Son yapılan araştırmalar, bağırsak mikrobiomunun romatoid artrit üzerindeki etkisini mercek altına aldı. Bağırsakta bulunan bazı organizmaların miktarının az veya çok olması, romatoid artrit gibi iltihabi hastalıkların seyrini olumsuz etkileyebilmektedir. 1,3 milyon insanın etkilendiği bu otoimmün hastalık, eklem ağrıları ve kemik deformiteleri gibi ciddi sorunlara yol açmaktadır. Araştırmalar, bağırsak dengesizliğinin romatoid artrit ile ilişkili olabileceğini ve bu durumu düzeltmek için alınabilecek bazı önlemlerin semptomları hafifletebileceğini ortaya koymuştur.
Romatoid artrit, sadece eklemleri değil, gözler, akciğerler ve kalp gibi diğer organları da etkileyen çok sistemli bir hastalıktır. Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. 2015 yılında yapılan bir inceleme, bağırsak mikrobiomunun insan vücudundaki tüm bakterileri, virüsleri, mantarları ve diğer organizmaları içerdiğini belirtmiştir. Bağırsaktaki mikropların miktarındaki dengesizlikler, bağışıklık sisteminin düzenlenmesini bozarak iltihaplanmaya yol açabilir.
BAĞIRSAK BAKTERİLERİNİN ROMATOİD ARTRİT ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Yapılan incelemelerde, belirli bağırsak bakterilerinin romatoid artrit üzerindeki etkisi öne çıkmaktadır. Özellikle Prevotella copri bakterisi, hastalığın patogenezine katkıda bulunmakta ve erken aşama romatoid artrit hastalarında artış göstermektedir. Bu bakterilerin varlığı, bağışıklık sistemi işlevini bozarak eklem hasarına yol açabilir. Araştırmalar, lif açısından zengin bir diyetin bu bakterilerin seviyesini artırabileceğini göstermektedir.
Ayrıca, Collinsella bakterisinin de romatoid artrit gelişiminde önemli bir rol oynadığı belirtilmektedir. Çeşitli çalışmalarda, bu bakterinin yüksek seviyelerde bulunması, sistemik iltihaplanmaya yol açtığı için dikkat çekmektedir. Diğer taraftan, Lactobacillus casei gibi yararlı bakterilerin varlığı ise, iltihaplanmayı azaltıcı etkilere sahip olmaktadır. Bu nedenle, bağırsak mikrobiomunu dengelemek, romatoid artrit semptomlarını hafifletmek için önemli bir adım olarak görülmektedir.
DİYET VE ROMATOİD ARTRİT
Beslenme, bağırsak mikrobiomunu, iltihaplanmayı ve bağışıklık yanıtını etkileyerek romatoid artrit üzerinde dolaylı bir etkiye sahiptir. Lifin, bağırsak sağlığını iyileştirmek ve romatoid artrit semptomlarını azaltmak için anahtar bir bileşen olduğu vurgulanmaktadır. Lif, bağırsak bakterileri tarafından kısa zincirli yağ asitlerine dönüştürülerek, bağırsak bariyerinin işlevini iyileştirmekte ve iltihaplanmayı azaltmaktadır. Yüksek lifli diyetlerin romatoid artrit semptomlarını iyileştirdiği tespit edilmiştir.
Uzmanlar, günlük lif alımının artırılmasının yanı sıra, doymuş yağ asitlerinin azaltılması, kırmızı etin tüketiminin sınırlandırılması ve vitamin E bakımından zengin gıdaların tercih edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Akdeniz diyeti, tam tahıllar, sağlıklı yağlar, sebzeler ve meyvelerle zenginleştirilmiş bir beslenme şekli olarak romatoid artrit semptomlarını iyileştirmektedir. Bağırsak sağlığını destekleyen bu beslenme tarzı, iltihaplanmayı azaltarak eklem ağrılarını hafifletmektedir.
Romatoid artrit semptomlarının yönetiminde bağırsak sağlığının önemi giderek daha fazla kabul edilmektedir. Bağırsak dengesini sağlamak için beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebilir. Ancak, bireysel farklılıklar göz önünde bulundurularak, beslenme değişiklikleri öncesinde bir sağlık profesyoneli ile danışılması önerilmektedir.
