Diyanet'in FETÖ-IŞİD tespitleri ve 'adam kayırma' tartışmaları Meclis'te

Diyanet'in FETÖ-IŞİD tespitleri ve 'adam kayırma' tartışmaları Meclis'te

İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, Diyanet'in 2018 Faaliyet Raporu’nu TBMM gündemine taşıdı. Oral, verdiği meclis araştırma önergesiyle özellikle Diyanet faaliyet raporunda yer alan “adam kayırma”, “FETÖ-IŞİD” tespitlerine dikkat çekti.

İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2018 Faaliyet Raporu’na ilişkin verdiği meclis araştırma önergesiyle özellikle faaliyet raporunda yer alan “adam kayırma”, “FETÖ-IŞİD” tespitlerini TBMM gündemine taşıdı.

Oral, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada verdiği meclis araştırma önergesinin gerekçesini açıkladı.

"Adam kayırma iddiaları, niteliksiz personel, eğitim durumuna uygun yapılmayan görevlendirmeler, merkez-taşra iletişimsizliği. Bunlar Diyanet gibi bir kurum için asla kabul edilemezdir" diyen Halil Oral'ın açıklamaları şöyle:

“Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ne kadar önemli bir kurum olduğunu ve çok iyi bir şekilde yönetilmesi gerektiğini sürekli ifade ediyorum. Bu bağlamda 2018 Diyanet Faaliyet Raporu'nu inceledik ve Başkanlığın kendi tespitleri üzerinden bir meclis araştırma önergesi verdik. Özellikle Başkanlığın kendi zayıf yönleri olarak tespit ettiği alanlar kaygı verici: Adam kayırma iddiaları, niteliksiz personel, eğitim durumuna uygun yapılmayan görevlendirmeler, merkez-taşra iletişimsizliği. Bunlar Diyanet gibi bir kurum için asla kabul edilemezdir. İslam dininin ehliyet, liyakat ve adalet mesajını dile getirmesi gereken Diyanet'in, adam kayırma, ehliyetsizlik, liyakatsizlik sorunları yaşaması büyük bir garabettir. Bu konu hem TBMM'de tartışılmalı hem de Başkanlık tarafından çözüm yolları aranmalıdır.

“BU BİR KURUM SORUNU DEĞİL MİLLİ GÜVENLİK PROBLEMİDİR”

Ayrıca raporun "öneri ve tedbirler" bölümünde FETÖ ve IŞİD ile ideolojik mücadelede yeterli personel olmadığı, camilerin illegal yapılar tarafından işgal edilebileceği hususları belirtilmiştir. Bu bir kurum sorunu değil açıkça milli güvenlik problemidir.”

Araştırma önergesinin gerekçesi ise şu şekilde:

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevi, kuruluş kanunu olan 3 Mart 1924 tarihli ve 429 sayılı Kanun’da “İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işleri yürütmek ve dini kurumları idare etmek” şeklinde tarif edilmiştir. Anayasa’nın 136. Maddesinde de “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir” şeklinde tarif edilmiştir. Nüfusunun tamamına yakını Müslüman olan Türkiye Cumhuriyeti’nde Diyanet İşleri Başkanlığı dini yaşamın doğru bir şekilde idare edilmesi noktasında büyük bir görev yürütmektedir. 15 Temmuz hain FETÖ kalkışmasının sebepleri ve sonuçları da değerlendirildiğinde, illegal ve sözde dini yapıların vatandaşlarımızın bir kısmını terör eylemlerine sevk edebileceği, İslam’ın hoşgörü ve barış mesajını çarptırarak, toplumsal barışı tahrip edebileceği açıkça görülmüştür. Bunun yanı sıra, IŞİD, El-Kaide gibi radikal selefi terör örgütlerinin de ülkemizde çeşitli propagandalar ve militan devşirme faaliyetleri yürüttüğü dikkate alındığında, bu meselelerle itikadi ve fıkhi alanda mücadele edebilecek, Türk milletini en doğru şekilde bilgilendirebilecek kurum ilahiyat fakültelerimizle birlikte Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Bu bağlamda, Diyanet İşleri Başkanlığının faaliyetleri sadece toplumsal bir ihtiyacı karşılamanın yanında pek çok milli güvenlik sorununa karşı da fikri ve dini bir mücadele yürütülmesinin adresidir. Diyanet İşleri Başkanlığımızın çalışmalarının en doğru şekilde yürütülmesini sağlamak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevidir.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan “2018 Yılı Faaliyet Raporu” geçtiğimiz yıl Başkanlığın yaptığı çalışmaları ve harcadığı bütçeyi ortaya koymuştur. Rapor’da öne çıkan bazı hususlar konunun TBMM tarafından araştırılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Rapor’un 112. Sayfasında yer alan “Kurumsal Kabiliyet ve Kapasitenin Değerlendirilmesi” başlığında şu ifadelerle Başkanlığın zayıf yanları ifade edilmiştir: “Diyanet İşleri Başkanlığı Stratejik Planlama çalışmaları (2017-2021) sürecinde teşkilat yapısı, organizasyon yeteneği ve teknolojik kapasite gibi unsurlar çerçevesinde bir durum değerlendirmesi yapılmıştır (…)

Zayıf (Gelişmeye Açık) Alanlar

• Nüfusa göre dağılım açısından personel istihdamının orantılı olmaması

• Merkez-taşra arası iletişim ve dayanışmanın yetersiz olması

• Hizmet alanlarına yönelik uzman eksikliğinin olması

• Personelin eğitim durumuna göre istihdam edilememesi

• Personelde kayırma yapıldığı algısının devam etmesi

• Personel hareketliliğinin (rotasyon) yeterince sağlanamaması

• Stratejik yönetim araçlarının yeterince benimsenmemesi

• Yetişmiş kalifiye personelin başka kurumlara geçişinin devam etmesi

• Bilgi yönetimi alanında yeni perspektif, teori, metot ve teknolojilerin ortaya çıkması ve bu konudaki farkındalık eksikliği.”

Ayrıca aynı raporun 114. sayfasında yer alan “Öneri ve Tedbirler” başlığında cami, mescit ve Kur’an kurslarının dernek, vakıf ve kurum dışındaki tüzel kişilerde olması sebebiyle idare problemleri ortaya çıktığı, kadro verilmeyen camilerin illegal yapılar tarafından işgal edilebileceği, FETÖ ve IŞİD ile mücadelede daha fazla ilahiyat fakültesi mezunu istihdamı gerektiği ve bütçe yetersizliği gibi hususlarda tedbir alınması gerektiği vurgulanmıştır.

Bütün bu hususlar çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığının sorunlarının, ihtiyaçlarının belirlenmesi, zayıf yönlerinin sebeplerinin ortaya çıkarılması ve tedbirlerin belirlenmesi, uyarıların ayrıntılı değerlendirilmesi ve bunların devletimizin ve milletimizin hangi kesim ve kurumlarına etkilerinin olduğunun belirlenmesi için TBMM tarafından bir meclis araştırması açılması gerekliliği hasıl olmuştur.