İHA’nın haberine göre; Klinik Psikolog Filiz Yakmaz Basılgan, “Her yaş grubu çocuklar, hatta bebekler bile kötü bir şeyler olduğunda anlar ve neler yaşadıklarını hatırlar. Korkutucu bir olay olduğunda genellikle onların davranışlarında da değişiklikler gözlenir. Ağlamada artış, yetişkinlerden ayrılmak istememe, hatta yapışma hali, öfke nöbetleri, saldırgan davranışlar, uyku sorunları ve oluşan yeni korkularla birlikte daha önceki yapabildikleri şeyleri yapamamaya başlayarak yaşına göre davranış ve becerilerinde gerileme görülebilir. Davranış ve duygularındaki bu tür değişimler yardım ihtiyacı olarak değerlendirilmelidir” sözlerini kullandı.
Açıklamasında, ebeveynlerin böyle dönemlerde yapacağı çeşitli yardımların iyileştirici olabileceğini ifade eden Klinik Psikolog Filiz Yakmaz Basılgan sözlerini kullandı:
“Öncelikle çocuk ya da yetişkin böylesi korku verici bir durum yaşadıktan sonra en çok ihtiyaç duyacağı şey güvende hissetmektir. İlk önce odaklanılması gereken konu güvenliktir. Onun kendini güvende hissetmesi için sarılın ve yakınınızda kalmalarına izin verin. Korkutucu veya zor şeyler olduğunda onu koruyacağınızı söyleyin. Konuşmayı öğrenmekte olan çocuklar için basit kelimeler kullanın. ‘ben buradayım, yanındayım’ gibi. Onu korkutucu görüntü ve sohbetlerden uzak tutun. İkinizin de sevdiği aktiviteler varsa eskiden yaptığınız yine onlara zaman ayırıp yapın. Sonraki süreçte neler olacağını bildiğiniz kadarıyla açık bir şekilde anlatın. Eski ev düzeni rutinlerinizi yakalamaya çalışın, uyku saati, yemek saati, aktivite saati gibi. Bunlara sarılma saatini de ekleyebilirsiniz”
Ebeveynlere, “Gidiş-dönüş saatinizi ve nereye gideceğinizi çocuklarınıza anlatın. Mümkünse çocuğunuza size ait bir şey veya bir fotoğraf bırakın şu dönemde artan güven ihtiyacını düzenlemesi için ona yardımcı olur” diye seslenen Basılgan açıklamasını şöyle devam ettirdi:
“Çocuklar genellikle büyük olayların sebepleri hakkında yanlış varsayımlarda bulunurlar. Bu yanlış algılamaları hemen düzeltmeye çalışın. Sonrası içinde bu yanlış algılamaları tekrar ve tekrar düzeltmek için hazırlıklı olun. Çünkü çocuk yaşanan olayı bir kerede anlayamayacak ve hazmedemeyecek ve baş edebildikçe geri dönüşler yapacaktır. Net olun. Hatalı akıl yürütme sürecinin geliştiğini gördüğünüzde düzeltin ve netleştirin. Çocuğun başa çıkma yeteneği, çocuğun anlama yeteneği ile ilgilidir. Dürüst, açık ve net olun. Çocuklara ölüm ile ilgili gerçekleri anlatın. Durumu uzun uzun ve detaylı anlatmak yerine önemli noktaları hakkında bilgi verilmelidir. Bilgi verilmesi genellikle rahatsız edici olsa da yeterli bilgi verilmediğinde bir çocuğun hayal gücü tüm boşlukları dolduracaktır. Çoğu zaman bu hayali detaylar gerçeğinden daha fazla çarpıtılmış, hatalı ve korkutucudur. Bu durum uzun vadede iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir. Çocuk konuyu yeniden açtığında kaçınmayın. Diğer travma çeşitlerine benzer şekilde çocuk konu hakkında konuşmak istediğinde yanında olmalı, çocuk konuşmak istemediğinde ise konuşturma davranışından kaçınılmalıdır.”
Çocukların duygularını ifade etmelerine izin verilmesi gerektiği konusuna dikkat çeken Klinik Psikolog Filiz Yakmaz Basılgan, “Duygularını ifade etmesine izin verin. Sizde duygularınızı ifade ederek ona model olabilirsiniz. Böylece kaçınılması gereken bir şey olmadığını sizden model alarak öğrenir. Küçük çocuklar yardım istemek için ‘huysuzlaşabilir’. Bu huysuzluğun altında genellikle zor duygular vardır. Zor duygular zor davranışlar getirecektir. Çocuğunuzun duygularını etiketlemesine yardımcı olun. Nasıl hissediyorsun sorusuna verilecek cevap bir duygudur ve çocuğunuzun nasıl hissettiğini adlandırmasına yardımcı olun. Korkmuş, mutlu, kızgın, üzgün. Onun bu şekilde hissetmesinin çok normal olduğunu söyleyin. Çocuğunuz böyle bir dönemde değişen davranışları olabilir. Saldırgan ve vurma davranışları gözlenebilir, böyle durumlarda duygusunu kabul, fakat davranışı reddetmek önemlidir. Şöyle ki, çocuğunuza ‘Kızgın hissediyorsun, kızgın olabilirsin ama bana vuramazsın’ gibi nasıl doğru davranacağını anlatın. Çocuğunuzun zarar vermeyecek şekillerde kızgınlığını ifade etmesine yardımcı olun. Kelimeleri kullanarak, oyun oynayarak veya çizim yaparak. Onun ve kendinizin iyi hissetmesine yardımcı olabilecek iyi giden şeylerden bahsedin. Çocuğunuzun duygularını ve olayları anlatma konusunda sizi yönlendirmesine, liderlik yapmasına müsaade edin” dedi.
Basılgan, depremden sonra çocukların iyileşmesi ile ilgili ebeveynlere şöyle ipuçları verdi:
“Çocuğunuzun deprem anında ve sonrasında neler olduğunu anlatan bir hikâye anlatmasına izin verin. Hikayesinin olması olanları anlamlandırmasına ve bununla daha iyi başa çıkmasına yardımcı olur. Çocuklar hikayelerini anlatmak için oyundan yararlanırlar. Örneğin, depremin nasıl bir şey olduğunu göstermek için blokları, oyuncakları fırlatabilirler. O anda yaşadıkları korkuyu ya da yalnız kalmışlığı oyuncaklarını oynatarak göstermeye çalışabilir. Neler hissettiği konusunda da çocuğunuzun anlatıp göstermesine eşlik edin. Anlatırken ve oynarken çocuğunuzun sizi yönlendirmesini izin verin. Hikâye zor olduğunda, çocuğunuz ara vermeye ihtiyaç duyabilir. Etrafta koşmak, sarılmak, başka bir şey ile oynamak gibi. Bu durum normaldir ve hazır olduğunda hikayesine geri dönüp devam edecektir.
Çocuğunuzun depremle ilgili oyunlarını izlemek veya deprem hikayelerini dinlemekte zorlanıyor iseniz destek almayı ertelemeyin.
Destekleyici kişilerle ilişkilerinizi sürdürün, içinde bulunduğunuz toplulukla, kültürle ve ritüellerle bağlarınızı kurun ve sürdürün. Yatma öncesi ritüelleriniz varsa bu çocuğa umut verecektir. Her zaman okuduğunuz bir hikâye, dua etmek gibi. Çocuğunuza ancak kendinizle ilgilendiğinizde en iyi şekilde yardım edebilirsiniz. İhtiyaç duyduğunuzda başkalarından destek alın. Çocuğunuza birlikte olacağınız konusunda güven verin. Çocuğunuzun size ihtiyacı var. Bazı şeyleri düzeltmek sizin kontrolünüzde olmasa bile sadece çocuğunuzun yanında olmak çocuğunuza yardımcı olacaktır.”