Dünyanın "En büyük 13. ekonomisi hâline geldik" dendiği gün BİM'de sütün litresine 20 kuruş zam yapıldığını fark ettim. Migros'da kâğıt ürünlerindeki yeni etiketleri de gördüm. Hiçbir özelliği olmayan 32'lik tuvalet kağıdının 66 liraya satıldığı dönem hatırlıyor musunuz? Kağıt peçetenin 200'lük paketi 7,90 lira. Unutmadan ekleyeyim 10,95'ten indirilmiş.
Peynirler ve her türlü yağ uçmayı sürdürüyor. Şarküteri ürünlerinden söz etmeye korkuyorum. Maazallah, yanlarına bir yaklaşmaya görün. Peki o zaman soruyorum; "Dünyanın 13. büyük ekonomisinde yaşayan kimler?"
Her ay bir miktar para, her ay market fişi ve martta kömür. Bunlara son olarak elektrik faturasının 80 liraya kadar olan bölümünün bütçeden ödenmesini ekleyebilirsiniz. Bütün bu sosyal yardımlar, vatandaşı bir yere götürmez. Amaç belli; "hedef sandığa götürmek." Bu insanlarımızın toplam sayısının 2,5 milyonu geçtiğini de ilave edelim.
Hele, iktidarın bir ilçe başkanı "Hamili kart yakınımdır" deyip istediği 5 kişiyi zabıt kâtibi yaptırıyorsa, vay ki vay hâlimize.
Öbür taraf
Gazetelerdeki bir başlıktan da rahatsız oldum; "Demokrasi Ligi'nde küme düştük." 167 ülke arasında yapılan araştırmada insan hakları konusunda 110. sıraya indiğimiz açıklandı. İdi Amin'in ülkesi Uganda (Kenan Akın iyi bilir) bile üstümüzde.
Unutmadan yazayım geçen yıl 100. idik. 10 basamak birden yuvarlanmışız. Listenin en üstünde ise Norveç var. Zamlar tırmanıyor, insan hakları yerlerde sürükleniyor. "Bu ne yaman çelişki annem".
Koca profesör ekrana çıkmış "ton balığı yiyin" diyor. Osman Müftüoğlu'na sormak istiyorum; "Reklamını yapıp parayı cukkaladığın o markanın bir sene içinde fiyatını ikiye katladığını biliyor mu?" Ayrıca, ödenen miktarı da merak ediyorum. "Aldığım parayı Mehmetçik Vakfı'na bağışladım" derse kendisinden özür dilemeye hazırım.
***
Tam benden
Madem doktorla başladım, devam edeyim. 40'ta son konuk Dr. Yavuz Dizdar'dı. Bu kanser uzmanı İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü'nün öğretim üyesi. Her zaman saygı duymuşumdur. "Bozulmayan yoğurtlar" ve "45 günde yenir hâle getirilen piliçler"deki üç kağıtları ilk kez ortaya çıkarandı. Sahtekârlıkları afişe eden kişi oldu. Bu yüzden bazı lobilerin boy hedefi.
Kanserle yiyecek ilişkisini, ilaç gruplarının yıldırma gayretlerini ortaya koymaya devam ediyor. Mesleğini para kazanma uğruna kullananları afişe etmekten çekinmiyor. Bunlar için kullandığı "Vicdan hayat kurtarır" sözünü Hipokrat yemininin yanına asmalı.
İlle de peynir
Dr. Dizdar'ın iki önemli yanı daha var. "Et, balık yemeyebilirim. Ancak peynirsiz yapamam." Diğeri de müthiş hayvan sevgisi. Tam benim kafamda. "Susuz bir köpekle anında ilgilenirim. Aç bir kediyi de mutlaka doyururum" diyor.
Unutmadan Buket Aydın'a 40 için bir konuk ismi önereceğim; Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta. Her lafı kıyamet koparan cinsten. Teklif benden, karar onun.
***
ABD'yle sorun çözülür mü?
NTV'nin Bugün Yarın'ında Oğuz Haksever'in yerinde Seda Öğretir oturmuştu. Ona öncelik vermek istiyorum. Çok başarılıydı. Kimsenin lafını bölmedi. Müdahaleleri yerindeydi.
Beni en fazla şaşırtan tüm konukların uyumuydu. Tespit ve öngörüler de hemen hemen ortaktı. Bunları dile getirenlerin önemli cümlelerini özetle aktaracağım:
* Murat Yeşiltaş: Türkiye karşıtı blok oluştu. Bunlar başta İsrail, Suudi Arabistan, Mısır vd..
* Ulaş Uluç: Çılgın Trump'ı Amerikan derin devleti engelledi.
* Prof. Dr. Mithat Baydur: Trump'ın kararı değiştirmesinde en büyük katkı İsrail'in. Önümüzdeki 10-15 sene daha Suriye'yi konuşmaya devam edeceğiz.
* Eray Güçlüer: Türk ordusunun geldiği nokta, bu kadar geniş alanda da olsa savaşın galibi olabilecek seviyededir.
***
Eski alışkanlık
Kimi "sabun köpüğü" yapımlar vardır. Boşluk doldurmayı sürdürür. Bunlardan biri "Aileler Yarışıyor." "100 kişiye sorduk" diye başlar ve iki ekip kapıştırılır. Erol Evgin'den M. Ali Erbil'e kadar epey isme sunum yaptırıldı. TRT'deki son versiyonun sunucusu Ufuk Özkan.
Bu genç de, devlet ekranının torpillilerinden. Engin Altan Düzyatan kadar olmasa bile TRT'den nemalananlardan. İtiraf etmeliyim işi fena götürmüyor. Bu tip programlar içinde benim favorim 3'TE ÜÇ TARİH.
GÜNÜN SÖZÜ
Yasalar, evler gibi birbirlerine yaslanır. Edmond Burke.
