Deniz Feneri’nde iki ülkenin savcıları soruşturmaya bir türlü dahil olamıyor. Hem Türkiye’de Deniz Feneri bağlantılı soruşturmayı, hem de Almanya’daki ikinci Deniz Feneri e.V. soruşturmasının kilitlenmesinin sebebi ise bir türlü sonu gelmeyen yazışmalar.
Yazışmalar bitmedi
İki ülke savcılarının “aynı konuda yürütülen soruşturma”da iki yıldır ne Alman savcısı Türkiye’ye gelebiliyor, ne de Türk savcısı Almanya’ya gidebiliyor. Her iki ülkedeki Deniz Feneri soruşturmaları “gelen evrak-giden evrak”larla tıkanıyor. 2009 yılında Türkiye’ye gelerek “asıl failleri” sorgulamak isteyen Alman savcıların talebi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Türkiye’deki soruşturmayı yürüten savcılar dışında görevlendirdiği isimler tarafından reddedildi. 3 Eylül 2010’da bu kez Türk savcılar Almanya’ya gitmek istedi. Reddedilen Alman yetkililer bu talebe “olumlu” cevap verdi. Bugünlerde Türk savcılar Adalet Bakanlığı’nın Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’ne gönderdiği yazıya verilecek cevabı bekliyor.
Akman ve Karaman sanık
Öte yandan Frankfurt’ta sonuçlandırılan ilk Deniz Feneri e.V davasında, “asıl failler” olarak tanımlanan, ancak haklarında dava açılması için Türkiye’den dosya beklenen Zekeriya Karaman ve Zahid Akman’a ilişkin adli süreç de tamamlandı. Davaya bakan Frankfurt Mahkemesi, Karaman ve Akman’a bir numaralı sanık olarak dava sürecinin başladığına ilişkin Ekim ayı içinde resmen tebligat yapıldığını bildirdi.