Abdülhamit Urğun / Mehmet Bibal / Vahap Kıstırak / Yasin Gökhan / Halil Yatar / Yeniçağ
Doğu, Batı ayırmaksızın yurdun dört bir yanını gezerek esnafları, çiftçileri, emeklileri, işçileri, öğrencileri dinleyen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yeni durağı Bingöl ve Elazığ illeri oldu. Akşener’e gezisinde TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, TBMM Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Genel Sekreter Uğur Poyraz, Teşkilat Başkanı Koray Aydın, Seçim İşleri Başkanı Tolga Akalın, Mali İşler Başkanı Ümit Dikbayır, Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun, Orta Doğu Politikaları Başkanı Mehmet Salim Ensarioğlu, Denizli milletvekili Yasin Öztürk, Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, Tekirdağ Milletvekili Enez Kaplan, Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs, Mersin Milletvekili Behiç Çelik eşlik etti.
Akşener esnaf gezilerinin öncesinde Bingöl- Elazığ Karayolu’nda 24 Mayıs 1993’te usta birliklerine giderken PKK’lı teröristlerin saldırısında şehit olan sivil ve silahsız 33 asker için yapılan Bingöl 33 Er Şehitler Anıtını ziyaret etti.
“VATANDAŞIN ALIM GÜCÜ YARI YARIYA DÜŞTÜ”
Akşener, şehitlik anıtının ardından Bingöl Merkez ilçesinin esnaflarını gezdi. Burada restoran işleten bir esnafa işlerin nasıl olduğunu soran Akşener şu yanıtı aldı:
“Günlük zam geliyor. Bugün aldığımız ürünü yarın aynı fiyata alamıyoruz. Kazancımız gün gün yarıya düşüyor. Mücadele ediyoruz, ayakta durmaya çalışıyoruz ama nereye kadar dayanabiliriz bilmiyorum. Daha önce 25 kişi çalışırken şu anda çalışan sayımız 12’ye kadar düştü. Vatandaşın da alım gücü yarı yarıya düştü. Suyu bile kredi kartıyla alıyorlar. İnsanlar bu duruma düşmüş. Dün kötüyse bugün dünden daha kötü.”
“İŞLER DURMA NOKTASINA GELDİ”
Şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan bir turizm firmasının işletmecileri ise işlerin durma noktasına geldiğini söyledi. Esnaf, “Kiralarımızı ödeyemiyoruz. Küçük ya da büyük esnaf olması fark etmeksizin maliyetleri hep borçla karşılıyoruz. Biz sigortamızı kendi cebimizden ödediğimiz için çocuklarımıza tablet vermiyorlar. Tabletleri yok, bizde alamıyoruz” dedi.
“TÜM ARICILARIN BALLARI ELLERİNDE KALDI”
Bal satışı yapan bir esnaf ise, “Pandemi döneminde sigorta prim ödemeleri hafifletilmeliydi. ” dedi. Bal üreticisi başka bir esnafta şunları aktardı: “15 tane eleman çalıştırıyorum. Geçen yıl elemanlarımıza yevmiyelerini veremedik, sigortalarını yatıramadık. Aldığımız ürünleri paraya çeviremiyoruz, talep yok. Bingöl balcıları olarak, bu yıl bal satamadık. Tüm arıcıların balları şu anda ellerinde duruyor. Vergi, sigorta, kira borçlarımız var hiçbirini ödeyemiyoruz. Çok sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz.”
Burada “esnafın durumu tatlı mı acı mı” diye bir soru yönetilmesi üzerine Akşener, “Esnafın durumu acılıktan, ekşiliğe doğru geçiyor. Sektöre göre değişiyor. Stopajlar da, elektrik paralarında, çalışanların sigorta primlerinde, ürün fiyatlarında zorluklar var” ifadelerini kullandı.
“MİLLETE KÜRSÜYÜ SİZ AÇTINIZ”
Akşener’in yolunu kesen ve korucu olduğunu söyleyen bir vatandaş ise sorunlarını şu sözlerle anlattı:
“40 yıldır terörle mücadele ediyoruz ancak kamu çalışanı değiliz. Kamu çalışanı statüsüne alınmadık, çocuklarımıza bakamayacak hale düştük PKK sevindi. Devlet devleti için çalışan insana sahip çıkmasıyla devlet olur. Bu kahramanlar kırsalda devlet için millet için, bu milletin bölünmezliği için var. Bu kırsallarda şehitler, gaziler vermeseydik milletimiz burada olmazdı. Bunun bir karşılığı olmalıdır. Bize gerekli yasal düzenlemelerle haklarımız verilmiyor. Millete kürsüyü siz açtınız. Milletin temsilcilerinin kürsüde kendilerini ifade etmelerine vesile oldunuz. Allah sizden razı olsun. Devletin gerçeği budur biz böyle bir devlet anlayışı istiyoruz. Yönetme anlayışı böyle olmalıdır.”
“KAYIRMA GENÇLERİN UMUDUNU SÖNDÜRÜYOR”
Akşener Bingöl’deki gezisini bitirdikten sonra değerlendirmede bulundu. Akşener, “Türkiye’nin yedi bölgesindeki şehirler arasında yoksulluk, esnafın zor durumu, zamlar, vatandaşların alım gücünün düşmesi, üniversite mezunu işsiz gencin asgari ücretle bile iş bulamaması ortak. Derin yoksulluk diye bir kavram var, kimse dillendirmiyor. Köylerde üretim durunca şehirde çocuklarına gıda yardımı yapma durumu ortadan kalktı. Dolayısıyla İstanbul’da da başka şehirlerde de özellikle çocuklarda bodurluk başladı. Acilen üzerinde durmamız gereken mesele budur. Liyakate dikkat edilmemesi ve kayırmacılık inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda. Kayırma, gençlerin bu ülkeye dair umutlarının, heyecanlarının ve hizmet etme aşklarının ortadan kalkmasına neden oluyor. Tek adam rejiminin Türkiye’yi getirdiği nokta budur. Bir günde 32 bin imza atması gereken şahıs bu işi yapamaz. Orada bende oturuyor olsam olmaz. İstişarenin, kanunun, yargının, liyakatin ortadan kalktığı bir noktada kafaya göre kararların alındığı, ağızdan çıkan lafların kanun sayıldığı bir noktada bireysel olarak veya toplumsal olarak karşılaştığınız sorunların çözüm mecraları ortadan kalkmış oluyor. Lütfen seçmenler gücünün farkında olsun. Danışmanı 5 maaş alıyor sen açsın, sen işsizsin. Bunları ortadan kaldırıp gerçek dertler üzerinden mücadele edeceğiz. Gerçek dertlere dikkat çekmeye devam edeceğiz.”