Dünya Gazetesi’nden Barış Erkaya’nın haberine göre, döviz tutan veya döviz tevdiatta parasını tutan vatandaşın bu yeni enstrümana geçiş konusunda ilk verilere bakılırsa en az üç aylık bir riski almakta pek istekli olduğu söylenemez.
EN RİSKLİ GÜNLER
Çünkü kurun Aralık ayının son 10 günündeki 18 TL’li seviyelerden önce 10 TL’li seviyelere geldiği, ardından yeniden 14 TL’lere yaklaştığı bir andayız. Yani tepe ve dip noktasının tam ortası, dolar endeksli bir enstrümanda karar almak için en tehlikeli nokta. Kurlara öncekine benzer güçlü bir müdahalenin gelebileceği öngörülen nokataya da çok yakın.
Dolayısıyla yukarıda kur farkı oluşabilecek marj tehlikede olduğu gibi, daha ucuza kur korumalı mevduat kurulabilecek seviye de çok aşağıda. Üstelik de alınacak risk minimum 3 ay. Üç ay mevcut şartlarda olduk.a riskli bir süre. Bu nedenle aslında vatandaşın kur korumalı mevduata ilgisini önümüzdeki birkaç ay içerisinde gelebilecek müdahale sonrası talep gösterecek gibi görünüyor.
EKONOMİDE NELER OLACAK?
Verilere bakıldığında kur korumalı mevduata ilginin DTH sahiplerinden çok TL mevduat sahiplerinden geldiği görülüyor. Bu da aslında gayet doğal. Parasını TL’ye yatıran için bir de kur koruması şemsiyesi alma imkanı vermek, hele ki özel bankaların tavan faizden bunu teklif etmesi durumunda bulunmaz bir fırsat.
Olabilecek tek risk, zaten enfl asyon karşısında erimesi garanti olan TL mevduatın daha düşük elde edilmesi olasılığı. Fakat bunu aynı zamanda bir vatandaş anketi gibi değerlendirmek gerekirse, parasını TL’ye yatıranlar kurun daha da yükseleceği beklentisine sahip olduğu izlenimi edinmek çok da zor değil.