Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nin Diyanet ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında depremzede çocuklara ilişkin sözleri sebebiyle yaptığı suç duyurusu “ifade özgürlüğü” gerekçe gösterilerek reddedildi.
Diyanet Başkanlığı'nın fetva sitesinde “Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?” sorusuna “Dinimizde kimsesiz çocukların bakım ve gözetilmesi tavsiye edilmiş olmakla birlikte hukukî birtakım sonuçlar doğuran bir evlatlık müessesi kabul edilmiş değildir. Buna göre, evlat edinenle evlatlık arasındaki bu ilişki sebebiyle bir evlenme engeli doğmadığı gibi, evlatlığın kendi öz anne babasının yerine, evlat edinenlerin nesebine kaydedilmesi de caiz değildir" şeklindeki cevabı tepki toplamıştı.
Depremzede çocuklara ilişkin ifadeler büyük tepki toplayınca bir süre sonra Din İşleri Yüksek Kurulu’nun sitesindeki ilgili sayfa silinmiş, depreme dair tüm soru ve yanıtların yer aldığı sayfada da "Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?" sorusu ve cevabı çıkarılmıştı.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, Diyanet ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında diyanetin internet sitesinde "Depremzede çocuklar evlat edinilebilir mi?" sorusuna verilen cevap nedeniyle “Kanunlara Uymamaya Tahrik” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu.
Derneğin suç duyurusu “ifade özgürlüğü” gerekçe gösterilerek reddedildi.
Kararı "rezalet" olarak değerlendiren Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Gerekçede bildirilen “açıklanan görüş ve düşüncenin somut olarak kimseyi hedef almadığı” doğru değildir.
Diyanet’in görüşü, evlat edinen ve evlat edinilen arasında evliliğe mani bir durum olmadığıdır. Bu görüş açıkça çocukları hedef almakta, istismarı meşrulaştırmaktadır.
Gerekçede belirtilen “din kuralları çerçevesinde düşünce ve fikirlerini söylemek” hafifletici unsur değildir, laikliğin ihlalidir ve Anayasamıza aykırıdır.
Laiklik ilkesi gereğince, bir kamu kurumu görüşlerini “din kuralları çerçevesine” dayandıramaz. Diyanet’in görüşü, aynı zamanda medeni kanunun ihlalidir, kanun tanımazlıktır.
Laikliğe, medeni kanuna sahip çıkacağız, hukukun insanlığa düşman, gayrımeşru bir dünya görüşünü aklamaya yarayan bir araç olmasına seyirci kalmayacağız."