"Dip dalgası" yükseliyor
Gecenin bilmem kaçı, Işbara uyumadı -günlerdir beklediğimiz diş hâlâ çıkamadı-, normalde onun bulunduğu ortama cep telefon sokmuyoruz ama sabah olmuyor; o ara ara sızdıkça, gündemin takip fırsatı bulamadığım başlıklarını okuyorum ben de... Sosyal medya sayfalarında akan mesajlar samanyolu izlenimi veriyor, demek gecesi gündüzünden daha güzel ve etkileyici!
CHP'li Muharrem İnce, "ülkücü kardeşlerime sesleniyorum" diyor... Muharrem İnce'nin başörtülü, namazında niyazında annesi ve yine başörtülü, namazında niyazında ablası AKP'ye "inanç" dersi veriyor... Ülkücü bir aileden ve "merkez sağ" tecrübesinden gelen Meral Akşener Güneydoğu'da "elini havada bırakmayan" illeri sıralıyor, Gezi olayları sırasında çekilmiş "başörtülü genç kızla, kulağı küpeli genç oğlanın fotoğrafı"ndan okuduğu yeni toplumsal gerçeği anlatıyor... Saadet'in adayı Temel Karamollaoğlu Hatay'ın Türkiye'ye katılımından dolayı Atatürk'e duyduğu minnetten söz edip "Yaşasaydı bugün Ege adaları da bizim olabilirdi, Musul da, Kerkük de bizim olabilirdi..." diye övgü düzüyor... Üç aday da ikinci tura kalamamaları durumunda kalan için canla başla çalışacaklarını söylüyor...
***
Hayatı ve aksiyonuyla 'müsellem' -hatta 'müseccel'- solcular Akşener'le, 'müsellem' ve 'mücessel' sağcılar İnce'yle 'dava arkadaşları' gibi; 'memleketin hali'ne, Türkiye'nin nereye sürüklenmek istendiğine dair -son tahlilde- benzer şeyleri düşünüyor, benzer ümidi taşıyorlar. Aralarında karşılıklı saygı, sevgi, hatta güven; en ufak serzeniş yok, inanılır gibi mi?
***
İnanmalısınız! Uykuya varmadan, son düşüncem ne oldu? Acaba 1919'da "Kemal'in neferleri" de, böyle bir 'halet-i ruhiye', böyle bir dayanışma içinde miydiler?
***
Hanidir lafı edip durulan, o "dip dalgası" var ya; onun yurtsever bir şairin, asla gerçekleşmeyecek bir hayali olmadığı meydana çıkıyor; tam tersine, sağcısının, solcusunun, ortacısının, yürekten katıldığı, çetin bir gerçek bu; kanıtı da, elle tutulurcasına görülebilecek, bu ilk somut ve toplumsal 'kanıt'!..
Önceki gece Fox TV'de Meral Akşener'i ağırlayan habercilerden Fatih Portakal paylaştı:
Meral Akşener'in konuk olduğu Liderler Fox'ta, katılan liderler arasında en fazla reyting ve share alan program olmuş.
İlk 100 program arasında üçüncü; emsal programlar (haber-siyaset) arasında birinci.
Aynı programın ev sahiplerinden İsmail Küçükkaya "Meral Akşener'in dün akşamki reytingini siyaseti takip eden ve anlamaya çalışan herkes incelemeli. Türkiye sosyolojisi, izleyici tercihi ve politik psikoloji açısından önemli bir veri" diyor.
Bu arada, program sosyal medyada da reyting rekortmeni dizileri geçmiş; birinci olmuş gecenin sonunda!
Keza Muharrem İnce'nin Habertürk'te konuk olduğu program da hayli izlenmişti.
Türk halkını uyurgezer sanıp, türlü sahtekârlığı deneyenler; onun ne kadar uyanık olduğunu, sadece şu tercihlerine bakıp, kestirebilirler.
***
Amaç ortaklığı açık ve ortada... 'Derin' Türk halkı, ona yutturulmaya çalışılan 'acı ilacın' -zehrin de diyebilirsiniz- tamamen farkındadır; tepkisini, hangi soydan, hangi boydan olursa olsun böyle gösteriyor. Her türlü kısıtlamaya, karartmaya, baskıya, ambargoya rağmen tasvibini ve heyecanını, alkışını gösterecek bir yol buluyor.
"Dip dalgası", aslında bu toprakların 'vatan' ve 'namus' bilincini somutlaştırıyor...
Mustafa Kemal Paşa'nın masmavi aramızda olduğunu, ben önceki gece dünyayı avuçlarımın içine taşıyan telefonumun ekranında apaçık gördüm...
Dip dalgası yükseliyor!
NOT: Bu yazı, "Dip Dalgası" denince aklıma gelen ilk isim olan Attilâ İlhan'ın, 24 Ocak 2005'te Cumhuriyet gazetesinde aynı başlıkla yayımlanan yazısının bugünün koşullarına uyarlanmış halidir.
***
Ekranda yenildi
Millet İttifakı adaylarının izlenme oranları nasıl korkuttuysa artık medyanın tamamına yakını emrinde; 7/24 reklamları dönüyor ve buna rağmen miting meydanından reklam yapma gereği duyuyor:
- Bu gece Kanal D'de ortak yayına katılacağım... Evinize misafir olmak istiyorum... Bizleri evlerinize misafir ederseniz mutlu olurum...
Bu defa reyting ölçümlerine "kedi" sokamadılar zahir...
Bu bile, "gelmekte olanın geldiğinin(!)" resmidir!
***
Binalar ve insanlar
Cumhurbaşkanı, Mersin'de, yaptıkları şehir hastanelerinin binalarını izlettiriyor mitinge gelenlere...
Farkında değil;
Ne, demir kapı, kör pencere, taş duvar, soğuk betonla; binalarla övünmek...
Ne, Kuleli'den Ankara Garı'na binalarla dövüşmek...
"İnsan"dan arındırılmış bu iki tarzı siyaset de kazandırmıyor artık.
O dev binaların içinde kaybolan insanların hikayelerinden haber ver?
Bu ülkede yaşayan ve sosyal yapının her dilimine mensup milyonlarca seçmenin bireysel hikayeleri de o binalar kadar görkemli mi, yoksa onların gölgesinde ezilmekte mi?
Binalarla insanlar arasındaki bu uçurum var olduğu müddetçe isterse Mimar Sinan'ı kaldırsın yattığı yerden; nafile!