Milli mücadelenin hazırlık tohumları İstanbul’da atıldı
Mustafa Kemal Paşa İtilâf donanmalarının mütareke hükümlerine göre fiilen işgal ettiği İstanbul’a 13 Kasım 1918 tarihinde gelmişti.
Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçmeden önce İstanbul’da kaldığı altı aylık süre, Millî Mücadele hareketinin başlangıcını oluşturan hazırlık dönemidir. Bu dönem yakın tarihimizde, yeni Türk devletinin yapılanmasında siyasi ve fikri temellerin oluştuğu fevkalade öneme haiz tarihi hadiseler silsilesi ile doludur.
Mustafa Kemal Paşa, Mütareke Döneminde İstanbul’da iktidara gelmenin bütün yollarını denedikten sonra, Anadolu’ya geçmek ve Millî Mücadeleyi başlatmak gibi ağır ve kat’î bir kararı her yönüyle incelemiş ve bundan başka bir şey yapmak ihtimali kalmadığına inanmış; bu inanç ve karar, 19 Mayıs Ruhunun oluşmasında temel faktör olmuştur.
20. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti’nin hem zayıf durumda olması, hem de Avrupa siyaseti dahilinde tarafsız kalması, o günkü şartlarda pek mümkün gözükmüyordu. Bu sebeple Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Balkan savaşları akabinde Avrupa’da oluşan gruplaşmada tarafsız kalamamış ve Almanya’nın yanında I. Dünya Savaşı’na girmek zorunda kalmıştı. Çünkü, I. Dünya Savaşı sonrasında Mondros Mütarekesi’nin imzalanması ülke üzerinde başlangıçta büyük bir ferahlık meydana getirmişti. 1911 yılından beri savaşın içinde olan Türk halkı bu durumdan umutlanmış ancak mütarekenin uygulanış şekli bu ümitleri kısa sürede ortadan kaldırmıştır. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla ortaya çıkan Anadolu’nun haksız işgali meselesi, ülkenin kurtuluşu için fevkalâde ciddî düşüncelere ve teşebbüslere ihtiyaç olduğunun fark edilmesine yol açmıştır. Haksız işgallere karşı tepki olarak ortaya çıkan Millî Mücadele fikri, fiilî anlamda Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri vasıtasıyla gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Millî Mücadele döneminde oluşan “Müdafaa-i Hukuk” kavramı; Türklerin millet olarak bağımsız bir devlet kurmak suretiyle yaşama hakkının, Osmanlı payitahtına İmparatorluğun diğer unsurlarına ve bu hakkı tanımayan I. Dünya Savaşı’nın galip devletlerine karşı fiilî bir mücadele sonunda elde etmeyi ifade etmektedir.
İşgallere karşı başlayan Millî Mücadele’nin başarıya ulaşabilmesi ve millî istiklâlin sağlanabilmesi için verilen mücadelenin hukuken tasvip ve teyit edilmesi gerekiyordu. Bu yönde netice alınabilmesi için Mustafa Kemal Paşa liderliğinde sürdürülen mücadele, askerî olduğu kadar siyasî bir mücadeledir. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkmasından itibaren beyanatlarıyla başlayan, kongrelerle ve nihayetinde Ankara Hükûmeti’nin kurulması ile devam eden çizgide temel amacın, hukuken temsili sağlamak olduğu görülür. Bu noktada en önemli mesele, Babıâli ve İstanbul Hükûmeti’dir. İşgal kuvvetlerinin zorlayıcılığı ile İstanbul Hükûmeti’nin kendi yapısından kaynaklanan hantallık ve acizlik, millî istiklâli ciddî olarak tehlikeye sokuyordu. Bu durumda yapılması gereken Anadolu’da Millî Mücadele’nin başlatılması ve millî hukukun tesisini temin etmektir. Nitekim, işgalciler İstanbul Hükûmeti’ni muhatap alıyorlar, Kuva-yı Millîye’yi de “asî” olarak vasıflandırıyorlar ve Kuva-yı Millîye’nin önlenmesi için sürekli baskıda bulunuyorlardı. (Devam edecek)