Diyanet''in bünyesinde 13 yıldır din görevlisi olarak çalışan Yunus Emirhan Kılıç, Diyanet''in içindeki yolsuzlukları, siyasi müdahaleyi ve intihara sürükleyen baskıları hakkında açıklamalarda bulundu.
Halk Tv''den Sorel Dağıstanlı''nın haberine göre, Diyanet görevlisi Yunus Emirhan Kılıç, "Ben 13 yıllık devlet memurluğumu yakma pahasına büyük bir risk alarak çıkıp bu gerçekleri Türk milletine anlatıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı Ali Baba’nın çiftliğine dönmüştür efendim. Beyefendinin (Ali Erbaş) kızı vaize, damadı müftü, kuzeni müşavir, yeğeni müezzin vs… Efendim İslam ahlakında böyle bir kadrolaşma söz konusu olamaz" diye konuştu.
"KURUM İÇERİSİNDE ÇOK BÜYÜK SIKINTILAR VAR"
Yunus Emirhan Kılıç, "Kuzeni Neşet Bodur, şu anda bir balkan ülkesinde yüksek maaşla müşavirlik yapmaktadır. Bunlar kamuoyuna çıktı, yansıdı. Efendim Neşet bey diyor ki, “Ben tırnaklarımla geldim” yahu beyefendi siz tırnaklarınızla geldiniz de biz uçarak mı geldik. Doktor olduğunu söylüyor, uzmanlık alanı olduğunu söylüyor, gitsin üniversitede hocalık yapsın efendim. Yani 8 bin euro, 10 bin euro aylık maaş alacaksınız, Türk parasına çevirdiğiniz zaman devasa bir rakam… Bu ahlaki değil, bu yüzden kurum içerisinde çok büyük sıkıntılar var." dedi.
"ZİYARET EDECEKSENİZ KURSLARINIZDA İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLARIN AİLELERİNİ ZİYARET EDİN"
Yunus Emirhan Kılıç, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın eşi Seher Erbaş ile ilgili kamuoyuna yansıyan ve yalanlanmayan haberlerin de kurum personeli içindeki rahatsızlığı arttırdığına vurgu yaptı. Seher Erbaş’ın Antalya’da, beş yıldızlı otellerdeki kurum içi eğitimlere katıldığını söyledi. “Ziyaret edecekseniz kurslarınızda istismara uğrayan çocukların ailelerini ziyaret edin” dedi.
"BİR SİYASİ BİR CAMİYE GELECEĞİ ZAMAN EZANI 10 DAKİKA GEÇ OKUTUR BUNLAR"
Kılıç, yaşanan sorunların en temel nedeni olarak, siyaset ile diyanetin iç içe olmasını gösterdi:
“Siyaset öyle ima filan değil, direkt müdahale ediyor Diyanet İşleri Başkanlığı’na. Atamalardan tutun kurum içinde yapılan soruşturmaların üstünün örtülmesine kadar… Bir mahalle camisinin imamının, müezzininin atanmasına kadar siyaset maalesef Diyanet’e müdahale içerisindedir. Bir siyasi, bir camiye geleceği zaman ezanı 10 dakika geç okutur bunlar. Bir siyasi bir camiye geleceği zaman dışarıda çıkar el pençe dururlar.”
"DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NI BİR RANT KAPISI OLARAK GÖRMÜŞLERDİR"
“Kurb-i sultan ateş-i suzan yani Sultan’a yakın olanın ateşi çetin olur. Bizim tasavvuf anlayışımızda, bizim İslam anlayışımızda devlet adamlarında yakın durmak hoş görülmez efendim. Siyasetin elini Diyanet’in üzerinden çekmesi lazım çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı partiler üstü bir kurumdur. Yani Diyanet İşleri Başkanlığı herhangi bir siyasi görüşün arka bahçesi konumuna getirilemez. Siyasete feda edilemez. Ama maalesef bunun son yıllarda artış göstermesinin sebebini ben kurum içerisindeki bir görevli olarak, personel olarak yine bu kurum içinde yetişmemiş, üniversitelerden transfer edilen akademisyenlere bağlıyorum. Çünkü bu beyefendiler, üniversitelerde öğrenci yetiştirmesi gereken beyefendiler, kendilerine Diyanet İşleri Başkanlığı’nı adeta bir rant kapısı olarak görmüşlerdir.
"HER ŞEYİ KILIFINA UYDURUYORLAR"
“Bu profesörler öyle zulümlere imza attılar ki İstanbul’un zengin semtlerindeki lojmanı güzel, nezih mahallelerdeki camiler sınav ilanına konmuyor. Prosedürü aşıyorlar efendim. Her şeyi kılıfına uyduruyorlar. Teklif usulü atama diye bir rezalet var Diyanet İşleri Başkanlığı içerisinde. Bu şekilde hiç sınava çıkartılmadan, sınav ilanına konmadan Kadıköy’de en güzel camiler, en önemli camiler birilerine peşkeş çekildi.”
"CUMA YARDIMLARINDA YOLSUZLUK YAPIYORLAR"
Görevli olduğu camide cemaatten toplanan Cuma yardımlarında yolsuzluk yapıldığını anlatan Kılıç şöyle konuştu: Bu yolsuzluğu ortaya çıkararak şikayet ettim. Bunun üzerine şu anki İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş beni makam odasına çağırdı ve "Sen AKP düşmanıymışsın" dedi.