Duayen diplomat Onur Öymen uyardı: ABD ile ilişkilerde yeni döneme dikkat!

Duayen diplomat Onur Öymen uyardı: ABD ile ilişkilerde yeni döneme dikkat!

ABD’de başkanlık seçimini Cumhuriyetçilerin adayı Trump’ın kazanmasının ardından gözler Türk- Amerikan ilişkilerine çevrildi. Onur Öymen, ABD ile ilişkilerde yeni döneme ilişkin uyarıda bulundu.

FATİH ERBOZ / Yeniçağ Özel Haber

Türk- Amerikan ilişkilerinde nasıl bir dönem olacağını anlayabilmek için genel politikayı da gözden geçirmek gerektiğini ifade eden emekli Büyükelçi Onur Öymen, “ Trump ABD’de daha önce başkanlık yaptı. Bu dönemde tecrübelerinden faydalanmış bir şekilde mi politika izleyecek, değişen stratejik dengelere göre mi yeni politikalar belirleyecek bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Türkiye açısından daha önce de gündemde olan iki kritik konu hala önemini koruyor. Bu konulardan birisi Kıbrıs’taki durum, diğeri ise ABD’nin terör örgütü PYD’ye verdiği desteği hala kesmemesi. Bu iki konunun Türk kamuoyunda daha çok gündeme getirilmesi gerekiyor. Kıbrıs meselesi milli bir dava. Bu konuda yaşanan gelişmeler tüm şeffaflığıyla kamuoyu ile paylaşılmalı. Öte yandan Suriye’deki PYD meselesi aynı şekilde. F-35 konusunda neler olduğunu da tam olarak bilmiyoruz iki ülke arasında. Bu konunun da açıklığa kavuşturulması önümüzdeki süreçte önem kazanıyor” dedi.

PYD TERÖR ÖRGÜTÜTÜN DESTEKLENMESİ

Turump’un daha önce başkanlık deneyimi olan bir isim olduğunu ifade eden Öymen, şunları söyledi: “ ABD’de yapılan seçimler sonucunda Trump’un yeniden başkan seçilmesinin elbette ABD içinde kendi nedenleri olduğunu da söyleyebiliriz. Bunlardan biri Trump’un daha önce de başkanlık yapması. Bir başka neden ABD’de daha önce hiçbir kadın başkanlık yapmamıştı. Demokratların adayı Kamala Harris Trump’a yakın bir oy alsa da sonuçta başkan seçilemedi. Bunun da bir faktör olduğunu belirtebiliriz. Bir başka neden ise bundan önceki başkan Biden döneminin ABD’de de pek parlak geçmemesi. Biden ABD’nin istediği politikaları tam olarak uyguladığını söylemek zor. Bu faktörler diğer faktörlerin yanında biraz daha ön plana çıkıyor seçimin sonucunun belirlenmesinde. Elbette burada Türkiye açısından dikkat edilecek konular var. Öncelikle Trump daha önceki başkanlık döneminde edindiği tecrübe doğrultusunda uyguladığı politikaları devam ettirecek mi, değişen stratejik dengelere göre yeni bir politika belirleyecek mi? Bundan sonraki süreçte bu önemli olacaktır. Türkiye ile ABD arasında Kıbrıs, Ege denizi, Suriye’de PYD’nin desteklenmesi gibi üç ana konu ilk etapta öne çıkıyor. Elbette F-35 savaş uçakları meselesini de buna dahil edebiliriz. Trump ikinci döneminde Türk- Amerikan politikalarını önümüzdeki süreçte daha iyi anlayabilmemiz için öncelikle bahsettiğimiz bu konularda daha önce neler yaşandığını ve gelinen süreçte nerede olduğunun şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanması büyük önem taşıyor.”

KIBRIS RUM KESİMİ İLE YAPILAN ASKERİ İŞBİRİLĞİ

Trump’un bundan önceki başkanlık döneminde Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile askeri işbirliği konularında yakın çalıştığını, Biden yönetiminin son döneminde yine Güney Kıbrıs Rum yönetimi ile askeri işbirliği antlaşmalarının gerçekleştirildiğini hatırlatan Öymen, “ Yapılan antlaşmalar doğrultusunda ABD, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde helikopter üssü kurabilecek ve Güney Kıbrıs Rum kesimi subayları ABD’de eğitilecek. Trump bundan önceki başkanlık döneminde Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne yönelik silah ambargosunu kaldırmıştı. Bundan sonra bu politikasını izleyecek mi? Doğu Akdeniz’de İsrail, ABD ve Yunanistan arasında doğal gaz çıkarılması başta olmak üzere bir dizi konuda işbirliği antlaşması olduğunu biliyoruz. Bunun yanı sıra Ege Denizi’nde ABD Yunanistan’ı desteklerken, Yunanistan’da ABD’nin bu bölgeye yönelik politikalarına destek veriyor. Bu noktada bölge bu süreçten nasıl etkilenecek? Bu sorunun cevabı çok önemli. Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede dengeler nasıl değişecek? Türkiye bu gelişmelerden nasıl etkilenecek? Bunlar önümüzdeki dönemin cevap verilmesi gereken soruları” diye konuştu.

ABD’nin Suriye’de PYD terör örgütün desteklemeye devam ettiğini kaydeden Öymen, “ ABD, Suriye’de tüm dünya tarafından neredeyse terör örgütü listesine alınan terör örgütü PYD’yi destekliyor. ABD’nin eski Şam büyükelçisi Robert Ford yazdığı makalede PYD’nin Kandil’de PKK güdümünde kurulan bir yapı olduğunu ve Türkiye ve Suriye’de savaştığını açıkça yazıyor. Bu konu nasıl çözülecek iki ülke arasında? Türkiye’nin sınır ve toprak bütünlüğüne yönelik güvenceler bundan nasıl etkilenmeye devam edecek? Bu konular bir soru işareti olarak önümüzde duruyor ve cevap bulması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bu cevaplar ilişkiler yön verecek nitelikte olacaktır” dedi.

F-35 KONUSUNDA ŞEFFAFLIK ŞART

Türkiye’nin yeni dönemde F-35 savaş uçakları projesine geri dönmesinin de yine iki ülke arasındaki önemli konular arasında olacağını ifade eden Öymen, şunları kaydetti: “ F-35 savaş uçakları konusunda da aynı konu gündeme geliyor, yani PYD terör örgütü ve Kıbrıs meselesinde olduğu gibi bu konuda da şeffaf bir süreç yönetmeyi tercih etmiyor yetkililer. F-35 savaş uçakları programından Türkiye neden çıkarıldı hala net bir yanıt bulabilmiş değiliz. Ortaya konan neden ise kendi içinde tutarlı değil. Türkiye, Rusya’dan S-400 uzun menzilli hava savunma sistemlerini aldığı için mi bu programdan çıkartıldı? ABD, bu sistemlerin NATO’ya zarar vereceğini öne sürerek Türkiye’yi F-35 programından çıkardığını öne sürüyorsa o zaman bu sistemlerin bir alt modeli olan S-300 uzun menzilli hava savunma sistemleri Yunanistan’da bulunuyorken neden bu sistemlerle tatbikat yaptı ABD? Bu gerçekçi bir neden olarak önümüzde durmuyor. ABD eğer patriot sistemlerini Türkiye’ye satmadıysa neden satmadı? Fiyat konusunda mı anlaşılamadı? Teknoloji mi yetersiz bulundu? Bunun gibi soru işaretleri ile dolu bir süreç yaşandı ve Türkiye’nin F-35 savaş uçakları programından neden çıkarıldığı sorusu hala cevap bulmadı. Bu nedenle öncelikle bu konunun açıklanması gerekiyor şeffaf bir şekilde. Öte yandan Türkiye ve KKTC son dönemde egemen eşit iki devlet tezini bir devlet politikası olarak ilan etti. Kıbrıs meselesinde neler oluyor, Türkiye yeniden masaya mı dönüyor, son günlerde yaşanan gelişmeler ve tartışmalar böyle bir soruyu da beraberinde getirdi. Bunun da açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Türkiye KKTC’nin dünyada tanınması için girişimlerde bulundu da bu konuda sonuç alınamadı mı, neden alınamadı? Yine aynı şekilde Hindistan S-400 uzun menzilli hava savunma sistemlerini Rusya’dan alıyor, ABD ise Türkiye’ye izlediği politikayı izlemediği gibi bu bir istisnadır diyerek konunun üstünü adeta kapatıyor. Neden böyle bir yöntem izlendiğinin sorulması gerekmiyor mu? Türkiye Trump’un ikinci başkanlık döneminde bu konuları masaya mutlaka taşımalı, ayrıca bu bahsettiğim konularda da kamuoyunu bilgilendirmeli. Şeffaf bir bilgilendirme yapılarak Türk kamuoyu bu konuda rahatlatılmalı. Bu iki mesele çok önemli. Yeni bir çözüm süreci tartışması açıldı bu konular bir türlü gündeme gelemedi. Bu konuları Türk kamuoyu gündeminde tutmalı. Türkiye’nin milli çıkarları doğrultusunda bir sonuç alabilmek istiyorsak bu konuları hem diplomatik olarak, hem de kamuoyunda gündemde tutmamız kaçınılmaz.”