Sağlık Bilimleri Üniversitesi''nce (SBÜ) 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Külliyesi 15 Temmuz Konferans Salonu''nda düzenlenen, "Asrın Felaketinde Tıbbiyeli Olmak" başlıklı programda bir konuşma yapan Prof. Dr. Özvar, 6 Şubat''ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerde hayatını kaybedenleri rahmetle andığını belirtti.
Felaketin geniş bir coğrafyada gerçekleşmesinin, bu illerdeki tüm toplumsal ve kurumsal işleyişi de sekteye uğrattığına işaret eden Prof. Dr. Özvar, yükseköğretim kurumlarının gerek bölgede depremzedeler için fiziki imkan oluşturması gerekse akademisyeninden öğrencisine kadar her paydaşı ile alanda gönüllü faaliyetler yürütmesiyle önemli bir rol üstlendiğini belirtti.
ÖRGÜN EĞİTİM ÖĞRENCİSİNİN YÜZDE 9''U DEPREM BÖLGESİNDE
Üst üste yaşanan iki büyük deprem ile ardından oluşan büyük artçı şokların etkisiyle meydana gelen yıkım ve akabinde oluşan acil ihtiyaçların yükseköğretim kurumlarındaki eğitim öğretim faaliyetlerinin sekteye uğramasına neden olduğunu anlatan Prof. Dr. Özvar, şu bilgileri verdi:
"Öncelikle, depremden doğrudan etkilenen illerde 16''sı devlet, ikisi vakıf olmak üzere 18 üniversitemiz mevcuttur. Türkiye''deki açık öğretim hariç toplam 4 milyon 187 bin yükseköğretim öğrencisinin yaklaşık 377 bininin bu 11 ildeki üniversitelerde kayıtlı olduğunu dile getirmek isterim. Bu sayı, bölgedeki üniversitelerin, ülkemizdeki toplam örgün öğrenci sayısının yüzde 9''una ev sahipliği yaptığını göstermektedir. Bölgede öğrenimlerine devam eden yüksek lisans ve doktora öğrenci sayısı ise yaklaşık 45 bindir. Depreme maruz kalan uluslararası öğrenci sayısı ise yaklaşık 17 bindir. Öğrencilerimizle birlikte bölgede yer alan ve depremden doğrudan zarar gören 18 üniversitemizde görev yapan yaklaşık 17 bin akademisyenin de yaşanan felaketten etkilendiğini hatırlatmak gerekmektedir. Deprem bölgesinde bulunan üniversitelerimizde görev yapan idari personel sayımız ise yaklaşık 30 bindir."
106 BİNA AĞIR HASARLI
Prof. Dr. Özvar, 115''i uluslararası olmak üzere toplam 1361 öğrencinin ve çok sayıda personelin de depremde hayatını kaybettiğini aktararak, "11 ildeki 18 üniversitemizin yerleşkelerindeki bina hasar durumuna bakıldığında ise ağır hasarlı 106, az hasarlı 410, hasarsız 606 bina olduğunu tespit etmiş bulunmaktayız. Bununla birlikte, kampüslerimizin genel olarak şehirlerdeki diğer birçok kurum binalarına göre daha iyi durumda olduğunu ve birçok yerde kamu hizmetlerinin bu kampüsler aracılığıyla koordine edildiğini paylaşabilirim. Deprem bölgesinde ailesi ikamet edenlerden halen kayıtlı 545 bin öğrencinin yaklaşık 246 bini söz konusu 11 ilde öğrenim görmektedir. Bu öğrencilerden yaklaşık 161 bini ailesinin ikamet ettiği ilde öğrenimini sürdürmektedir. Buna ilaveten, bölgede öğrenim gören 332 bin önlisans ve lisans öğrencisinin 86 bininin bölge dışından gelen öğrencilerden oluştuğunu paylaşmak isterim" diye konuştu.
ALINAN TEDBİRLERİ AÇIKLADI
YÖK olarak bütün çabalarının, bilim insanları aracılığıyla Türkiye''nin yeniden inşasına azami katkıda bulunmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özvar, bu zorlu zamanlarda üniversitelere ve öğrencilere destek olmak için kurul olarak bir dizi tedbirler aldıklarını dile getirdi.
Prof. Dr. Özvar, 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı bahar döneminin tıp, diş hekimliği, hemşirelik, ebelik gibi "Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği" uyarınca devam eden programlardaki öğrencileri hariç tutulmak kaydıyla uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmasını uygulamaya koyduklarını anımsattı.
Ayrıca, talep eden her üniversite öğrencisine 2022-2023 bahar yarıyılında kayıt dondurma hakkı getirdiklerini hatırlatan Prof. Dr. Özvar, bu sürenin, programların azami öğrenim süresinden düşülmeyecek olmasının da depremden etkilenen öğrencilerin yükseköğretim süreçlerini tamamlamalarında kolaylık sağlayacağını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca depremden etkilenen öğrencilerden bahar yarıyılındaki katkı payı ve öğrenim ücretinin alınmayacağını dile getiren Prof. Dr. Özvar, katkı payı ve öğrenim ücretini ödeyen öğrencilerin ücretlerinin yükseköğretim kurumlarınca öğrencilere iade edileceğini aktardı.
Prof. Dr. Özvar, depremzedelerin yaralarını sarmak için YÖK olarak bakanlıklarla imzaladıkları protokoller hakkında şunları söyledi:
"Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı''yla işbirliği dahilinde yürüttüğümüz proje çerçevesinde gönüllü öğretim üyeleri depremzedelere hem bulundukları hem de gittikleri illerde psikososyal destek hizmetleri vermeye başlamışlardır. Yaptığımız çağrı sonucunda üniversitelerin rehberlik ve psikolojik danışmanlık, psikoloji ve sosyal hizmetler bölümleri başta olmak üzere ilgili tüm birimlerinden gönüllü öğretim üyeleri, depremzedelerin yaralarını sarmak için seferber oldu. Hem afetin gerçekleştiği bölgede hem de depremzedelerin nakledildikleri illerde etkin ve verimli bir psikososyal destek hizmeti yürütebilmesi için öğretim üyelerinin eşgüdüm halinde çalışmalara katılmalarını sağlıyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıyla da depremden etkilenen illerde hasar tespiti konusunda iş birliği faaliyetlerine başlamış bulunuyoruz. Üniversitelerimizin inşaat mühendisliği bölümlerinden gönüllü öğretim üyeleri hasar tespiti ile yapı kontrolü çalışmalarına katılıyorlar."
Prof. Dr. Özvar, AFAD ile koordineli şekilde deprem bölgesindeki ve çevre illerdeki 44 üniversite ile depremzedelere barınma, yemek ve sağlık hizmeti vermeyi sürdürdüklerini belirtti.
Tıp Bayramı vesilesiyle yakın zamanda yaşanan yıkıcı depremler sonrasında öğretim elemanından idari personeline ve öğrencilerine kadar sağlık alanında faaliyet gösteren tüm paydaşlara sahada ve zor şartlarda gösterdikleri cesaret ve özveri için teşekkür eden Prof. Dr. Özvar, üniversite hastanelerinin salgın sürecinin yanı sıra depremlerin ardından vatandaşların ihtiyaçlarına yönelik hızlı koordinasyon sağlayarak hizmet verdiklerini anlattı.
Prof. Dr. Özvar, yapılan yönetmelik değişikliğiyle öğretim elemanları ve üniversitelerdeki sağlık personellerinin özlük haklarında önemli bir iyileştirme sağlandığını belirterek, araştırma görevlileriyle ilgili var olan problemin giderilmesi için de hazırlık içerisinde olduklarını bildirdi. (AA)