Anadolu’ya geçmenin çarelerini aramaya başlar
Mustafa Kemal’in İstanbul’da bulunduğu süre içerisinde düşüncesi, henüz Mebuslar Meclisi’nde güven almamış bulunan Tevfik Paşa kabinesine, mecliste güvenoyu verilmesini önleyerek, iş başına millî ülküye bağlı, azim ve kuvvet sahibi bir kabinenin geçmesini sağlamaktı. Bu fikrini tanıdığı ve güvendiği arkadaşlarına, bir kısım milletvekillerine de kabul ettirmişti. Şahıs şahıs yaptığı bu temas ve anlaşmaları yeterli görmeyerek, Tevfik Paşa kabinesinin milletvekillerini toplu bir hâlde görmek ve fikrini onlara anlatmak istedi. Mustafa Kemal, mecliste toplanan milletvekillerine düşüncelerini açık olarak anlattı ve o gün için alınacak tek tedbirin kabineye güvenoyu vermemek olduğunu izah etti. Böyle bir karar karşısında meclisin dağılması ihtimalinden bahsedenlere bunun muhakkak olduğunu ve esasen kabine güvenoyu alırsa ilk işinin yine meclisi dağıtmak olacağı cevabını vermiştir. Uzun tartışmalardan sonra bu hususî toplantıda bulunan milletvekilleri kabineyi düşürmeye karar vermelerine rağmen Sadrazam Tevfik Paşa, istediği güvenoyunu meclisten, tartışma bile olmadan almıştır.
Dinleyici localarından birinde meclisin çalışmalarını takip etmiş olan ve o günkü neticeden hiç memnun kalmayan Mustafa Kemal’in evine döner dönmez ilk işi, Padişah’ın başyaveri vasıtasıyla, Vahdettin’den bir görüşme istemek oldu. 22 Kasım 1918 cuma günü selâmlığından sonra yapılan görüşmede, Padişah, Mustafa Kemal’in düşündüklerini anlatmasına imkân bırakmayarak, ordunun, komutan ve subaylarının Mustafa Kemal’i çok sevmelerine binaen kendisine bir fenalık gelmemesini temin etmesini istemişti. Buna karşılık Mustafa Kemal tarafından kendisine sorulan “...ordu tarafından aleyhinize hazırlanan bir harekete dair malûmat ve mahsusatınız mı var?” sorusuna, padişah kesin bir cevap vermemekle beraber, o gün için değilse bile ilerisi için böyle bir ihtimali mümkün gördüğünü istemeyerek ifade etmişti.
Mustafa Kemal Paşa’nın faaliyetleri sadece Padişahla sınırlı kalmamıştır. İstanbul’da millî cemiyetlerle ayrı ayrı müzakerelerde bulunmuş, Erkan-ı Harbiye ve kendisiyle birlikte hareket etmeyi göze alabilen yakın arkadaşları ile de görüşmeler yapmıştır. Hatta işgal kuvvetlerinin İstanbul’da bulunan Komiserleri ile de bir dizi görüşmelerde bulunmuştur. Mustafa Kemal Paşa, Mütareke Dönemi’nde İstanbul’da, iktidara gelmenin bütün yollarını denedikten sonra, Anadolu’ya geçmek ve “millî mukavemet” te bulunmak gibi “ağır ve kat’i” bir karan her yönüyle incelemiş ve “bundan başka bir şey yapmak ihtimali kalmadığına” inanmıştı. Sonunda devletin ve milletin İstanbul’dan kurtarılamayacağını anlayan Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya geçerek millî mukavemette bulunma kararını vermiştir. Bu karardan sonra Anadolu’ya geçerek millî mukavemet kararına varmakla iş bitmemiştir. Bundan sonra O, mümkünse resmî bir görevle, bu mümkün olmazsa özel olarak Anadolu’ya geçme ve orada bir Millî Mücadele hareketini başlatmanın çarelerini aramaya başlayacaktır. Bu hususta ona başta Ali Fuat Cebesoy olmak üzere arkadaşlarının büyük yardımı olmuştur. Önce Mustafa Kemal Paşa’ya Anadolu’da görev verilmesi için kendisinin hükümette etkili bir kişiye tavsiye edilmesi gerekmiştir. Bu işi yapan kişi, Ali Fuat Paşa’dır..
(Devam Edecek)