, Neriman Köksal, Perran Kutman kadrodaydı. Çok güzel bir set ortamı vardı. Sette kocaman bir tavada yumurta yaparlardı. Tarık Ağabey 'hepsini yiyeceğim sana bırakmayacağım' diyerek şaka yapardı. Çok uğraşırdı benimle. Çocuk ruhlu komik bir adamdı, benimle oyun oynardı" ifadelerini kullandı.
"FATMA GİRİK, BENİ OĞLU GİBİ SAHİPLENDİ"
Murat Erton 1974'te ise bu kez Fatma Girik ile kamera karşısına geçiyor. 'Talihsiz Evlat 'filmde usta oyuncuya eşlik eden Erton, Fatma Girik ve Memduh Ün ile ilgili anılarını da anlattı:
''Fatma Girik'in çocuğu olmayınca beni kendi çocuğu gibi sahiplendi. Benimle şakalaşıyor ve oyunlar oynuyordu. Memduh Ün ise bana 'takık' (Gülüyor) hasta Fenerbahçeli. Ben de Galatasaraylı olunca sürekli benimle şakalaşıyordu.
Evlerinde yüzme havuzu vardı. Memduh Ağabey 'yüzme biliyor musun diye?' sordu? Ben de 'evet' deyince süs havuzuna attı beni. Fatma Abla da peşimden atladı suya. Sonra Memduh Ağabey 'gel barışalım' dedi.
Ben de tabii yanaşmıyorum. Sonra 'bak sana ne aldım' dedi. Bir baktım sarı-kırmızı top. İnanamadım, çünkü koyu Fenerli Memduh Ağabey. Sabahtan akşama top oynuyoruz. Sonra 'sana neden sarı-kırmızı top aldım biliyor musun?' dedi, çok müzip bir insan tabi 'Bilmem yanıtını' verdim. 'Sana Galatasaray'ı tekmelettirdim' dedi. Ben tabii çocuk aklımla şok. (Gülüyor)
"FATMA ABLA SEVGİMİ İSPATLAMAMI İSTEDİ"
Fatma Girik ile ilgili sözlerini sürdüren Murat Erton: Bir gün Fatma Abla, 'Sen beni seviyor musun?' dedi. Tabii seviyorum deyince de 'ispatla bakalım' dedi. Bir fotoğrafını parçalayarak yap boz haline getirdi. 'Al bu parçaları yap yarın getir' dedi. Eve gittim bütün gece uğraştım. Bir parçası da kaybolmuş. Sonra bir baktım 'Canım kardeşim Murat'a sevgiler' yazmış.
'Sahipsizler' ve 'Hedef' filmlerinde ise Kadir İnanır ile rol alan Murat Erton, "Kadir İnanır harika bir metot oyuncusu. 'Sahipsizler' filminde 'Gaddar' karakterindeydi. Canlandırdığı karakter nedeniyle ben ona 'Kıro' o da bana 'Mıro' diyordu. Rol gereği balık yiyordu, sonra elleriyle ayak parmaklarını karıştırıyordu. Rolü yaşıyordu. Çok iyi bir filmdi zaten 1974'te Altın Portakal'da özel ödül aldı" dedi.
1978'de 'Hedef' filminde de Kadir İnanır ile yeniden kamera karşısına geçen Murat Erton, "Filmde Kadir Ağabey'in oğlu olarak rol almıştım. 'Sahipsizler'deki rolünün dışına çıkarak bir gazeteciyi canlandırmıştı. Sette onu görünce tanıyamamıştım. Bambaşka bir karaktere bürünmüştü. Dediğim gibi rolünü yaşıyordu Kadir Ağabey" şeklinde sözlerini sürdürdü.
"Büyük paralar kazandığımı söyleyemem" diyen Murat Erton, sözlerini şöyle sürdürdü: Reklam filmleri daha kazançlıydı. Bir ay sette çalışıp filmden aldığın paranın yarısını, iki gün süren bir reklam filminden alabiliyordun.
1978'de Cüneyt Arkın'ın hem başrolünü oynadığı hem de yönetmenliğini yaptığı 'Baba Kartal'da rol alan Murat Erton, Türk Sineması'nın efsane ismi hakkında da konuştu.
"CÜNEYT ARKIN, BABACAN BİR İNSANDI"
Murat Erton, "Cüneyt Ağabey ile ilk tanışmam Erman Film stüdyosunda oldu. 'Baba Kartal' isimli filmde oynamam için beni düşünmüş. Annemle beraber gittiğimizde Cüneyt Ağabey'i görür görmez çok etkilendim. Çok babacan tavırlarla önce annemle sohbete başladı ve aile hakkında bilgiler aldı. Sonra benimle konuştu ve derslerimi, gelecekte ne olmak istediğimi sordu. Babam her ne kadar sinema konusunda kaygılıysa onun kaygılarını anladığını söyledi. İnanılmaz yakınlık gösterdi.
1978'in son aylarında 'Baba Kartal' çekimlerine başladık. Cüneyt Ağabey filmin yönetmenliğini ve başrolünü üstleniyordu. Daha önce 'Gelincik'te çalıştığım Murat Koç, ağabeyimi oynuyordu. İkimiz Cüneyt Ağabey'in oğluyduk ve köyden şehre geliyorduk. Büyük zorluklarla bizi büyüten bir babayı canlandırıyordu.
Hiç unutmuyorum bir sahnede çok soğuk bir havada Garipler Han'ında beni yıkıyordu. Sahne bittiğinde üzerindeki paltoyu hemen üstüme örtmüştü. Cüneyt Ağabey hayatımda yer eden önemli bir figürdür" dedi.
Murat Erton, bu filmin ardından babası vefat edince oyunculuğu bırakmış.
İlkokul ve orta okul döneminde yoğunlaştığı oyunculuk nedeniyle derslerinde zorlanan Murat Erton, buna rağmen bugünkü adı Kadıköy Anadolu Lisesi olan Maarif Koleji'ni kazanmış. Erton, kameralardan uzaklaştıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği'ni kazanmış. Bu bölümün kendisine uygun olmadığını fark eden Erton, Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ni kazanarak anne ve babasının izinden giderek onların mesleğini seçmiş.
Askerlik sonrası ABD'de pazarlama ve yöneticilik eğitimi alan Erton, 1988'de üniversitedeki sınıf arkadaşı Banu Erton ile evlendi. Pek çok şirkette üst düzey yönetcilik yapan 2001'de oğlu Yiğit'i kucağına alarak babalık heyecanı yaşadığını söyledi.
"SETLERİ ÇOK ÖZLÜYORUM"
Şimdilerde eşinin, oğlunun ve kendisinin baş harflerini taşıyan tasarım firması bulunan ve Bostancı'da yaşayan Murat Erton, "Oyunculuğa dönmek ister misiniz?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi: Setleri çok özlüyorum, şimdi teklif gelse koşarım. Cem Yılmaz ile aynı projede yer almayı çok isterim...
