Hazırlayan: Timuçin MERT
Yeni bir parti doğmak üzere...
Her doğum gibi bu da sancılı olacağa benziyor. Daha ilk adım atılmadan bölünme başladı. MHP Genel Başkan adaylarından Sinan Oğan, MHP'den atılmasına rağmen "Ben bu işte yokum!" dedi.
Parti yönetimini hukuk dışı yollarla ve çok eleştirilen mahkeme kararlarıyla elde tuttuğu belirtilen MHP Genel Merkezi, Sinan Oğan'ı kapı dışarı ettiğine göre bu muhteremin yeni oluşumu neden desteklemediği bilinmiyor.
Koray Aydın, MHP'den ihraç edilmeyen tek genel başkan adayı. Onun da yeni partiye katılmayacağı ve mücadelesini MHP içinde sürdüreceği anlaşılıyor.
Ancak... Koray Aydın, MHP'nin artık bir "Tabela Partisi" haline geldiğini unutuyor.
Bahçeli'nin partisi ilk seçimde barajı aşamayıp, Meclis dışında kalacak. Güçlü adaylardan Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın yeni oluşum için tutumu henüz net değil.
* * *
Okurlarımdan sürekli sorular geliyor:
"Yeni parti kurulacak mı?"
"Ne zaman kurulacak?"
"Lider kim olacak?"
Yalnız muhalif MHP'lilere değil, tüm kesimlere hitap edilecek merkez sağda bir parti kurulacağı kesin. Zamanını bilemem. Muhtemelen sonbaharda... Partinin lideri ise belli: Meral Akşener.
Devlet Bahçeli korktuğu için onu MHP'den attırdı! Bu da, Meral Hanım'ın güçlü olduğunu gösteriyor! Akşener'in şu anda kamuoyunda yakaladığı rüzgâr kuvvetli. Bunu iyi değerlendirirse, Türk siyasetini sarsabilir!
* * *
Dışlanmış, kovulmuş, haksızlığa uğramış kitlelerin yeni parti etrafında kenetlenmesi ve Devlet Bahçeli ile birlikte AKP'li kodamanlara da ders vermesi mümkün.
Bu yeni parti, Türk siyasetinin rengini değiştirebilir.
Aynı kaderi paylaşan Ümit Özdağ, Koray Aydın ve Sinan Oğan'ın da yeni partiye güç vermeleri, en akılcı yol olur. Birlikten kuvvet doğar. Ülkemizin menfaati için fedakârlık zamanıdır şimdi...
Rahmi Turan Sözcü
***
Demokratlıkları "koltuk kaybetme korkusu"na kadar
-------
"Bir zamanlar İtalya'dan yürüyerek Türkiye'ye gelen bir kadın (Gebze'de tecavüz edilerek öldürülen İtalyan sanatçı Pippa Bacca) vardı, başına kötü şeyler gelmişti. Nereden geldi ki aklıma durup dururken."
(Bursa Süleyman Çelebi Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Necmettin Köksal)
***
"Ey Kılıçdaroğlu, bugün bazı dış güçlerin, FETÖ'nün, HDP'nin uşaklığını yaparak yürümeye başladın. Şunu kafana sok ki bizler Reis'in ağzından çıkacak tek bir kelimeye bakarız. Tek bir kelimeyle ölürüz, için koşar öldürürüz."
(Karabağlar'ın AKP'li Meclis üyesi Emrullah Kavuz)
***
"Düzceli vatandaş gübre dökerek sizi uyardı. Bizden uyarması. Biz de sivil itaatsizlik hakkımızı kullanırsak kaçacak cezaevi bile bulamazsınız. Gerekirse tatile giden bütün üyelerimizi göreve çağırır Maltepe'yi size dar ederiz."
(Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No'lu Şube Başkanı Talat Yavuz)
Partinin adı "Adalet" ama... Adalet yürüyüşünden yurt ve dünyada sağladığı destekten çok rahatsızlar. Böyle durumlarda hep aynı yola sapıyorlar. Partiye yakın birileri silah da teşhir ederek kendilerinden olmayanlara ağır tehditler savuruyor...
Demokratlar ama.. Demokratlıkları koltuğu kaybetme korkusunun başladığı yerde bitiyor.
Melih Aşık Milliyet
***
"Adalet" deyince herkes bir durup düşünmeli
----------
... Tacizci sapıkların, kafasına göre havalı tüfekle çocuk vuranın serbest kalabildiğini biliyoruz, okuyoruz görüyoruz...
FETÖ'nün tekerine çomak soktuğu için cezaevinde yatmışların FETÖ ile irtibatlı diyerek içeri alındığını biliyoruz, okuyoruz, görüyoruz...
Arkası sağlam olanın işi raporuna uydurabilirken, dört günlük askerin, emir kulunun hâlâ cezaevinde iddianame beklediğini biliyoruz, okuyoruz, görüyoruz...
Şehir zorbasına çarpılan da, malı ve canı yanan da, abartılı trafik cezası yiyen de, "muhbir vatandaş" imzalı şikâyetle atılan pisliği temizleyene kadar canı çıkan da "adalet" denildiğinde bir duruyor, düşünüyor.
Bu yürüyüşü ve toplumda harekete geçirdiği farklı katmanları sadece "iktidarı zorda bırakmaya çalışanlar" veya "terör örgütü maşaları" gibi görmek derinleşmiş, kökleşmiş bir problemi okuyamamak anlamına gelir...
Kanat Atkaya Hürriyet
***
Adalet yürüyüşüne katılanlar teröristlerle aynı yolun yolcusuymuş!
Peki neden polis ve jandarma korumasında yürüyorlar?
G.E Milliyet (Açık Pencere)
***
Bedelini herkes öder
-------
Gümrük Bakanı'ndan sonra dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da benzer bir ifade kullanarak, CHP'nin başlattığı Adalet Yürüyüşü için "CHP'nin temsil ettiği çizgi muhalefeti aştı, artık terör örgütleriyle birlikte hareket etme noktasına geldi" sözlerini duymak üzücüydü.
Keşke Ak Parti Genel Başkanı olarak konuşmak yerine Cumhurbaşkanı kimliğiyle "Protesto demokrasilerde haktır, bu kadar büyük kitleler yargıdan, adaletten şikayetçiyse Adalet Bakanı'nın ve tüm liderlerin katılacağı bir toplantıda bu konuyu masaya yatırırız" deseydi.
Türkiye gerçek demokrasiyi ve onun can damarı olan hukuk devleti özelliğini kaybetmemelidir, kaybederse bundan bir kesimin veya partinin değil, herkesin zararlı çıkacağını unutmayalım!
Güngör Mengi Vatan