Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 9 Kasım'da Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Kadir Mısıroğlu'nu ziyaret etmiş ve bu görüşme 10 Kasım'da medyaya yansımıştı. Erbaş'ın istifası istenmiş ve tartışmalar bugüne uzanmıştı. Diyanet Aylık Dergisi'nde de Prof. Dr. Adnan Bülent Baloğlu tarafından kaleme alınan “Kıyametin Tellalları” başlıklı makalede, Atatürk ve İnönü dönemleri “kanlı diktatörlerle” aynı kefeye konuldu.
Sözcü'de yer alan habere göre, Baloğlu'nun yazdığı makalede, şu ifadelere yer verildi:
AMAÇ, DİNİ YASAKLAMAK
Aydınlanma sonrasında şahlanan seküler ideolojilerin hedefi, Tanrı'yı ve izlerini sosyal hayattan uzaklaştırmak, irrasyonel ve hurafeden ibaret gördükleri dini yasaklamaktı.
SEKÜLERİZM KARIN DOYURMADI
Gel gör ki, seküler ideolojiler hiçbir yerde karın doyurmadı. Üstelik seküler cennet hayalleri milyonların canına mâl oldu! Fikirler, ideolojinin kalın zırhına büründürüldüğünde zulmün, işkencenin ve psikolojik baskıların aracına kolayca dönüşebilirlerdi ve nitekim hemen her yerde bu gerçekleşti. Kutsallaştırılan ideolojilerle tarihe, geleneğe, kültüre, dinî kimliklere acımasızca saldırıldı.
TÜRKİYE'NİN TEK PARTİ REJİMİ
Büyük bir kısmı aldatmacadan ibaret olduğu halde Müslüman halklara dayatılan bu toptancı, totaliter, teokratik düzenler sahiplerinin nazarında eşsiz birer dünyevi cennet tasarımıydı. Irak ve Suriye'nin Arap ırkçılığına dayalı Baas rejimleri; Körfez ülkelerinde şekilci, ahlaki muhtevadan yoksun şeriat düzenleri; Kuzey Afrika'nın, Türkiye'nin, otoriter, seküler tek parti rejimleri; Endonezya'da önce Sukarno'nun, ardından Suharto'nun kanlı diktatörlükleri…”