İHA’nın haberine göre; Deprem sonrası psikolojik ilkyardım hakkında bilgi veren Psikolog İrem Naz Kırım şunları belirtti:
“Deprem sonrasının ilk birkaç günlerinde uyuyamama, yemek yiyememe, bir şey yapmakta isteksizlik, yorgunluk, çaresizlik hisleri normaldir. Durumu yatıştırmaya çalışmak için doktor önerisi olmadan sakinleştiricilere ve ilaçlara başvurmayın. Yaşadığınız olayı konuşmak isteyebilirsiniz ama çekinebilirsiniz. Böyle bir durumda sizi dinleyecek, anlayacak, destekleyecek yakınlarınıza anlatmaktan kaçmayın”
İnsan vücudunun kendini tehlikede hissettiği andan itibaren kaygı mekanizmasını devreye sokarak kişiyi hayatta tutmaya çalıştığını söyleyen Psikolog Naz Kırım şunları söyledi:
“Bu belirtiler hızlı nefes almak, kalbin düzensiz çarpması, nefes alıp vermede güçlük, el-bacak titremesi, mide bulantısı, baş dönmesi gibi olup, ölecekmiş hissi verebilir. Ancak bu belirtilerin görülmesi normaldir. Vücut kendini güvende hissettiğinde eski haline geri dönecektir. Deprem sonrasının ilk birkaç günlerinde uyuyamama, yemek yiyememe, bir şey yapmakta isteksizlik, yorgunluk, çaresizlik hisleri normaldir. Durumu yatıştırmaya çalışmak için sakinleştirici nesnelere (alkol, ilaç vb.) başvurmayın. Beden, tehlikede olmadığını anladığında bunlar eski haline gelecektir. Yaşadığınız olayı konuşmak isteyebilirsiniz ama çekinebilirsiniz. Böyle bir durumda sizi dinleyecek, anlayacak, destekleyecek yakınlarınıza anlatmaktan kaçmayın. Sosyal destek alınması travmalar üzerinde iyileştirici ve etkisini hafifletici bir etkiye sahiptir”
"ÖNCELİĞİ KENDİ SAĞLIĞINIZA VERİN"
İnsanların başına gelen olumsuz olaylardan sonra kaygısıyla baş etmek için bazen suçlu arama isteğinde olabildiğini söyleyen Psk. Kırım, "Bu biri ya da bir kurum olabilir. Böyle durumlarda güvenilir kaynaklardan bilgi almanız, spekülatif yönlendirmelerden uzak durmanız ve önceliği kendi sağlığınıza ve güvenliğinize vermeniz ruh sağlığınız için daha önemlidir. Sosyal medyada güvenilirliği ve doğruluğu kanıtlanmamış kaynaklardan gelen bilgilerin paylaşılmaması noktasında dikkatli olunmalıdır" açıklamasında bulundu.
Çocukların hayal dünyalarının yetişkinlere göre daha geniş olduğunu ve gördüğü şeyleri farklı yorumlayabileceklerini vurgulayan Psk. Kırım, "Bu nedenle depreme ait görselleri ve videoları izlememeli, yanlarında olumsuz konuşmalara ve tekrarlayıcı olumsuz görüntülere maruz kalmamalıdır. Bu süreçte çok korkabilir ancak duygularını belli edemeyebilir. Konuşabilmesi, resmedebilmesi için destekleyin. ‘Ben de çok korktum sallandığımızı anladığımda, hatta ağlamak istedim. Belki sen de böyle hissetmiş olabilirsin. İhtiyaç duyduğunda bana sarılabilirsin ve bu konu hakkında konuşabiliriz’ gibi örnekler verebilirsiniz" diye konuştu.
"SEVDİKLERİNİZLE ZAMAN GEÇİRİN"
Deprem sonrası insanların bulunduğu yeri yadırgayabileceğine dikkat çeken Psk. Kırım, "Depremden sonra kapalı alanlarda, kalabalık ortamlarda ya da tanımadığınız daha önce bulunmadığınız yerlerde olmak sizi tedirgin edebilir ve kaçınmak isteyebilirsiniz. İlk etapta girmek zorunda değilsiniz ancak güvendiğiniz insanlarla ilerleyen zamanlarda bunları deneyimlemeniz sizin için daha iyi olacaktır. Sağlıksız baş etme yöntemlerini tercih etmeyin. Bunların yerine sevdiklerinizle daha fazla zaman geçirmeyi, yürüyüşler yapmayı, nefes ve gevşeme egzersizlerini, dua etmeyi deneyin" ifadelerini kullandı.
"ÇOCUKLARA GÜVENDE OLDUĞUNU HİSSETTİRİN"
Çocuğun en temel ihtiyacının kendinin ve sevdiklerinin güvende olduğunun bilmesi olduğunu dile getiren Kırım, "Ona güvende olduğunuzu hissettirin. Fiziksel ihtiyaçlarını karşılayın. Daha fazla sarılmaya, öpülmeye, sevildiğini hissetmeye ihtiyaç duyabilir. Yanınızdan uzaklaştırmadan ihtiyaçlarına kulak vermeyi, dinlemeyi ihmal etmeyin. Sizi gözlemleyerek konfor alanı oluşturdukları için ebeveyn olarak tutarlı, sakin, aşırı tepkilerden kaçınarak yaklaşmayı deneyin. Yakınlığı aşırı koruyuculukla karıştırmadan kişisel gelişimini destekleyici bir yaklaşım benimseyin. Depremin doğal bir olay olduğunu anlatın. Bundan korkmanın, bazen geceleri altını ıslatmanın ya da ağlamanın sorun olmadığını ancak şu an yanında ve güvende olduğunu dile getirin. Çocuğun dili oyundur. Bu nedenle oyunlar oynaması, resimler çizmesi ve eski hayatında yaptığı şeyleri gerçekleştirebilmesi için zemin hazırlayın" diyerek sözlerini bitirdi.