AA
Arsuz''da, 6 Şubat''taki depremde yazılı kaynaklara göre 1777 yılında yapıldığı bilinen ancak geçmişi 1500''lü yıllara dayanan Mar Yuhanna Rum Ortodoks Kilisesi de kısmen yıkıldı.
Mar Yuhanna Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Cemil Turan, AA muhabirine, depremin yıktığı kiliselerini yeniden ayağa kaldırılacağını söyledi.
1777’DE AÇILDI
Kültür ve Turizm Bakanlığının deprem bölgesinde hasar gören kültür varlıklarının yeniden ihya çalışmalarına işaret eden Turan, şöyle konuştu:
"246 yıllık kilisenin en yakın zamanda enkazı kaldırılıp uygun projeyle tekrardan inşasına başlanılacak. Kilise, yazılı kaynaklara göre 1777 yılında açıldı. Yazılı olmayan kaynaklara göre de 1500''lü yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Kilisemizin içerisinde çok kıymetli ikonalarımız vardı. Yaşamış olduğumuz son depremde ne yazık ki bunların tamamı enkaz altında kaldı. Yaptığımız görüşmeler neticesinde kilisemizin enkazını en kısa sürede kaldırmayı, ikonalarımızı da en az hasarla kaldırmayı planlıyoruz."
Turan, Arsuz cemaatinde yaklaşık 50 aile olduklarını belirterek, "Çok şükür kimsenin burnu bile kanamadı ama ne yazık ki evlerde ağır hasarlar var, bazıları da yıkıldı. Kimseye bir şey olmaması en büyük tesellimiz." dedi.
"TEK İSTEĞİMİZ BU KİLİSENİN TEKRAR AYAĞA KALDIRILMASI"
Eski cemaat başkanı Corç Deniz de depremin ardından evlerinden çıkıp kiliseye gittiklerini ve tarihi yapının yıkıldığını gördüklerini anlatarak, "Büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Tek isteğimiz bu kilisenin tekrar ayağa kaldırılması ve faaliyete geçmesi." diye konuştu.
Kilisenin yan tarafındaki iki katlı evde yaşayan Semira Kara da depremden hemen sonra kilisenin bahçesine sığındıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Deprem başladığında kızım, eşim ve annemle beraber uyandık. Biz depremin ilk başında ikinci katta olduğumuz için çıkamadık. Deprem durduktan sonra ancak inebildik. En güvenli yerin kilise olduğunu düşündük ve bahçesine geldik. Yıkıldığını anlayamadık. Gün aydınlandığında tamamen çöktüğünü anladık. Gün aydınlanınca depremin ciddiyetini fark ettik. İlk başta sadece Arsuz bölgesinde olduğunu, daha sonra 10 ilde olduğunu öğrendik. O sırada şebekeler de gitti. Psikolojik olarak çok büyük bir çöküntü içerisindeyiz."
