Pıhtılaşma sistemlerini bozan derin ven trombozu, dikkat edilmesi gereken çok önemli bir hastalık.
Karotis arter hastalığı İstanbul başta olmak üzere çok sık görülen hastalıkların başında geliyor. Derin ven trombozu, bacaklardaki derin toplardamarın pıhtıdan dolayı tıkanması ile ortaya çıkan bir hastalık.
Dışarıdan belli olmayan bu hastalıkta, toplardamardaki pıhtı kan akımını kısmen ya da tamamen engelliyor, bacaklardaki toplardamarlarda kan birikmesi meydana geliyor. Kimi zaman bu pıhtı dışarıdan da görülebilmektedir. Buna ise yüzeyel ven trombozu ya da flebit adı veriliyor.
Hastalığın en riskli yanı pıhtının bulunduğu yerden aniden koparak, biriken kan akımıyla akciğer damarlarını tıkayıp ölüme yol açıyor.
BELİRTİLERİ NELER
Hastalığın en yaygın görülen belirtileri arasında bacakta ağrı, şişlik, hassasiyet ve özellikle ayaktayken bacak renginin mor ya da mavimsi olması sayılabilir.
Hastalıklı olan bacak diğer bacağa göre daha sıcak olmakla birlikte, hastalıklı olan bacağa bakıldığında toplardamar daha belirgin bir şekilde görülüyor.
Hastalığın son raddesinde şiddetli bir şekilde solunum yetmezliği gözlemleniyor. Bu durumda hemen doktora başvurulması gerekiyor.
Derin ven trombozu tedavi edilmediği durumlarda akciğer embolisine neden oluyor. Tedavisi için antikoagulan, pıhtının eritilmesi, filtre yerleştirilmesi ve varis çorabı uygulaması olmak üzere dört farklı yöntem var.
Varis çorabı
Derin ven trombozu tedavisinde önemli bir yer tutan varis çorabı uygulaması, 30-40 mmHg basınçta ve diz altı düzeyine ulaşacak uzunlukta çoraplar ile yapılmaktadır. Varis çorabı, ilk günler sürekli daha sonra ise yalnızca gündüzleri giyilmektedir. Giyildiği zaman yataktan kalkmamayı gerektiren çoraplar, yatarken çıkarılmalı. Tedavinin olumlu sonuçlanabilmesi için çorabın hasta tarafından en az 2 yıl boyunca kullanılması gerekmekte.
Pıhtının eritilmesi
Pıhtı eritildiğinde açılan damarın yeniden tıkanmasını engellemek adına bazı durumlarda anjioplati gerekliliği oluşabilmekte. Hastalığı önemli ölçüde azaltan bu yöntem hastanın durumuna göre uygulanmakta, her hasta için geçerli olmamaktadır.
Filtre yerleştirilmesi
Eğer tedavi yarıda kesilmiş ya da başarısız olmuşsa akciğer embolisi riskinin azaltılması adına toplardamar içine, pıhtıların engellenmesi için bir filtre yerleştiriliyor.
Antikoagulan ilaç tedavisi pıhtının ilerlemesi ve yeni pıhtının oluşumu engellenmeye çalışılmasıyla gerçekleşiyor. İlaçlar, kanın pıhtılaşmasını önlediklerinden dolayı yüksek dozda kanamalara sebebiyet verebiliyor…