“Hanımın Çiftliği”nin başarısının ardından Orhan Kemal’in eserleri, televizyon dizisi çekmek için gözde bir malzeme haline gelmişti. Kanal D, “Kötü Yol”u, Star TV de “Evlerden Biri”ni çekerek yaz döneminden itibaren yayına soktu. Özellikle “Kötü Yol”, yaz aylarını iyi geçirdi, sürekli en çok izlenenler listesinin üst sıralarında yer aldı. Ancak yeni sezonla birlikte, yeni diziler başlayınca iki dizi de gözden düştü. “Kötü Yol”un yayın günü ve saati değiştirildi önce, şimdi erken final yapması bile gündemde.
Dizinin teması ezilen, sömürülen kadın. Aslına bakılırsa, tam da gündemimizin kalbinde yer alan bir dizi. Gerçek hayatta tecavüze uğrayan, şiddete maruz kalan, aşağılanan kadınlar gazetelerin ve televizyonlardaki ana haber bültenlerinin manşetlerinden inmiyor. Hal böyle olunca, bu temayı işleyen bir yapım da, kendi fanatik kitlesini yaratıyor. Kim bilir kaç kadın, kendini özdeşleştiriyordur, öykünün kahramanıyla? Yine kim bilir kaç kadın tıpkı dizideki gibi, şan, şöhret, para vb. ile gelen kurtuluşun hayalini kuruyordur? Ve kaç kadın bu yolda heba olup gidiyordur?
Her dizinin bitişi, aslında umutların da yok olup gitmesi. Evet, o diziye bel bağlayıp, evine ekmek götürmeyi hayal eden birçok çalışanın umutları kırılıyor. Bu işin bir yönü. Ama bir de ekran başında umutlarına, hayallerine sona eren her diziyle birlikte erken veda edenler var. Ezilen kadın, mutlu sona ulaşamıyor, demek ki o yol kapalı, hayalin de yeri yok. Umutları ötelemekle geçiyor günlerimiz. Hayal dünyamız daralıyor. Çıkış beklentimiz yok oluyor.
Ya da, sınır tanımayan aşklar... “Sudan Bıkmış Balıklar” daki büyük aşk ile kendini özdeşleştiren gençler, dizinin yayından kaldırılmasıyla sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Dizi yok, öyleyse gerçek aşk, büyük aşk falan da yalan. Eller artık birbirine değmiyor. Kararsın umutlar. Perde!
