Deniz Zeyrek: “Trump’ın amacı koltuğunu korumak”

Deniz Zeyrek: “Trump’ın amacı koltuğunu korumak”

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, ABD Başkanı Trump’ın azil sürecini gölgelemek için Suriye’nin kuzeyinden çekilme kararı aldığını belirterek, şu anki konjonktürün Türkiye’nin lehine olabileceğini söyledi.

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, ABD Başkanı Trump’In Suriye’nin kueyinden çekilme hamlesinin iç politikaya yönelik bir manevra olduğuna dikkat çekti. Trump’ın devam eden azil sürecini gölgelemek için Suriye kartını oynadığını belirten Zeyrek, Cumhuriyetçi kongre üyelerinin Trump’a çok sert sözlerle tepki gösterdiğini ve bu durumun Türkiye’nin lehine olabileceğini söyledi.

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek’in “Konjonktür Türkiye’den yana” başlıklı yazısı şöyle:

“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki telefon görüşmesinin ardından başlayan süreci Washington'dan izleme şansı buldum.

Türkiye zaten Suriye'de Fırat Nehri'nin kuzeyindeki bölgede güvenli bölge oluşturma, gerekirse YPG'ye karşı askeri operasyon düzenleme konusundaki kararlılığını her fırsatta dile getiriyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “bugün-yarın” diyerek gün dahi veriyordu. O nedenle telefon görüşmesinden sonra yaşanan gelişmeler Türkiye açısından rutindi ve “düğmeye basma” aşamasındaydı.”

TRUMP HEDEF TAHTASINDA

“Ancak ABD'de yaşanan gelişmeler olağanüstüydü. Fırtınalar kopuyordu ve Trump bir gün içinde bir taraftan diğerine savruluyordu.

Öyle ki Beyaz Saray, Erdoğan-Trump görüşmesi hakkında açıklama yaptığında neredeyse bütün TV kanallarında birinci haber Trump'ın Ukrayna liderinden askeri yardım karşılığında muhtemel rakibi Joe Biden hakkında bilgi istemesiydi. Yeni kayıtlar ortaya çıkmıştı ve senato o kayıtların kaynağını korumak için olağanüstü güvenceler vermeye hazırlanıyordu.

Trump-Erdoğan görüşmesinin ayrıntılarının ortaya çıkması, Trump'ın bu konuda “tvitlemesi” anında ikinci haber oldu.

Trump'ın mesajları ABD Kongresi'nde hem demokratları, hem cumhuriyetçileri şok etmiş ve çok kızdırmıştı.

Sadece Trump'ın partisine mensup (Cumhuriyetçi) kongre üyelerinin kullandığı şu ifadeleri okumanız bile tepkinin büyüklüğünü anlamanıza yetebilir:

“Büyük hata”, “Müttefike ihanet”, “Yıkıcı”, “IŞİD'in geri gelmesini garanti ediyor”, “Miyop ve sorumsuz”, “Amerika'nın onuruna bir leke”, “Feci hata”, “Ahmakça bir karar”, “Muhtemelen en kötü sinyali gönderdi”, “Büyük hata” ve “Ölümcül hata”.”

GENEL KANI: “İÇ POLİTİK MANEVRA”

“Ekranlara çıkan yorumcuların genel görüşü, Trump'ın azil sürecini gölgelemek için bu adımı attığı yönündeydi. Trump yanlıları dahi bu tartışmanın, azil süreciyle çok sıkışan Trump'a nefes aldıracağı görüşünü dile getiriyordu.

Ancak, Trump'ın bu adımı atmasına vesile olan bir başka gerçek daha vardı ki son dönemde yapılan kamuoyu yoklamalarına yansıyordu. O da Amerikan toplumunun (Afganistan, Irak, Suriye gibi) Güney Kore ve Almanya gibi ülkeler dışındaki Amerikan askerlerinin ülkelerine dönmesini destekliyor oluşuydu.

Trump, bu kararının (eğer başarabilirse) bir yıl sonra gireceği yarışta oy olarak geri döneceğine inanıyordu ve haliyle Kongreden ve Pentagon'dan gelen salvolara direniyordu.

KONJONKTÜR UYGUN AMA DEĞİŞEBİLİR

“Trump'ın içinde bulunduğu bu siyasi konjonktür çok önemli ve Fırat'ın doğusu konusunda Türkiye'nin elini güçlendiriyor.

Ancak bu konjonktürün şu beş nedenden dolayı sürekli olmayabileceği ihtimalini de hesaba katmak gerek:

1- Trump tutarsız bir siyasetçi olarak her an karar değiştirebilir.

2- Trump, hem Mümbiç konusunda hem bir yıl önceki asker çekme kararında içerideki rakiplerine yenildiği gibi şimdi de yenilebilir.

3- YPG, ABD'ye tepki için Esad rejimini, haliyle Rusya ve İran'ı kontrol ettiği bölgeye davet edebilir ya da elinde tuttuğu IŞİD mensubu teröristleri ABD'ye karşı koz olarak kullanabilir. Bu da ABD'ye geri adım attırabilir.

4- Sürecin sonunda Trump'ın istediği olsa dahi, ABD YPG'yi karşısına almamak için kontrol ettiği bölgede Suriye hava sahasını Türk jetlerine açmayabilir. Bu da kara operasyonunda sıkıntılara neden olur. (Zira yaptığı görüşmelerde bu konuda ayak dirediklerini, hatta IŞİD karşıtı koalisyon bünyesinde zaman zaman Türkiye'yle de paylaşılan hava kuvvetleri verilerini kestiğini öğrendim.)

5- Her ne kadar Rusya ve İran ABD'nin çıkmasını destekliyor gibi görünse de Türkiye'nin girmesine karşı çıkabilir ve BM Güvenlik Konseyi Türkiye'ye karşı harekete geçebilir.

Trump yanlıları iki gündür Suriye'de tutuklu binlerce IŞİD mensubunu ABD'ye transfer etmek zorunda kalacaklarını bir “felaket senaryosu” olarak anlatıyorlar ve “Suriye'de tutuklu IŞİD teröristlerinden artık Türkler sorumlu olacak” mesajını veriyorlar.

Binlerce IŞİD teröristinin sorumluluğunun Türkiye tarafından alınması fikri size de ürkütücü gelmiyor mu?”