İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Aydın’ın Söke ilçesindeki pamuk tarlasında bir araya geldiği çiftçilerin dertlerini dinledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Türkiye’nin her yerinde dert dinlemeye gittiklerini belirterek; “Böyle bir günde sizlerle birlikte pamuk tarlasında buluşmuş olmaktan ziyadesiyle mutlu ve mesudum. Çünkü Türkiye’nin her yerinde; dert dinlemeye, dert sahibinin olduğu yere gidiyoruz. Buraya gelmeden önce fındıkçının derdini Karadeniz’de, fıstıkçının derdini Gaziantep’te, sebzecilerin derdini Bursa’da yine tarlalarında dinledik. Tuttuğumuz her yerden bin ah çıkıyor. Bu toprakların yabancısı değilim, buradan 100 km ilerideki bir ilin milletvekiliyim. Pamuk tarlalarında derdin ne olduğunu diğer siyasilere oranla daha iyi bildiğimi söyleyebilirim. Ayrıca Aydın Milletvekilimiz Sayın Ömer Karakaş Bey de pamuk çiftçisinin dertlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sıklıkla dile getiriyor. Maliyetinin ne olduğunu, girdi maliyetlerinin ne denli yükseldiğini ama buna rağmen ürün fiyatlarının ne kadar aşağıda kaldığını da Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde hesaplama yaparak kamuoyuyla paylaşıyor.” ifadelerini kullandı.
“YETER SÖZ MİLLETİNDİR! DEMEYE GELDİM”
Çiftçilerin hem bankalara hem de tüccarlara borçlu olduğunu söyleyen Dervişoğlu şu şekilde konuştu:
“Çiftçinin borcu 850 milyar liradır. Bu 850 milyar liralık borç için yaklaşık 2 milyon kişinin gayrimenkullerinde ve araçları üzerinde hacizler vardır. Çiftçinin tarlaları ipoteklidir. Dolayısıyla çiftçinin bu dertten kurtarılması lazım. Bu derdin çözümü çok zor değil. Aydın Menderes'in doğduğu topraklardayım. Buraya artık bu hükümeti yönetenlere de seslenmek üzere geldim. Yeter söz milletindir! demeye geldim."
“KİM CUMHURBAŞKANI ADAYI OLACAK DERDİNDE DEĞİLİZ”
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, konuşmasına şu sözlerle son verdi:
“Herkes orta yerde kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağını tartışarak siyaseti kişiselleştirmeye ve kurumsallıktan uzaklaştırmaya çaba sarf ederken, biz İYİ Parti olarak kim Cumhurbaşkanı adayı olacak derdinde değiliz. ‘Vatandaşın derdi nasıl çözülecek, vatandaşın hali ne olacak’ onun derdine düşmüşüz ve Anadolu yollarındayız. Bugün Söke’deyiz yarın başka bir çiftçimizin bahçesinde ya da tarlasında olacağız.”