İHA’nın haberine göre; Tehdit altında olunduğunda bazı fiziksel, duygusal ve bedensel tepkilerin ortaya çıktığını, deprem gibi beklenmedik durumlarda meydana gelen strese verilen tepkilerin çok daha yoğun olduğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Selvi ilk bir ayda şunları belirtti:
“Öfke, suçluluk, mutsuzluk, hayatta kalanların hissettiği utanç, bunlar yoğun çıkan duygular oluyor. Dikkat dağınıklığı, konsantrasyonda zorluklar, güçlükler, mide bulantısı, midede ağrı, iştah kaybı gibi sonuçlar ortaya çıkabiliyor, uyumakta zorlanabiliyoruz. Tedirginlik hissi, tekrar deprem mi oluyor acaba? diye yerimizden fırladığımız durumlar da yine karşımıza çıkan bazı belirtiler. Çok yoğun stres karşısında bireylerin bu tepkileri vermesi gayet normal”
“BU NORMAL BİR ŞEY, BEN SENİN YANINDAYIM, SENİNLE OYUN OYNAYALIM’ GİBİ TEPKİLER VERMEK ÖNEMLİ”
Çocukların yetişkinler gibi tepki vermediğini belirten Selvi “Altını ıslatma, yakındaki kişiye yapışma, onun ayaklarına kapanma, onu bırakmama gibi tepkiler olabiliyor. Bunları da yine çocukların verdiği normal tepkiler olarak değerlendirebiliriz. ‘Bu normal bir şey, ben senin yanındayım, seninle oyun oynayalım’ gibi tepkiler vermek önemli desteklerden bazılarıdır. Bunlar bir aylık dönemde genellikle azalarak iyiye gider. Aksi durumda ruh sağlığı uzmanlarına başvurmak önemlidir. Birçok kurum; Türk Psikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği aynı zamanda üniversitelerdeki psikolojik danışmanlık ve rehberlik merkezleri bu fikirde hizmetler sunmaya başladılar. Depremden etkilenen bireyler desteğe ihtiyaç duyarlarsa buralara başvurmakta çekinmemeliler. Bu da aslında iyileşmenin bir yoludur. ‘Bir desteğe ihtiyacım var ve bunu almak için oraya gidiyorum’ demek gayet normal bir süreçtir” dedi.
DEPREMZEDELERE NASIL YAKLAŞILMALI?
Sosyal desteğin önemine dikkat çeken Dr. Öğretim Üyesi Selvi “Yapabileceğiniz şeyler onların yanında olduğunuzu, onların hazır olduğunda onları dinleyebileceğinizi, onların sizinle duygularını düşüncelerini paylaşabileceğini belirtmek olabilir. ‘Hadi anlat, hadi duygularını paylaş’ gibi yaklaşımlarda bulunulmamalıdır. Onların hazır olduğu anda hislerini paylaşmasına izin vermek; ‘İyi ki sen hayattasın en azından bu iyi bir şey’ gibi yaklaşımlar sergilememek önemli. Bunların çok yardımcı olan tepkiler olmadığını belirtebiliriz. Sadece dinlemek, sadece yanında olmak, bazen hiçbir şey söylememek. Bazen bu hiçbir şey söylememek karşımızdaki kişiye yardımcı olmuyoruz hissiyatı oluştursa da aksine, karşımızdakini dinlemek iyileştirici etkiye sahip olabiliyor” dedi.