Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yaş Meyve ve Sebze Sektör Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘gıda arz güvenliğinin ve fiyat istikrarının sağlanması’ amacıyla domates ihracatını 14 Nisan’a kadar yasakladığı bildirildi.
ARZ SORUNU YOK
Açıklamada halihazırda hem yurtiçi talebi, hem de ihracatı karşılayacak miktarda üretim olduğu belirtilerek, Türkiye’nin domates ihracatının, yurtiçi fiyat artışına etki etmesinin söz konusu olmadığı ifade edildi. Domates ve diğer tüm gıda ürünlerindeki fiyat artışının temel nedeninin girdi maliyetlerinin yükselmesi olduğu vurgulanan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“İhracat kısıtlaması en başta üreticileri olumsuz etkileyecektir. Üretimdeki düşüş fiyatların yani enflasyonunun daha da artmasına neden olacaktır.
Mevsim olarak havanın da ısınmasıyla domates arzının yükseleceği bir dönemdeyiz.
Nisan-Mayıs döneminde üreticilerin ürün kaybı, bakımsızlık veya seralardaki ürünün sökülmesiyle üretim mevsim normallerinin altına düşecektir. Dolayısıyla üreticiler ağır zarar görürken fiyatlar mevsim normallerinin de üstüne çıkacaktır.
YURT DIŞI PAZARLARIMIZI BİR GÜNDE KAYBEDERİZ
Yıllarca rakip ülkelerden güçlükle elde edebildiğimiz pazarların bir günde kaybedilmesi söz konusudur. Bu pazarların kaybı bir sonraki senenin üretim planlamasını ciddi şekilde olumsuz etkileyecektir.
İhracatta verilen taahhütler yerine getirilemeyeceği için bir takım mağduriyetler ortaya çıkacak, ekonomimiz olumsuz etkilenirken aynı zamanda müşterilerimizle güven problemi yaşamamıza neden olacaktır.
Rakip ülke tedarikçileri, özel ve uzun süreli anlaşmalar yapmadan ürünlerini vermeyeceklerdir. Bağlayıcı olmak için durumu fırsata çevireceklerdir.
Yabancı zincir marketler Türkiye’deki ihracatçılara ve üreticilere ağır sorumluluklar yüklemiştir. Yeniden izin verildiğinde ihracat yapacak maddi güçte ihracatçı sayısı ciddi oranda azalacaktır. Ayrıca devam etmeyen faaliyette ticari alacaklar ciddi tahsilat kaybına neden olacaktır. Hali hazırda tahhüt edilmiş işletmelerde yabancı marketlere hazırlanmış ürünlerin yasak kapsamına girmesi milyonlarla ifade edilen değer kaybına yol açacaktır.
Öte yandan deprem felaketi nedeniyle ağır tahribat gören Hatay, Adıyaman bölgesinden seralarda ve ihracat sürecinde on binlerce işçi istihdam edilmekte, bu istihdam bir nebze yaralara merhem olmaktadır. Bu durumda çalışamayan işletmeler işçilerini çıkarmak zorunda kalacak ve yara daha da ağırlaşacaktır.
Tüm bu nedenlerle alınan karanın yeniden gözden geçirilerek bir an önce üreticiyi ve ihracatçıyı rahatlatacak adımların atılmasını bekliyoruz.”