Son maçlarda tek gole ya da beraberliğe abone olmuş Beşiktaş''ın, daha 4 gün önce 120 dakika kupa maçı da oynamışken, ilk yarıda böylesi yüksek bir tempo yapacağını maçtan önce hiç zannetmemiştim açıkçası.
Tabi buna Adana Demirspor''un tamamen maçı kazanamaya odaklı ve hırslı futbolunun müthiş bir katkısının olduğunu unutmamak lazım. Üstelik, onlar da Beşiktaş ile aynı gün 120 dakikalık bir kupa maçı oynamıştı. Bu açıdan iki takımı da yürekten tebrik etmek gerekli. Hiç abartmıyorum Premier Lig seviyesinde bir maç izledik. Her şey vardı maçta.. Orta sahada 10, 15, 20 diye saydığımız uyuşuk paslar yerine, direkt ceza sahası önündeki oyunculara verilen ve orada atağa dönüştürülen hızlı paslar, Vargas''ın güzel çalımları, Ghezzal''ın atakları, Balotelli''nin her an ağları bulacak hissi veren şutları (biri gol oldu hatta, ama iptal edildi), Kerem''in şahane ortası, o dakikaya kadar her hava topunu alan kaleci Muric''in Teixeira''dan kafa golü yemesi, ''tek kale kuşatması'' şeklinde geçen ikinci yarı ve hakem tartışmaları.. Her şey vardı... Yayın ihalesinin sonuçlandırılmaya çalışıldığı bir günde ''Bu ligde böyle maçlar oynamak mümkünmüş'' demeden de geçemiyor insan. Düşünün, ligdeki maçların en az yarısı (ona bile razıyız) şu tempoda oynansa yayın ihalesinde kim bilir ne rakamlar konuşulurdu.
Neyse biz maça geçelim...
İlk yarı çok yüksek tempoda geçen maç, ikinci yarı Adana Demirspor''un ''tek kale kuşatması''na döndü. Beşiktaş, ilk yarıda Adana Demirspor''un her atak girişimine karşı atakla cevap verip bir de gol atarken, ikinci yarıda Rıdvan ve Kerem''in sakatlıkları her şeyi darma dağın etti. Zorunlu sakatlıklar saha içi yerleşimini de bozdu. Necip''in orta sahadan sağ beke geçmesi ve oyuna alınan Mehmet Topal''ın (kendisiyle klasikleşen davranışı) ceza sahasının önünde hep çakılı kalması, Adana Demirspor''un orta göbekten çok rahat gelmesine sebep oldu ve bunaltıcı bir baskı yedi Beşiktaş.. Galibiyeti koruyamadığı gibi mağlup bile olabilirdi de...
Bu dakikalarda taraftar da bir şey bekledi tabi.. Takım hapsolmuş, en azından kaptığı toplarla bir kontratak yapsın.. Ama düşünün, Beşiktaş en hızlı adamıyla kontraya çıkamıyor. Çünkü o hızlı adam yani Batshuayi, ne top sürüyor, ne atak yönlendirebiliyor ne de sağına, soluna pas verebiliyor. Bir de yanında vurdumduymaz Larin olunca bütün yük Ghezzal''ın ayaklarına ve Atiba''nın omuzlarına bindi tabi.. Onlar da dayanabildiği kadar dayandı ama bir noktadan sonra herkes çözüldü ve yine puan kaybedildi. 1-1 bitse de 3 gol yedi Beşiktaş. Bu unutulmasın... İkisi iptal oldu.. Hani VAR olmasa iptal edilemeyecek goller.
Doğal olarak Önder Karaveli hedefte. 3''ü zorunlu olan 4 değişikliğin hemen hemen hiçbiri beğenilmedi. Kaybedince beğenilmez bu normaldir. Ama Batshuayi''nin ve Larin''in sonuna kadar sahada kalması ve bir değişiklik hakkının kullanılmaması Karaveli''ye yazan büyük bir eksidir ve geçen haftadan gelenlerle katlanır bu eksiler.. Maçı seyreden herkes o dakikalarda Güven Yalçın''ı bekliyor girsin diye ama yok, gol yiyince girecek illa.. Hatta abartmıyorum ''Cyle Larin''in yerine de Gökhan Töre''ye bile en azından 15-20 dakika katlanılır'' diye düşünmeden edemiyor insan.. Anlık patlaması çok olan bir futbolcu çünkü Gökhan..
Net olan şu; Beşiktaş gol atamıyor, kontratak yapamıyor, skoru da koruyamıyor... Her maç göze çarpan bir durum bu.. Çözüm üretecek olan da Önder Karaveli''dir... Antalyaspor maçı ve Adana Demirspor maçının ikinci yarısı Önder Karaveli''ye yazdı bile çoktan.. Bunları silmek kendi elinde.. Bakalım ne yapacak.
Adana Demirspor''u da fazlasıyla kutlamak ve takdir etmeden geçmemek lazım. Montella yönetiminde çok iyi maçlar çıkarıyorlar ve 3''üncülüğü hak ediyorlar.. Balotelli''yi ve Vargas''ı seyretmek de büyük bir keyif. Lige fazlasıyla renk katan bir takım oldular.
İlgili Haberler