DEVA Partili Yeneroğlu'ndan 'sosyal medya yasası' tepkisi: Haber sitelerine müdahale edecekler

DEVA Partili Yeneroğlu'ndan 'sosyal medya yasası' tepkisi: Haber sitelerine müdahale edecekler

AKP ile MHP'nin TBMM'ye getirdiği ve adına 'dezenformasyon yasası' ile ilgili değerlendirmelerde bulunan DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, kanun teklifinin internet sitelerini susturmaya yönelik bir hamle olduğunu söyledi.

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Meclis''te düzenlediği basın toplantısında sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin düzenlemeler içeren Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi''nin internet haber siteleri üzerinde baskı yaratacağını savundu.

AK Parti ve MHP''nin Meclis''e getirdiği "sosyal medya yasası" hakkında açıklama yapan Yeneroğlu, “DEVA Partisi olarak hem sosyal medyada hem de sahalarda, caddelerde ve sokaklarda olacağız. Halkımızın haber alma özgürlüğünü ve düşüncelerini ifade etme hakkını savunacağız” diye konuştu.

Yeneroğlu’nun açıklamaları şu şekilde:

GAZETECİLERİ, VATANDAŞLARI SUSTURALIM DİYE KANUN TEKLİFİ VERDİLER

"Hatırlayınız, iki ay önce seçim kanunlarında değişiklik yaparak kendilerine yarayacağını düşündükleri değişiklikler yapmışlardı. Şimdi de gazetecileri, internet haber sitelerini susturalım, sosyal medyada görüşlerini paylaşan vatandaşları susturalım, susmayanları yargılayalım, sitelerini kapatalım, cezalarla yıldıralım diye kanun teklifi verdiler.

İktidarın seçimlere hazırlığı da bu işte. Basın Kartı Komisyonu''nun üyelerini belirleme yetkisinde ağırlık zaten iktidar partisinin propaganda ofisi gibi çalışan İletişim Başkanlığı’na ait. Şimdi bu yetkiyi kalıcılaştırmak ve kanunla düzenlemek istiyorlar. Basın Kartı komisyonu kararları da İletişim Başkanının onayına tabi. Zaten yıllardır böyle uyguluyorlar.

HÜKÜMETİN MAKBUL GAZETECİ OLUŞTURMA ÇABALARININ DEMOKRASİLERDE YERİ YOK

Basın meslek örgütlerini dışarıda bırakarak tamamen iktidara güdümlü bir değerlendirme ile basın kartı verilmesi zaten kabul edilemez. Nasıl ki kimin avukat olup kimin olmadığına hükümet karar veremiyorsa kimin gazeteci olup olmadığına da İletişim Başkanlığı karar veremez. Ama yetki bizde, kim takar Anayasayı diye bu hukuksuzlukları kanunlaştırıyorlar.

Bugün gözaltına alınan, tutuklanan gazeteciler hükümete hatırlatıldığında utanmadan ‘zaten onlar gazeteci değil’ diyorlar. İşte bu sözü daha rahat söyleyebilmek için bu düzenlemeyi getiriyorlar.

Hükümetin, uysal gazeteci, makbul gazeteci oluşturma çabalarının demokrasilerde yeri yoktur. Demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye’de gazeteciler özgürce konuşabilmeli, yazabilmeli ve soru sorabilmelidir.

İNTERNET HABER SİTELERİNE AÇIKÇA MÜDAHALE EDECEKLER

İkinci olarak, internet haber sitelerini kontrolleri altına almak istiyorlar. Kanun teklifi ile internet haber sitelerinin sorumlularının her türlü bilgilerinin alınarak kayıt altına alınması öngörülüyor. Burada iktidarın hedefinin ne olduğu çok açık. İnternet haber sitelerine açıkça müdahale edecekler. Haberleri silme baskısı yapacaklar. Öte yandan iktidarın propaganda bülteni gibi çalışan internet haber siteleri ise Basın İlan Kurumu’ndan gelen resmi ilanlar ile ayakta tutulacaklar ve bunlara kaynak aktarılacak. Yani tam bir havuç-sopa stratejisi internet haber siteleri için uygulanacak.

TOPLUM SUSTURULMAYA ÇALIŞILMAKTADIR

Üçüncü olarak, getirilmek istenen düzenlemeyle sosyal medyada görüşlerini paylaşan vatandaşlarımızı susturmak istiyorlar.

Kanun teklifinde ‘Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu’ diye yeni bir suç ihdas ediyorlar.

TCK’da yapılacak olan düzenleme ile sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimseye 3 yıla kadar hapis öngörülüyor.

Kişinin endişe, korku ve panik yaratma amacının tespiti nasıl yapılacaktır? Bu amacı taşımayan kişilerin cezai müeyyide ile karşılaşma tehlikesi nasıl ortadan kaldırılacaktır? Yoksa iktidarın beğenmediği her sosyal medya paylaşımı bu madde kapsamına sokularak toplum susturulmaya mı çalışılmaktadır?

Elbette böyle uygulayacaklar. Öte yandan gerçeğe aykırı bilginin özellikleri de yasa metninde çok geniş, soyut ve sınırları belli olmayacak şekilde çizilmiştir. Suç tamamen muğlak içeriklidir. Kime göre neye göre yanıltıcı bilgi olduğu tartışmalı birçok haber ve yorum suç haline getirilmek istenmektedir. Dolayısıyla, sosyal medyada ifade özgürlüğü sınırları içinde bir paylaşım yapan bir kişi, sabaha karşı ansızın evi basılarak gözaltına alınabilecek ve yalan haber yayma gerekçesiyle tutuklanma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır."

İlgili Haberler