Türkiye’den KKTC''ye Din İşleri Dairesi Başkanı olarak atanan Prof. Dr. Ahmet Ünsal’ın, Gazimağusa Polatpaşa Camisi’ndeki bir seminerde, "Kadınlar, kocalarının yatak davetine icabet etmek zorundadır. Evlilik, çocuk yapmak içindir" diye konuşunca ülke karıştı. Ahmet Ünsal’ın kadınları aşağılayan sözlerine, çağdaş yaşam biçimini benimsemiş Kıbrıs toplumunun her kesimi büyük tepki gösterdi
Birgün''den Atilla Aşut''un haberine göre; peş peşe açıklama yapan siyasal parti sözcüleri ve kadın milletvekilleri, laikliğe aykırı tutumu nedeniyle Din İşleri Başkanı’nı kınarken, Ahmet Ünsal’ın görevden alınarak geri gönderilmesini istedi. Daha önce bu kurumda çalışmış kişilerin oluşturduğu Vakıflar ve Din İşleri Dairesi Emekliler Derneği de “Bu toplum böyle bir müftüyü asla kabul etmez, derhal görevden alınmalı” çağrısı yaptı.
Basında yer alan tüm yorumlarda da “Kıbrıs toplumunun seküler yapısını ve ilerici değerlerini bilmeyen bu kişinin müftülük makamda kalamayacağı” belirtildi.
HÜKÜMET SESSİZLİĞİNİ KORUYOR
“Bugün Kıbrıs” gazetesinin ortaya çıkardığı bu skandal karşısında Ulusal Birlik Partisi (UBP) liderliğindeki koalisyon hükümeti sessizliğini korurken, ana muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Din İşleri Başkanı''nın sözlerini “kabul edilemez” olarak niteledi ve “Kadını ikinci sınıf gören bir zihniyetle mücadele edeceklerini” söyledi.
Aynı partinin Genel Sekreteri Asım Akansoy ise Ahmet Ünsal’ın açıklamalarının, “Kıbrıs Türk halkının toplumsal hafızasına ve kültürel yapısına tamamen aykırı olduğunu” belirterek, “Kadının metalaştırılması, nasıl giyineceği, nasıl davranacağı konusunda bir yargıda bulunmak, görüş beyan etmek, hiçbir erkeğin haddi olmadığı gibi Ahmet Ünsal’ın hiç haddi değildir! Aslında beklenen, bulunduğu makamdan bir an önce istifa edip gitmesidir. Ancak böylesine çağdışı görüşlere sahip birinin böyle bir davranışta bulunmasını beklemiyoruz. Bu bakımdan Ahmet Ünsal’ın hiç vakit kaybetmeksizin görevinden alınmasını talep ediyoruz. CTP olarak görevden alma işlemi gerçekleşene kadar sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz.”
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay da laikliğin ve çağdaş düşüncelerin “Kıbrıs Türk halkının DNA’sına kazındığını, bunu değiştirmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini” vurgulayarak “Kadınları ötekileştiren, hakir gören, dini kullanarak cinsiyet temelli ayırımcılığa tabi tutan köhnemiş ortaçağ yaklaşımlarına geçit vermeyeceğiz” dedi.
AHMET ÜNSAL, “DEZENFORMASYON” DEDİ
Ahmet Ünsal’ın ülkeyi ayağa kaldıran sözleri üzerine bir açıklama yapan KKTC Din İşleri Başkanlığı, bu konudaki haberlerin asılsız olduğunu öne sürerek hukuki yollara başvurulacağını açıkladı. Açıklamada, "Tamamen hukukî bir içeriğe sahip olan sunum, medyada çarpıtılmış, bazı cümleler bağlamından koparılmış, cımbızlanmış ve kamuoyunda Başkanı suçlayabilmek için her türlü ifadenin ve iftiranın yer aldığı bir metin haline getirilerek servis edilmiştir. Bu fütursuzca yapılan açıklamaların ve doğruluğu teyit edilmeden sergilenen dezenformasyonun her türlü hukukî takibi de yapılacak ve haklarımız sonuna kadar yasal yollardan aranacaktır" denildi.
Açıklamada dikkat çeken bir başka nokta da Ahmet Ünsal’ın kadınlara yönelik sözlerinin kendi görüşleri olmayıp “İslam’ın Kitabı’nda yer aldığı” savunusu idi. Açıklamanın sonunda bu yaklaşım şöyle ifade edilmişti: “Kamuoyunun bilmesi gereken bir diğer husus da dini bilginin kişilerin şahsi görüşü değil Müslümanların Kutsal Kitabı Kur’ân-ı Kerîm ve yine Müslümanların Peygamberi olan Hz. Muhammed’in sünneti olduğu bilinmelidir. Bu sebeple doğru dini bilgiyi aktarmakla görevli bir kurumun beyanı, temsilcilerinin şahsi görüşleri değildir.”
SES KAYDI YAYIMLANDI, MÜFTÜNÜN SÖZLERİ DOĞRULANDI
Ahmet Ünsal’ın kadınlara yönelik çirkin sözlerini kamuoyuna ilk duyuran “Bugün Kıbrıs” gazetesi, Din İşleri Dairesi’nin “yalandır” açıklaması üzerine, bugün “Hodrimeydan” diyerek o konuşmanın ses kaydını yayımladı. Ses kaydında, Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a gönderilen ve KKTC Hükümeti’nce hemen yurttaşlığa kabul edilen “ithal müftü” Prof. Dr. Ahmet Ünsal’ın o seminerde aynen şöyle söylediği doğrulandı:
“İnsanlar niye evlenir? Çoğalmak için. Dolayısıyla bir kadın, kocasının yatak davetine icabet etmek ZO-RUN-DA-DIR. Yani ihtiyacı karşılanacak... Bazıları evleniyorlar, bir sene geçiyor, iki sene geçiyor, üç sene geçiyor çocuk yok. Niye yok? Evlenmenin sebebi çoğalmak. Elalemin kızı, elalemin oğlu sana neslin üresin diye helal kılınıyor. Keyif yapasınız diye değil.”
KADIN MİLLETVEKİLLERİNDEN BÜYÜK TEPKİ
KKTC Cumhuriyet Meclisi’ndeki muhalefet partilerinin kadın milletvekilleri de ortak bir bildiri yayımlayarak Ahmet Ünsal’ı kınadılar. Ünsal’ın sözlerinin kendilerini rahatsız ettiğini belirten kadın milletvekilleri, “Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarının başında, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kadın haklarına saygılı bir devlet yapısı gelmektedir. Bu bağlamda kendisi bir devlet görevlisi olarak atanan Ahmet Ünsal’ın, kadınların özel ve kamusal alanlarda nasıl yaşayacaklarına dair demokrasi ile bağdaşmayan vaazlar vermesi kabul edilebilir değildir. Kadınların bireysel ve medeni haklarına müdahale eden hiçbir yaklaşıma müsaademiz olmadığı gibi, kadınların yaşamları hakkında söz söylemenin hiçbir kurum yetkilisinin görevi olmadığını belirtmek isteriz” dediler.
Ortak bildiride CTP milletvekilleri Fazilet Özdenefe, Doğuş Derya, Sıla Usar İncirli, Fide Kürşat, Filiz Besim, Şifa Çolakoğlu ile bağımsız milletvekilleri Ayşegül Baybars ve Jale Refik Rogers’in imzaları yer aldı.
Ayrıca CTP Kadın Örgütü de Din İşleri Dairesi Başkanı’nın açıklamalarını sert bir dille eleştirdi. Örgüt açıklamasında, “Ahmet Ünsal''ın sözlerini, yurdumuza ihraç edilmeye çalışılan yobaz ve ataerkil kültürün en bariz örneklerinden biri olarak görüyoruz” dendi. Ünsal’ın görevden alınmasının da istendiği açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Uzunca bir süredir, dışarıdan finanse edilen dernekler ve atanmış görevliler aracılığıyla, toplumumuzun seküler yapısına müdahale edilmekte, Anayasamızca güvence altına alınan "din ve vicdan hürriyeti" istismar edilerek ülkemize siyasal İslam ekseninde bir yaşam tarzı dayatılmaktadır. Din sömürüsünü bir sosyal mühendislik aracı olarak kullanan bu zihniyet, kadınların kazanılmış tüm haklarına saldırmakta, ‘Türkiye''de ne varsa Kıbrıs''ta da olacak’ diyerek modern ve laik toplumsal yapımızı dönüştürmeye çalışmaktadır. Bilinmesini isteriz ki en temel insan haklarını yerle bir ederek Türkiye''yi kadın cinayetleri ve çocuk istismarı ile anılan bir ülke haline getirenlerin, Kıbrıs''taki kadınlara nasıl yaşayacağını, kaç çocuk yapacağını, eş ve aile ilişkilerini nasıl düzenleyeceğini veya çalışma hayatında bulunup bulunmayacağını söyleme hakkı yoktur. Din İşleri Dairesi Başkanı olarak atanan Ahmet Ünsal, bulunduğu mevkii kötüye kullanarak görev ve yetkilerini ziyadesiyle aşmıştır. Söz konusu kişiye apar topar verilen vatandaşlığın iptal edilmesi ve kendisinin görevden alınması için ilgili Bakan derhal girişimde bulunmalıdır. CTP''li kadınlar olarak bu sürecin peşini bırakmayacağımızı, dernekler ve atanmış kişiler aracılığıyla toplumumuza gerici politikalar dayatanlara karşı mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi kamuoyu ile paylaşırız.”
SENDİKALAR DA KAYGILI
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) da Din İşleri Başkanı’nın kadınlara yönelik sözlerini kınadığını açıkladı. "Kıbrıs Türk halkının çağdaş düşünce yapısına tamamen zıt; kadınların eşitlikçi, özgürlükçü, modern yaşam tarzını hedef alan; kadını aşağılayan, erkeğin malı gibi gören bu çağdışı anlayışı sistematik bir şekilde topluma yayma çabaları karşısında yetkililerin sessiz kalması düşündürücüdür” diyen KTAMS Başkanı Güven Bengihan, "Kıbrıslı Türklerin karanlığa sürüklenmesi çabaları karşısında sessiz kalmayacağız" diye ekledi.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş ise küçük yaşta çocukların yatılı Kuran kurslarına gönderilmesini eleştirdi. KKTC’de son yıllarda gerici etkinliklerin artığına dikkat çeken Maviş; dini cemaat, tarikat ve derneklerin, “ekonomik kaynakları belirsiz bir şekilde faaliyetlerini icra ettiklerini” söyledi.
Ahmet Ünsal’ın ülkede büyük tepki çeken sözlerine de değinen Maviş, “Din İşleri Başkanı’nın sözleri, ifade ve düşünce özgürlüğü sınırlarını aşmıştır. Kıbrıslı Türkler kendi dinini kendi tercihleri doğrultusunda öğrenebilecek olgunluktadır. Din İşleri Başkanı’nın nefret söylemine dönüşen sözleri nedeniyle yetkili makamlar harekete geçmelidir” dedi.
“KENDİ GÖRÜŞÜMÜ DEĞİL İSLAM’I ANLATTIM”
Bütün bu tartışma ve açıklamalar sürerken, Kuzey Kıbrıs’ta yayımlanan Yenidüzen gazetesinden Ertuğrul Şenova, Din İşleri Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ünsal’la makamında görüştü. Şenova’nın sorularını, daha önce Başkanlığın basına yaptığı resmi açıklama doğrultusunda yanıtlayan Ünsal, “Kendi görüşümü değil, İslam’ı anlattım” diyerek kendini şöyle savundu:
"Semineri, Türkiye Elçiliği’nin kuruluşu olan HAGEM (Hala Sultan Aile ve Gençlik Merkezi) organize etti; İslam’da evlilik konusunu anlatmamı istediler, ben de anlattım. 29 yıldır İslam Hukuku üzerinde çalışıyorum. Kadınlarla ilgili olarak ‘Bunu neden söylediğimi değil, İslam’da bu niye var?’ diye sorun. O sorunun muhatabı da Müftü değil Allah’tır.”
Ahmet Ünsal, en çok tepki toplayan sözünü de yalanlayarak şöyle dedi: “Kocanız istediği zaman yatağa gideceksiniz diye bir şey demedim, bu bir yalandır. Zaten yazılanların çoğu çarpıtılmış durumda. Ben bir kadına böyle bir şey söyleyemem.”
FAZIL KÜÇÜK’ÜN KOVDUĞU MÜFTÜ
Kuzey Kıbrıs’ı karıştıran Prof. Dr. Ahmet Ünsal’ın şeriatçı çıkışı karşısında tepkiler çığ gibi büyürken, bu kişinin hemen görevden alınmasını isteyenlerin sayısı da artmaya başladı.
Kıbrıslı Türklerin ulusal önderi Dr. Fazıl Küçük’e ilişkin bir anekdot şu sıralar kamuoyunda çok anlatılıyor. 1952 yılında İngiliz sömürge yönetiminin Türkiye’den Kıbrıs''a Müftü tayin ettiği Yakup Celal Menzilcioğlu, Atatürk''e ve Kıbrıslı Türklerin yaşam tarzına hakaret edince, Dr. Küçük’ün isteği üzerine İstanbul''a geri gönderilmişti. Fazıl Küçük’ün kurucusu ve başyazarı olduğu ve halen yayımlanmakta olan “Halkın Sesi” gazetesi de bu geleneğe sahip çıkarak hükümetin benzer bir yaklaşım içinde olmasını istiyor.
“Yobazlık” karşıtı tutumuyla bilinen Dr. Fazıl Küçük, 1951 yılında yazdığı yazıda, ülkeden gönderdiği Yakup Celal Menzilcioğlu için şöyle demişti: "Başımıza dışarıdan getirtilecek, evveliyatını bilip tanımadığımız bir adamı istemiyoruz. Her kim ne derse desin aramızdan birini Müftü seçeceğiz. Bizim aradığımız, Atatürk inkılaplarına sadık cesur ve fedakâr bir insandır.”