Bir gecede tam 24 şehit.
Üçer aylık bir eğitimden sonra bölgeye sevk edilen gencecik fidanlar, 30 yıldan beri dağları mekan edinen hainlerin karşısında patır patır dökülüyor.
Adeta elini kolunu sallayarak ’karargahlara’ kadar sokulan bebek katilleri, subayların kafasına kurşun sıkıyor.
Böyle bir hadise, başka bir ülkede meydana gelmiş olsaydı eğer, ne olurdu dersiniz?
En azından, o ülkenin ’askeri birliklerden’ birinci derecede sorumlu olan zat, ya hemen o gece hainleri inlerine kadar kovalayıp canlarına okur; ya da “Görev yapmamız engelleniyor. Bu şartlar altında bu koltukta kalamam” diyerek istifayı basardı, değil mi?
Ama, ordunun başındaki zat, ’sanki hiçbir şey olmamış’ gibi hala koltukta oturmaya devam ediyor.
Bir gün önce, Genelkurmay’dan, “Beş ayrı noktada 22 tabur ile operasyon başlatıldı” diye açıklama yapılıyor.
Ertesi gün ani bir düzeltme geliyor:
- “Sınır ötesi kara harekatı yok, yanlış anlaşıldık. Operasyonlar ağırlıklı olarak yurt içerisinde devam etmektedir.”
Neden?
Çünkü, burası Türkiye.
Burada ’devlet’ yok.
***
Bir gecede tam 24 şehit.
Son sekiz yıl içerisinde toprağa düşen şehit sayısı, 1020’ye ulaştı.
Bir zamanlar, ’bitme’noktasına gelen terör örgütü, artık ’askeri birlikleri’ basacak kadar bir potansiyele erişmiş bulunuyor.
Böyle bir hadise bir başka ülkede meydana gelmiş olsaydı eğer, ne olurdu dersiniz?
En azından, o ülkenin ’askeri teşkilatı’ kendisine bağlı olan zat, ya hemen o gece elindeki tezkereyi Genelkurmay Başkanı’nın eline tutuşturup “İlk hedef Kandil’dir, ileri” diye emir verir, ya da ’şerefi’ile iktidardan çekilirdi, değil mi?
Ama, iktidarın başındaki zat, ’sanki hiçbir şey olmamış’ gibi hala koltukta oturmaya devam ediyor.
Sanki ’icra makamının’ başındaki kişi ’kendisi’ değilmiş gibi, ’hedef’ saptırıyor, topu ’taca’ atmaya kalkışıyor.
Teröristlerin bulunduğu Meclis’te ’kapalı oturum’ düzenleyerek, ’gerçekleri’ milletten gizlemeye çalışıyor.
Kandil dağını teröristlerin kafasına yıkmak yerine, “Sayın Obama ile konuştum. Barzani ile de görüşeceğim. Irak’ta tampon bölge yanlış” diye ipe un seriyor.
Neden?
Çünkü burası Türkiye.
Burada ’devlet’ yok.
***
Bir gecede tam 24 şehit.
Eğer devlet olmuş olsaydı, o zatlar, bir gün dahi o koltuklarda kalamazlardı.
Yok, kalmaya kalkışırlarsa eğer, görünmez bir el ol kişileri kulaklarından tuttuğu gibi ’hesap’ vermek üzere 24 saat içerisinde ’yargı’ önüne çıkarıverirdi.
Devletin olmadığı yerde, sorumluluk makamlarını ele geçirenler ’ömür boyu saltanat’ ilan ederler; olup bitenleri ’sorgulamaya’ kalkışanlar ise “Anayasal hükümeti yıkmaya teşebbüs” suçundan derhal tutuklanarak içeriye alınırlar.
Devletin olmadığı yerde, sözde ’sınır ötesi’ operasyonu için çıkartılan tezkere, özde ’gaz alma’ operasyonları için kullanılır.
İktidarın güdümünde hareket eden ’yandaş’ ve ’yanaşma’ medya, bir gün öce adeta ağız birliği etmişçesine “Kuzey Irak’ta şunu yaptık, bunu yaptık” diye bilinçaltı bombardımanı yaparken, ertesi gün ’satır aralarına’ şöyle bir haber yansıyordu:
- “Hakkari Kazan Vadisi’ndeki çatışmada bir astsubay şehit oldu, 6 asker yaralandı. Şemdinli’de ise teröristler mayın patlattı, 2 asker hayatını kaybetti.”
Operasyon sana karşı yapılıyor ey millet.
Uyuma!
***
’Bağımsızlık’ olmayan yerde ’devlet’ de olmaz.
Peki, ’devletin’ olmadığı yerde ’milli’ inisiyatife dayalı ’operasyon’ yapılabilir mi hiç?
Yapılırsa, işte böyle yapılır.
