İtiraz eden vekili sunmuş olduğu dilekçesi ile müvekkili hakkında yapılan itibarını zedeleyici, kişilik haklarına haksız saldırının bulunduğundan bahiste 5651 sayılı Kanun'un 9. Maddesi uyarınca erişimin engellenmesi talebinde bulunmuş olup; Anayasamızda bir taraftan 17. maddesinde kişinin manevi varlığının korunma ve geliştirilmesini, 20. maddesinde özel hayatın gizliliği ve korunmasını; bir taraftan da 22. maddesinde haberleşme hürriyetini, 25. maddesinde düşünce hürriyetini, 26. maddesinde düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini, 28. maddesinde basın hürriyetini düzenlenmiş, kapsam ve sınırları belirlenmiş ve güvence altına alınmıştır.
Anayasaya uygun olarak çıkartılan (Başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere) yasalarla (ve bu arada 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yolu İle İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunla) da bu hak ve hürriyetlerin somut olarak nasıl korunacağı, ihlallere karşı uygulanacak yaptırımların esas ve usulleri düzenlenmiştir.
Anayasa ve 5651 sayılı yasanın ilgili maddelerine göre değerlendirme yapılırken özgürlüğün esas, sınırlamanın ise yasal şartların varlığına bağlı olarak istisna olduğu hususu daima dikkate alınmalıdır. Anayasanın yukarıda sayılan maddeleri arasında dengenin, hakların kesiştiği noktalarda hangi hakkın öncelikli olarak korunacağının her somut olay için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu değerlendirme yapılırken bir yandan kişilik haklarının ve özel hayatının gizliliğinin korunmasını talep edenlerin sosyal konumu, ünvan, makam ve görevi, bunlar itibarı ile kamuya karşı sorumluluğu, şöhreti ve geçmişinde eylem ve söylemleri nedeni ile kamuoyunun ilgisine mazhar olup olmadığı, diğer yandan somut olayın niteliği, bilinmesinde kamu yararı bulunup bulunmadığı, haber değeri olup olmadığı, görünür gerçekliğe uygun olup olmadığı, ve bir diğer yandan da olayda düşünce basın hürriyetini kullandığını iddia edenin beyan ve yayınlarının içeriği, bulunan düşünce, kanaat, eleştiri, yorum kapsamında kalıp kalmadığı, yayının biçim ve içeriği arasında bir denge olup olmadığı, özel bir hakaret ve aşağılama kastı taşıyıp taşımadığı gibi bir çok hususun birlikte düşünülmesi ve karar verilmesi gerekmektedir.
Talebe konu yayınlar incelendiğinde ise talebe konu paylaşımların haber alma verme, yorum ve eleştiri ile ifadeyi açıklama hürriyetleri kapsamında kalamayacağı, talep edenin itibarının zedelendiği, gerçekliği ve doğruluğu araştırılmadan yapılan haber ve yorumlarla itibarı olan kişinin toplum nezdindeki saygınlığını zedelenebileceği anlaşılmakla talebin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur;
URL adreslerine ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE,
Hakimliğimizce verilen kararın 5651 sayılı yasanın 9/8 maddesi gereği en geç 4 saat içinde yerine getirilmek üzere 5651 sayılı yasanın 9/5 maddesi uyarınca ERİŞİM SAĞLAYICILARI BIRLIĞI'NE GÖNDERİLMESİNE,
Kararın taraflara tebliğine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu CMK’nın 268 inci maddesi gereğince 7 gün içinde mahkememize hitaben yazılacak dilekçe veya zabıt katibine sözlü beyanda bulanmak suretiyle İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliğine itirazı kabil olmak üzere karar verildi.