Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da kucaklaştıran değil kutuplaştıran, ufku ve vizyonu olmayan bir lider tipi gördüğünü söyleyen Dervişoğlu, "O'nda ne Demirel'i, ne Ecevit'i, ne Türkeş'i ne de Erbakan'ı görüyorum. Erdoğan'a baktığımda ne özünde ne aksinde olumlu bir ize rastlamaya muvaffak olamıyorum" dedi.
Dervişoğlu, "Bir takım stratejik hatalar yüzünden bu ülkenin başında 5 dakika bile kalmasına müsaade edemeyeceğimiz birisinin 22 yıldır işbaşında kalmasına vesile olanların öz eleştiri yapma vakti geçmiştir. Şapkayı öne koyacağız ve Türkiye'nin geleceğinin aydınlık yarınlarla buluşmasını temin etmek amacıyla yeniden el ele vermeye gayret sarf edeceğiz" değerlendirmesini yaptı.
ONLARA BAKARAK MUSTAFA KEMAL'İ ÖZLÜYORUM
Sadece Süleyman Demirel’i değil, onun döneminde siyasetle iştigal eden ve Türkiye’nin aydınlık ufuklara buluşmasına katkı sağlamak üzere siyasi yolculuk yolculuklarını sürdüren hemen herkesi özlediğini söyleyen Dervişoğlu; “Süleyman Demirel’in samimiyetini, rahmetli Ecevit’in nezaketini, Necmettin Erbakan’ın inançlarına olan bağlılığını Alparslan Türkeş’in mücadele cehdini çok özlüyorum. Onlara bakarak aslında Mustafa Kemal’i özlediğimi görüyorum” dedi.
“RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A BAKTIĞIM ZAMAN NE ÖZÜNDE NE AKSİNDE HİÇBİR OLUMLU İZE RASTLAYABİLMEYE MUVAFFAK OLAMIYORUM”
“Otokrat lider tipinden bahsedildi bugün iş başında bulunan cumhurbaşkanının dünya siyasi tarihinde tanımına karşılık olabilecek bir lider tipi olarak değerlendirmiyorum” diyen Dervişoğlu; “Çünkü Tayyip Erdoğan da doğrusunu isterseniz değerli katılımcılar hiçbir şey bulamıyor. Recep Tayyip Erdoğan’da Sayın Cumhurbaşkanında ancak şunu görüyorum kendisinde olmayan kerametin halk tarafından kendisine bahşedildiği bir lider tipi. Yarattığı sorunları çözme iradesi sergilemeye kalkışan bir lider tipi. Yarattığı sorunları çözerken taltife mazhar olmaya çalışan bir gayret sarf eden bir lider tipi. Kucaklaştıran değil, kutuplaştıran bir lider tipi. Ufku olmayan, vizyonu olmayan bir lider tipi. Bir iletişim mucizesi olarak türemiş bir lider tipi görüyorum. Onda ne Süleyman Demirel’i görüyorum. Onda ne Bülent Ecevit’i görüyorum. Onda ne Türkeş’i ne de Necmettin Erbakan’ı görüyorum. Recep Tayyip Erdoğan’a baktığım zaman ne özünde ne aksinde hiçbir olumlu ize rastlayabilmeye muvaffak olamıyorum” diye konuştu.
“BU ÜLKENİN BAŞINDA 5 DAKİKA KALMASINA BİLE MÜSAADE EDEMEYECEĞİMİZ BİRİNİN, 22 YIL İŞ BAŞINDA KALMASINA VESİLE OLANLARIN ÖZ ELEŞTİRİ YAPMA VAKTİ GELİYOR DA GEÇMİŞTİR DEMEKTİR.”
Dervişoğlu konuşmasını şöyle devam etti: “Peki o zaman 22 yıldır seçim nasıl kazanıyor sorusuna cevap vermesi icap eden insanlar olarak da burada bulunuyoruz” diyerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu; “Şimdi o zaman yapılması icap eden şey bir takım yanlışlıklar ve stratejik hatalar yüzünden bu ülkenin başında 5 dakika kalmasına bile müsaade edemeyeceğimiz birinin, 22 yıl iş başında kalmasına vesile olanların öz eleştiri yapma vakti geliyor da geçmiştir demektir. Şimdi şapkayı öne koyacağız sadece kendi hayatımızın değil Türkiye’nin geleceğinin bu karanlık tünelden çıkması ve aydınlık yarınlara buluşmasını temin etmek amacıyla yeniden el ele gönül gönülle vermeye gayret sarf edeceğiz. Ben burada kendimi bu topluluğun yabancısı gibi hiç hissetmedim. Hayatım boyunca hissetmedim. Bundan sonra da elbette ki hissetmeyeceğim. Siyaset nereye savrulursa savrulsun ben yine Süleyman Demirel’ine samimiyetini özlemeye devam edeceğim.