Dünya Sağlık Örgütü resmi internet sitesinde yayınladığı Covid-19 ile ilgili takvime yaptığı küçük bir değişiklikle Çin'in korona virüs salgınını ilk zamanlarda bildirmediğini kabul etmiş oldu.
Örgüt daha önceden Çin'in salgını ilk andan itibaren kendileriyle dolayısıyla uluslararası kamuoyuyla paylaştığını savunuyordu. Fakat bu tutumdaki değişiklik kurumun resmi sitesindeki takvime yansıdı.
Washington Examiner'da yayınlanan habere göre Çin aslında salgının çıkışını kuruma hiç haber vermemiş ve uluslararası sağlık yetkilileri salgın hakkında ilk bilgileri Amerika merkezli bir siteye gönderilen bilgilerden öğrenmiş.
ZATÜRE VAKASI OLDUĞU RAPORLANDI
Dünya Sağlık Örgütü'nün resmi internet sitesinde salgının başlangıcı ve yayılmasını gösteren takvimde ilk tarih olarak görülen 31 Aralık 2019'da daha önce "Vuhan Yerel Sağlık Komisyonu bir grup zatüre vakasını rapor etti. Daha sonra bunun yeni bir tip korona virüs olduğu anlaşıldı" ifadeleri yer alıyordu.
Sitede yer alan şimdiki ifadede ise "DSÖ'nün Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki ülke ofisi Vuhan Yerel Sağlık Komisyonu'nun web sitesinde yer alan virütik zatüre vakalarıyla ilgili basın açıklamasını tespit etti," dendi.
İlk ifadede virüsün ilk çıkışının Çinli yetkililer tarafından raporlandığı belirtilirken değişen açıklamada DSÖ yetkililerinin bir basın açıklamasını tespit ettiği vrugulanıyor. Bu aslında DSÖ'nün resmi olarak salgının çıkışında bilgilendirilmediği anlamına geliyor.
Başta Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump olmak üzere dünyada bir çok siyasi lider salgının yayılmasından Çinli yetkililerin sorumlu olduğunu ve DSÖ'nün bu konuda yeterince önlem almadığını ileri sürüyordu.
Eleştirilerin odağı haline gelen DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ise hem örgütün hem de Çinli yetkililerin üzerine düşeni yaptığını savunuyordu. Fakat bu son değişiklik DSÖ'nün pozisyonunda bazı değişiklikler olabileceği anlamına gelebilir.
Bir çok kişi eğer salgın ilk çıktığı yer olan Vuhan'da kontrol altına alınıp dünyaya yayılması engellenmiş olsaydı 11 milyondan fazla kişinin hastalanmasının ve 500 binden fazla kişinin de hayatını kaybetmesinin önüne geçilebileceğine inanıyor.