Erdem Avşar / İstanbul
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Fransa’da “Sarı Yelekliler”in gerçekleştirdiği eylemlere ilişkin Gezi olaylarını hatırlatarak “Fransa’yı baştan ayağa saran ve diğer Avrupa ülkelerine sıçrayan Sarı Yelek terörüne özenen varsa bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerini de şimdiden ifade etmek isterim. 1 Nisan sabahı Türkiye için yeni bir kurgu yapan, yeni bir Gezi düşü kuran, yeni bir sokak hareketi düşleyen varsa kuşku yok ki buna pişman olacaktır” ifadelerini kullanmıştı.
Bahçeli’nin bu açıklamalarından sonra gazeteci Çağlar Cilara, Twitter hesabından Bahçeli’nin Gezi olaylarıyla ilgili daha önce söylediği sözleri hatırlattı.
Devlet Bahçeli, 2013’de partisinin Merkez Yönetim Kurulu ve İl Başkanları toplantısında yaptığı açıklamada Gezi Parkı’nda yaşanan olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş, “Çevre hassasiyetinin tetiklediği, yeşili ve doğayı koruma kararlılığının uyandırdığı kişisel özgürlük arayışları, kimlik ve kişilik izharları elbette değerli, elbette muteber bir insani tutumdur” ifadelerini kullanmıştı.
Bahçeli o açıklamasında sözlerine şöyle devam etmişti:
“Hükümetin baskı, eziyet ve zorbalıklarına; her şeyi belirleme ve tayin etme saplantılarına; kimseyi dinlemeyen, anlamayan ve aldırmayan antidemokratik sapmalarına Taksim Gezi Parkı'ndan iyi bir cevap verilmiştir. Demokratik haklarını masumane vasıtalarla savunmak amacıyla meydanların dolduranlar, düşüncelerini bu yollar duyuranlar, hepsinden önemlisi de otoriter mizaç ve simalara karşı duranlar gerekli mesajları vermişlerdir.”
ERDOĞAN’A SERT MESAJ
Devlet Bahçeli, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili yaptığı açıklamaların devamında ise eleştiri oklarını dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a yöneltmiş, “Üst üste yığılan beklenti ve talepleri duymayan, önemsemeyen Başbakan'ın başlıca istikrarsızlık unsuru haline geldiği anlaşılmaktadır” ifadelerini kullanmıştı.
İşte Bahçeli’nin, Gezi Parkı günlerinde Erdoğan’ı da hedef alan o açıklamaları:
“Bu çerçevede kaygı, korku ve kutuplaşmaların iyice keskinleştiği ve yönetilmesi zor bir noktaya doğru sürüklendiği görülmektedir. Başbakan Erdoğan'ın itici, intikamcı, iğneleyici, ithamcı, idareimaslahatçı ve ikircikli beyanları çok tehlikeli bir ortama davetiye çıkarmıştır. Haricindeki sosyal ve siyasal kesimlere saygısız, ölçüsüz ve duyarsız yaklaşan; üstelik üst üste yığılan beklenti ve talepleri duymayan, önemsemeyen Başbakan'ın başlıca istikrarsızlık unsuru haline geldiği anlaşılmaktadır.”