Din elden gidiyor ahâli!..
Biliyorum, Sultanahmed Meydanı'nda kazanı devirmiş, Topkapı'ya doğru "Din elden gidiyor" avazalarıyla seyirten ve iktidar savaşı veren paşaların siyâsetine âlet olmuş Yeniçeri isyanlarını gözönüne getiren yazı başlığı hiç de güzel hâdiseleri çağrıştırmıyor ve tarihî referansları öyle göğüs kabartan cinsten değil!
Biliyorum, Kubilay'ı şehit eden bir avuç câhil yobazın çığlıklarını da andırıyor yazının başlığı!
Biliyorum, 17. Yüzyılın ilk yarısında, "Hazreti Peygamber zamanında don olmadığı için peştamal kuşanmak gerekir, kaşık olmadığı için de yemek elle yenmelidir" diyen Kadızâdelilerin seslerini çağrıştırıyor yazının başlığı!
Biliyorum, İngilizin kılıcını kuşanan âsileri "Din elden gidiyor" diyerek tahrik eden Said'i hatırlatıyor yazının başlığı!
Fakat niyetim, tarihimizin böylesine kötü izlerini tekrar etmek değil!
Din gerçekten şirâzesinden çıkıyor, dinin gerçekten dibâcesi sallanıyor, dinin gerçekten hakikati örseleniyor, dinin gerçekten vakarı zedeleniyor, din gerçekten elden gidiyor!
Bir tek gün geçmiyor ki, din adına herzeler savrulmasın!
Bir tek gün geçmiyor ki, din adına bir kepâzelik yayılmasın!
Başlarında sarıkları, sırtlarında cüppeleriyle ekranları dolduran şarlatanlar, önlerindeki kamera ve mikrofonlar aracılığıyla topluma rezillik yayıyorlar…
"Yemekten sonra ellerinizi yalayın ya da yalatın, doyum hissi verir" diyor bir cüppeli. Akıl sınırlarını zorluyor, imanlarından temizlik değil mide bulandırıcı bir pislik akıyor…
"Şimdi, bir bakıyorsun uzun saçlı, sakalı da yok. Şimdi yakınına gelene kadar onu kadın zannedersin. Allah muhafaza bir sürü düşünceye de girersin. Ne gerek var insanları meşgul ediyorsun" diyor bir başka cüppeli sarıklı…
"Her çalışan kadın gözü doymamış erkek demektir" diye fetva veriyor bir diğeri…
Örnekler çok fazla ve mide bulandırıcı…
Her geçen gün dinî telâkkîler tenâsül zaviyesine iniyor…
Ağzını açan tenâsül hayatını anlatıyor, sanki bu din tenâsül hayatını biçimlendirmek için indirilmiş…
Kadının tek vazifesi erkeğe hizmet etmek, erkeğin cinsel ihtiyaçlarını karşılamak, bunun için hazır ve nazır durumda evde beklemek.
Uzaktan gördüğü uzun saçlı ve sakalsız birisini yakınına gelene kadar türlü fantezilere boğan bir kafa, sakalı dini bir mecburiyet olarak dayatıyor… "Jiletle traş olmak haramdır" diyor. Ve bütün bu saçmalıkları televizyon ekranlarından milyonlarca insana anlatıyorlar…
Dinin ahlâk gibi bir derdi yok bunlara göre…
Dinin adâlet gibi bir derdi yok bunlara göre…
Dinin kul hakkı gibi bir derdi yok bunlara göre…
Dinin estetik gibi bir derdi yok bunlara göre…
Dinin ilim gibi, irfan gibi, hikmet gibi, hakikat gibi bir derdi yok bunlara göre…
Varsa yoksa cinsellik, varsa yoksa erkeğe köle kılınmış kadın telâkkîsi, varsa yoksa toplumdan tecrid edilmiş kadın telâkkîsi, varsa yoksa nikah, varsa yoksa küçük yaştaki çocuklarla da nikah yapılabilmesi, varsa yoksa tahrik eden ve tecâvüzü meşrulaştıran mini etek…
Musa Cârullah, "Hicap örtüsü kadının kafasından ziyâde, erkeğin gözünde olmalıdır" derken ne kadar da haklıydı…
Din elden gidiyor ahâli!..