İşte deprem çantasında mutlaka bulunması gereken 3 malzeme

İşte deprem çantasında mutlaka bulunması gereken 3 malzeme

Uzm. Dr. Fenercioğlu, “İstanbul gibi metropollerde bu şiddette bir depremin çok daha büyük kayıplara yol açabilir” şeklindeki uyarılarda bulunarak deprem çantasıyla ilgili, “deprem çantasına bir şişe su, bir pamuk, gazlı bez gibi ani durumlarda kullanılabilecek malzemeler koyulmalı” sözlerini kullandı.

Uzmanlar olası depremlerin etkilerinden korunmak için deprem çantasının önemini vurgulayarak depremde hayat kurtaran yöntemleri açıkladılar.

“ANİ DURUMLARDA KULLANILABİLECEK MALZEMELER KOYULMALI”

Uzm. Dr. Fenercioğlu şu sözleri kullandı:

“İstanbul gibi metropollerde bu şiddette bir depremin çok daha büyük kayıplara yol açabileceğini öngörüyoruz. Bu nedenle deprem öncesinde önlemimizi alarak mutlaka bir deprem çantası edinmemiz gerekiyor. Bu deprem çantasına bir şişe su, bir pamuk, gazlı bez gibi ani durumlarda kullanılabilecek malzemeler koyulmalı. Enkaz altında kalınması durumunda bulunduğumuz pozisyon belki sıkışık olmayabilir, kurtarılmayı beklediğimiz bu süre içerisinde ilk yardım olarak kendi müdahalemizi yapabiliriz. Bu şekilde sağ kalma ihtimalimiz çok daha yüksek olacaktır”

“SUSUZ HAYATTA KALMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL”

Uzm. Dr. Fenercioğlu, “Kolda veya bacakta bir kırık ya da şiddetli bir ağrı varsa hareket ettirilmemesi önem arz ediyor. Ağrıyan yeri sabit tutmamız ve pozisyonumuzu korumamız gerekli. Enkazdan çıkarılırken ise ilk yapılması gereken, vücut görünür görünmez kola erişilebiliyorsa hemen damar yolu açmaktır” diyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Crush sendromu dediğimiz şey ezilme biçiminde yaralanma, uzun süreli sıkışma ve hareketsizlik sonucunda ortaya çıkar. Ezilmeye bağlı olarak vücutta miyoglobin parçalanarak böbreklere yerleşip böbrek yetmezliğine yol açar. Hızlı ve etkili bir tedavi uygulanmadığı durumda ölümle sonuçlanabilir. Bu nedenle enkaz altında iken ulaşabiliyorsak yudum yudum da olsa su içmeye çalışmalıyız. İnsan aç olarak birkaç gün yaşayabilir ancak susuz hayatta kalmamız mümkün değil.”

“GÖĞÜS DUVARINA BASKI YAPILMAMALI”

Solunum sıkıntısı olan hastanın akciğer yaralanması olabileceğinin göz önüne alınması gerektiğini sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Fenercioğlu, “Göğüs duvarı üzerine baskı yapılmamalı ve varsa oksijen desteği sağlanmalı. Oksijen desteği sağlanamıyorsa çevredeki insanlar bir miktar uzaklaştırılarak temiz hava solutulmalı” diye konuştu.

İlgili Haberler