DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Atatürk'ün ilerlemeye yaptığı vurguya ithafta bulunduk

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Atatürk'ün ilerlemeye yaptığı vurguya ithafta bulunduk

Partisinin genel merkezinin açılışında konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "DEVA Partisi olarak, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızda, Atatürk’ün ilerlemeye yaptığı vurguya ithafen, 19 taahhüt açıkladık" dedi.

DEVA Partisi, korona virüs salgını nedeniyle genel merkezinin açılışını dijital ortamda gerçekleştirdi. Partinin Genel Başkanı Ali Babacan, açılış öncesinde partililerine seslendi. 

19 Mayıs'ta Atatürk'ün ilerlemeye yaptığı vurguya atıfta bulunduklarını belirten Babacan, "DEVA Partisi olarak, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızda, Atatürk’ün ilerlemeye yaptığı vurguya ithafen, 19 taahhüt açıkladık. Türkiye’nin kendi özgün dijital dönüşüm önceliklerinin ne olması gerektiğini kamuoyumuzla paylaştık" dedi. 

Babacan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: 

Genel merkezimizin inşası tamamlandı, ama asıl inşa faaliyetlerimiz yeni başlıyor. Bir bina inşasından çok daha zorlu, sabır gerektiren bir inşa faaliyeti bu.

81 ilde ve 922 ilçede yepyeni bir teşkilat yapısını tuğla tuğla inşa ediyoruz. Bu çatının altında sadece yeni bir örgüt değil, aynı zamanda yeni bir siyasi kültür inşa ediyoruz.

On yıllardır tüzük ve programların sayfaları arasında ölü sözcükler olarak kalan katılımcılık ve parti içi demokrasi gibi önemli kavramlara bu çatı altında hayat veriyoruz.

Biz bu çatının altında yeni bir parti üyeliği bilinci, yeni bir çalışma biçimi, yeni bir üslup, yeni bir liderlik tarzı oluşturuyoruz.

Türkiye’nin tüm illerinden “biz de varız” diyen arkadaşlarımızla beraber, geniş bir katılımla yürütüyoruz bu süreci. 

konusma-2.jpg

DEVA Partisi’nin kurulması ülkemiz için yepyeni bir başlangıç olmuştur. 

Bundan böyle halkımız, özellikle de gençlerimiz, geleceğe umutla ve güvenle baksın. 

Bundan böyle ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı dil kaybedecek, birleştirici siyaset kazanacaktır.

Bundan böyle korkular ve karamsarlık geride kalacak, cesaret ve umut hakim olacaktır.

Biz, kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü esasına dayanan, özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu bir demokrasi hedefliyoruz.

Biz, temel hakların korunduğu, hukukun ve adaletin tam olarak işlediği, vatandaşlarımızın korkmadan düşüncelerini açıkladığı, özgürlüklerin doyasıya yaşandığı bir Türkiye hedefliyoruz.

Dürüstlüğün ve erdemin her koşulda karşılık gördüğü bir Türkiye hedefliyoruz.

Yoksulluğun azaldığı, her alanda fırsat eşitliğinin sağlandığı, insanlarımızın iş bulabildiği, refah ve bolluk içinde yaşayan bir Türkiye hedefliyoruz.

babab1.jpg

Tek bir vatandaşımızın dahi kendini garip, öteki, dışlanmış hissetmediği bir Türkiye istiyoruz. 

Kendi içinde huzur ve barışı sağlayan, birlikte yaşam iradesini gösteren, ortak bir gelecek hedefi etrafında kenetlenmiş bir Türkiye hedefliyoruz. 

Kadınların eşit vatandaş olarak güçlendiği, kadına yönelik şiddete karşı topyekün mücadele veren bir Türkiye hedefliyoruz. 

En önemli varlığımız olan gençlerimizin ve çocuklarımızın kaliteli eğitime eşit fırsatlarla ulaşabildiği bir Türkiye hedefliyoruz.

Uluslararası itibarını artırmış, güven duyulan, bölgemizde ve dünyada barışa katkı veren bir Türkiye hedefliyoruz.

Kendi içinde ve dışarıya karşı güvenliğini sağlamış; sadece güvenlik araçlarını değil, siyasi ilişkileri, ekonomiyi, diplomasiyi ve kamu diplomasisini de güvenliğin ana unsurları gören bir Türkiye hedefliyoruz. 

Ülkemizin öncelikli sorunlarını çok iyi biliyoruz ve hepsi için bir planımız var.

Bu eşsiz ülkeyi iyileştirmeye, güzelleştirmeye niyeti olanlar için, hayallerimiz ve hedeflerimiz var.

Ayağa kalkmak, toparlanmak ve yeniden başarmak için; sorunlarımızla açık bir şekilde yüzleşmek ve iyileşebilmek için; yılmamak ve harekete geçmek zorundayız.

Güçlü toplum, güçlü kurumlar ve güçlü bir Türkiye hedefini hep birlikte başaracağız.

Cesaretle, özgüvenle, azimle, işbirliği ruhuyla, diyalog ve ortak akıl arayışıyla çalıştığımızda aşamayacağımız hiçbir sorun yoktur. Güzel ülkemizin önü açıktır.

Yaşanan sanayi devrimlerinden sonra dünya dijital bir devrim dönemine girdi. Dijital devrim ve beraberindeki teknoloji, ekonomide katma değerin nerede nasıl oluştuğunu ve bu katma değerin nasıl dağıldığını köklü bir şekilde değiştiriyor. 

DEVA Partisi olarak, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızda, Atatürk’ün ilerlemeye yaptığı vurguya ithafen, 19 taahhüt açıkladık. Türkiye’nin kendi özgün dijital dönüşüm önceliklerinin ne olması gerektiğini kamuoyumuzla paylaştık. 
 
Teknoloji geliştirmenin ön şartı, gençlerimize özgür bir ortam sağlamaktır. Yaratıcılık özgür ortamlarda gelişir. Özgür zihinlerin bir arada çalışacakları bir ekosistem oluşturmak şarttır. 

Ülkemizde ise şu anda teknolojiye karşı sansürlerle, kısıtlamalarla ve yasaklarla yaklaşan bir siyaset anlayışı var. Gençlerimiz dislike attı diye teknolojiyi karşısına alan bir zihniyet var.

Artık yaşlanmış olan siyaset dijital devrim içinde doğmuş olan gençlere parmak sallamakta. Sonuçta karşılaşılan tablo ise hızla artan genç işsizlik.  

Evet, petrol yataklarımız, kıymetli madenlerimiz sınırlı.

Ama biz altı yüzyıllık bir imparatorluk birikiminin üzerinde yükselen, yüz yıllık bir cumhuriyet tecrübesine sahip, nice badireler atlatmış ve nice mucizeler yaratmış bir halkız.

Kültürde, sanatta, bilimde, teknolojide, iş hayatının her alanında başarısını ispat etmiş zengin bir insan kaynağına sahibiz.

Ne var ki, biz bu zenginliğin kıymetini bilmemişiz. Şimdiye kadar bu potansiyelin bütününü bu ülkenin sermayesi olarak görüp, hiçbir ayrım yapmadan kucaklayıp, Türkiye’nin kalkınması için harekete geçiren bir yaklaşımla yönetilmemişiz.

Yetişmiş insan kaynağımız bölünüp parçalanmış. Her gelen iktidar, toplumun bir kısmını “kendi toplumu” olarak görüp diğer kısmına “rakip toplum” hatta bazen “düşman toplum” gözüyle bakmış.

Bu ülkenin insan kaynağının çoğu zaman bir yarısı itilmiş, kakılmış, yok sayılmış, devlete yanaştırılmamış, kurumlardan uzak tutulmuş; uzmanlığından, bilgisinden, entelektüel birikiminden, tecrübesinden yararlanılmamış. Ülkenin insan sermayesinin bir kısmı heba edilmiş.

İşte biz, bu makus talihi değiştireceğiz.

Türkiye’nin kalkınmasında esas dayanağımız bu birleşik insan gücü olacak. Ülkeye yararlı olabilecek tek bir insanı bile bu birleşik gücün dışında bırakmayacağız.

Kırgınları, küskünleri, umudunu kaybedip köşesine çekilmişleri, kahredip terk-i diyar etmişleri arayıp bulacağız. Birlikte çalışmaya çağıracağız.

Şimdiye kadar ayrıştırılan farklı toplumsal grupların, bir araya gelip birlikte çalışmasından doğacak sinerjiyi hayal edebiliyor musunuz? İşte biz bu ülkeyi bu sinerjiyle yeniden ayağa kaldıracağız.

-    Bu anlayış doğrultusunda, süratle “Güçlü, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı” bir büyüme stratejisini hayata geçirmeyi hedefliyoruz.

-    Önümüzdeki dönemde ekonomi alanındaki en önemli önceliğimiz, başta gençler ve kadınlar olmak üzere işsizlik sorunuyla mücadele etmektir.

-    Üretken olmayan sektörler ile imar rantına dayalı bir büyüme yerine, başta sanayi olmak üzere üretken sektörlerde yatırım, üretim ve ihracat artışına öncelik veren bir modele geçeceğiz.

-    Verimliliğin artırılması için, en büyük sermayemiz olan insanımızın bilgi ve becerisini artıracak, teknoloji ve yenilikçilik alanında köklü bir dönüşüm gerçekleştireceğiz.

-    Kapsayıcı büyüme yaklaşımımız çerçevesinde gelir dağılımın iyileştirilmesi ve yoksulluğun azaltılması en önemli hedefimiz olacak.

-    Başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm vatandaşlarımızın ekonomik hayata katılımlarını artırarak, hem ülkemizin büyüme hızını yükseltecek hem de herkesin bu büyümeden pay almasını sağlayacağız.

-    Deva Partisi olarak, güçlü bir ekonomi için, teşebbüs hürriyetini ve mülkiyet hakkını olmazsa olmaz koşullar olarak görüyoruz.

-    Rekabeti bozan ve haksız kazanca yol açan kamu müdahalelerine karşıyız.

-    Düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsız ve etkin çalıştığı bir piyasa ekonomisi anlayışını esas alacağız.

-    Politika ve uygulamalarımızda, sosyal refah ve adaleti, insani çalışma koşullarını ve doğa ve çevrenin korunmasını en üst düzeyde dikkate alacağız.

-    Enflasyonu düşük tek haneli düzeye indirmek temel hedefimiz olacak.

-    Mali disiplin anlayışını kalıcı hale getirmek ve öngörülebilirliği arttırmak amacıyla, “Mali Kural” uygulamasını hayata geçireceğiz.

-    Bütçe disiplinini, vergi oranlarını yükselterek değil, tahsilat oranını arttırarak, kayıt dışılığı azaltarak ve harcamaları kontrol altına alarak tesis edeceğiz.

-    Kamu vicdanında büyük yaralar açan, bütçe harcamalarındaki lüks, gösteriş, israf ve savurganlığa son vereceğiz.

-    Bütçe çalışmalarında, doğa ve çevrenin korunmasına, dezavantajlı grupların gözetilmesine ve cinsiyete duyarlı bütçeleme anlayışına özen göstereceğiz.

-    Kamu alımlarının şeffaf, adil, rekabeti bozmayacak ve yerli üretimi teşvik edecek şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacağız.

-    İhale ve satın alma süreçlerini tüm taraf ve yurttaşların izleyebilmesine açık tutacağız.

-    Şartlar ne olursa olsun bizi bir araya getiren ortak payda demokrasi, özgürlük ve adalete olan inancımızdır. Özellikle zor zamanlarda demokrasiyi lüks olarak görenlerden ve ilk fırsatta rafa kaldıranlardan olmayacağız.

-    Temel hak ve özgürlükleri sonuna kadar savunacağız. Her görüşün serbestçe ifade edilmesini teşvik edeceğiz. Düşünce suçu kavramını yok edeceğiz.

-    Yargıyı yürütmenin baskılarından kurtaracağız. Yargıçlarımız, savcılarımız özgür kalacak, kimseden telefon talimatı almayacak. Kürsüde sadece yasalarla ve vicdanlarıyla baş başa olacaklar.

-    Toplumun tüm kesimlerini bu çatının altında toplamayı başaracağız.

-    DEVA Partisi yönetiminde devlet, bütün inançlara eşit mesafede duracak ve aynı zamanda bütün vatandaşların inanç ve ibadet özgürlüğünün garantörü olacak.

-    Öte yandan, dinimizin kutsallarını günlük siyasete asla malzeme etmeyecek, asla siyasi propaganda aracı haline getirmeyeceğiz.

-    Herkesi olduğu gibi kabul edecek, yaşam tarzına saygılı olacağız.

-    Devletin bütün kurumlarını çalıştıracak, bütün kurallarını eksiksiz işleteceğiz.

-    Güvenilir, öngörülebilir ve denetlenebilir bir yönetim sistemi kuracağız.

-    Popülizme asla prim vermeyeceğiz. Bu ülkenin sadece bu gününün değil, geleceğinin de sorumluluğunu taşıdığımızı bir an bile unutmayacağız.

-    Laf değil, iş üreteceğiz. Bölen değil, birleştiren olacağız.

-    Bağırıp çağırarak, insanları yaftalayarak, hain diye damgalayarak, sanal düşmanlar yaratıp halkımızı korkutarak güç devşirmeye çalışmayacağız.

-    Partizanlık yapmayacağız, yapıcı olacağız. Türkiye’nin yararına olan her adımı kim atarsa atsın destekleyeceğiz.

-    Geçmiş üzerinden kısır kavgalarla vakit kaybetmeyecek, ülkemizin sorunlarına ve çözümlere odaklanacağız. 

-    Bu anlayışımızın gereği olarak, tüm siyasi partilerle ve sivil toplum kuruluşlarıyla diyalog kanallarımızı her zaman açık tutacağız.

-    Yolsuzluğun, israfın, adam kayırmacılığın beslendiği bataklıkları kurutmak için ne gerekiyorsa kararlılıkla yapacağız.

-    Liyakat ve fırsat eşitliği ilkelerini devlet yönetiminin her kademesinde hayata geçireceğiz.

-    Biz, herkes için iyi olan politikaların ancak ortak akıl, istişare ve uzlaşma kültürüyle oluşturulabileceğine inanıyoruz.

-    Biz, muhalefet kurumunu ve muhalif görüşleri siyasetin vazgeçilmez bir parçası olarak kabul ediyoruz.

-    Biz, Türkiye’nin tek bir akla, dar bir kadroya sığdırılamayacak kadar büyük bir ülke olduğuna inanıyoruz.