'Demokratik terör': Özgürlüğü göster, TSK'ya vur!
Terör dağda, bayırda başlamaz. Terör önce zihinlerde, dillerde ve yazılarda başlar. Sonra kendisini dağda, bayırda, şehir merkezlerinde ve sokaklarda dışa vurur. Yani zihin ve söz, eylemden önce gelir. Teröre destek illa ki silahlı çatışmaya katılmakla olmaz. Asıl destek zihinle, sözle, yazıyla ve demeçle yapılan destektir. ’Demokratik terör’deyimiyle nitelenebilecek bu desteği anlamak için şu iki tabloya bakalım, terörün niçin engellenemediği üzerinde yeniden düşünelim!
Financial Times “Hükümet; sınır ötesi harekâtı düzenleme konusunda çağrılarla karşı karşıya kalacak. Bu da AB ve ABD’yle ilişkileri zedeleyebilir.”
Frankfurter Allgemeine;
* Cumhuriyet’in kuruluşundan beri (etnik) sorun çözülemedi.
* Kürtler Türkler gibi Müslüman oldukları için 1923 Lozan Antlaşması’nda azınlık olarak kabul edilmedi. Oysa Kürtlerin pek çoğu kendini azınlık görüyor.
* Demokrasinin gelişmesini engelleyen sadece PKK değil, aynı zamanda aşırı milliyetçilerdir.
Peşmerge Kuvvetleri’nin sözcüsü Cebbar Yaver: “Terörün askeri operasyon ve şiddetle çözüleceğine inanmıyoruz ve çok üzülüyoruz.”
Avrupa Parlamentosu’nun Liberal Demokratlar grubundan Andrew Duff: “PKK sadece Irak’tan değil, aynı zamanda Suriye’den dış destek aldığını gösteriyor. Ama saldırının yapıldığı yerde Türk ordusunun savunma kapasitesinin de sorgulanması gerekiyor.
Yukarıdaki sözleri ve satır aralarını aklımızda tutarak kendi basın-yayınımıza bakalım:
AB uyum yasalarına bağlı olarak çıkarılan Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu’nun güvenlik kuvvetlerinin elini kolunu bağladığını, dolayısıyla bunların değiştirilmesini talep eden Genelkurmay Başkan’ı İlker Başbuğ’a verilen cevaplardan başlayalım:
* Kanunlarda hiç kimsenin elini kolunu bağlayan bir yasa bulunmamaktadır. Sorumluluğu kanunda aramak saptırmadır.
* Bu talepler olağandışı rejim arzularının uzantısıdır.
* Terörle etkin mücadele, ancak demokratik ortamla mümkündür.
* Asker daha fazla yetki istiyor. (Bu), temel hak ve özgürlükleri sınırlamak, yargıdan bazı yetkileri devralma niyetidir.
Terör konusunda yapılan tespitler ve öneriler:
* PKK temel hedeflerinin hiçbirisine ulaşmadı, hırçınlaşmasının nedeni bu.
* Türkiye’de sanki iki devlet var, bu iki devletinde kolluk kuvvetleri bulunuyor. Terörle mücadele askerlerin tekelinden alınmalı, bütünüyle polis gücüne bırakılmalı. Jandarma da aynı otoriteye bağlanmalıdır.
Yukarıdaki iki tabloyu karşılaştırın: Zihin aynı, dil aynı, hedef aynı. İşte terör bu ’ortak zihnin, ortak dilin, ortak hedefin’arkasında beslenmektedir. Bu ittifaka göre:
BİR: “Terör-demokrasi’aynı hükme tabidir. Yani terör, demokratik hak olduğu için onunla mücadele etmek de demokratik kurallara bağlı olmalıdır. Bu mantığa göre demokratik sistemde teröristin güvenlik kuvvetlerinden ve sivil halktan daha fazla hakkı var. Bu haklar ihlal edilirse AB ve ABD’yle ilişkileri zedeler. Yaşasın demokratik terör!
İKİ: PKK terörünün nedeni, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesi ve ordudur. Eğer TSK bu işten elini çeker, bütün yetkilerini devrederse terör bitecek... Dün ’kurşun atılmasını isteyen’bugün güç odaklarına yaranmak için ’iktidarın ötekisi gördüğü herkese’belden aşağı saldırıyor. Ey para! Sen ne büyük güçmüşsün! Dön de, dönelim. Vur de, vuralım!
ÜÇ: 4 Aralık 2004 tarih 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 23 Mart 2005 tarih 5230 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılan hükümler sonucu kolluk kuvvetlerinin elinin kolunun bağlanmadığını söyleyebilmek için ’aklını başkasının cebine koymak’gerekir. Ne diyelim, akılsız mazurdur!
DÖRT: Yetki aşımını gerekçe göstererek terörün önünü açacak yasalar çıkarana kadar denetim mekanizmalarını geliştirirsin. Demokrasinin gereği budur. Şahsi hataları gerekçe göstererek bir kuruma saldırmak demokratik duyarlılığın değil, kinin alametidir. Bu kadar kin adamı öldürür!
BEŞ: “Ortada yanlış, sorumsuzluk varsa hesap sorma devri başlasın.” Bu öneriyi tuttum, evet, hemen başlasın! Özelleştirmelerden, ihalelerden, Allah adına para toplayıp şirket kurmalardan... hemen başlasın! Hesabı sırasına göre sormak daha adil değil mi? Acaba ittifakın kara kitabı buna ne der?