Demiştik “Bizden katil çıkmaz” diye!

Aralarında üç çocuğun bulunduğu yedi kişi can vermişti Mısır Çarşısı’ndaki patlamada... Bayramdan önceki gün davaya bakan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin bozma kararına uyulmasına karar verirken, Pınar Selek hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasına hükmetti...

Pınar Selek, yurt içinde ve yurt dışında pamuklar içinde saklanan bir zanlı... Avrupa Parlamentosu’ndan Strasbourg Üniversitesi’ne, Fransa Dışişleri Bakanlığı’ndan dayanışma geceleri düzenleyen sosyalist belediyelere kadar pek çok kurum ona sahip çıktı... ‘Beyaz’ Marksistlerden PKK’yla içli dışlı yapılara kadar ‘ideolojik akrabalık’ bağı olan kim varsa devreye girdi... Ve böylece Türkiye’nin üzerine en çok titrenen ‘zanlı’sı meydana geldi...
O gün yığınla avukat, medya ordusu ve ‘PKK sever’ lobici akademisyenler ve aydınlığı nereden menkul bilinmeyen ‘aydınlar’ oradaydı... Çoktan toprak olmuş zavallı mağdurların kimsesi yoktu tabii mahkemede...

***

Daha önce bu kampanyayla ilgili şöyle yazmışız: Sosyolog Pınar Selek, Çirkin Kral Yılmaz Güney, Şair Ayşe Özzümrüt... Listeyi uzattıkça uzatabilirsiniz... Başka hangi mahkûm veya sanık anılırken mesleğiyle anılıyor, bilen var mı? Mesela romancı hırsız, atom mühendisi üç kağıtçı, marangoz tacizci, fizikçi kalpazan gibi!.. Peki, Pınar Selek’in ayrıcalığı nereden geliyor da sanki kimliğindeki ön ismi ‘sosyolog’ muşçasına sürekli bu sıfatla anılıyor?
Zannedersiniz, Mısır Çarşısı’nda çoluk çocuğun katledildiği patlamadan değil de ‘meslekî’ bir dâvâdan yargılanıyor!.. Ve sanki onun şahsında ‘bilim’ ve bütün sosyologlar engizisyonda hesaba çekiliyor!..
İşte ideolojik dayanışma, işte imaj çalışması budur... Sizin ‘katil’ zannettiğiniz, bir ‘kahraman’ olarak çıkarılır karşınıza!.. Yıllardır televizyon dizilerinde ve filmlerde olduğu gibi...
Bayrak yapılan, heykeli dikilen, ödüle boğulan zanlılar ve katiller göz kamaştırıcı kahramana dönüştürülür, o ‘ideolojik klan’ın dünyasında mağdurların feryatları hiç bir anlam ifade etmez...

***

Hakkında verilmiş bir önceki karar ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’ti... Artık galiba bu kararın anlamı kalmadı... Yargıtay’ın ‘usûlen’ bozma kararından sonra mahkeme savcısının ‘yakalama’ kararının devamı talebini mahkeme kabul etmedi...
Pınar Selek, yakalandığında sosyolojik araştırmalar yapmak için PKK’nın içine sızdığını söylemişti... Olaydan sonra kendi el yazısıyla yazılmış parola üzerinde çıkmış, çantasında bomba yapım malzemeleri bulunmuştu... Dosyada suçlamanın esasını oluşturan, olay yerinde bulunan nitro-selüloz tozlarıydı... Pınar Selek’in kullandığı atölyede de nitro-selülozla yapılmış bombalar ve yapımda kullanılan diğer aparatlardı... Ve en önemli delillerden birisi bombanın üzerindeki koli bandındaki parmak izleri...
Mâlum çevrelerin özenle çizdiği ‘sosyolog’ imajı ve Batı’daki Türkiye düşmanlarının inşa ettiği ‘insan hakları savunucusu’ kimliği hepsinin üzerini örttü... Çelişkili yargı kararları ‘konjonktür’e göre yorumlandı... ‘Örgüt üyeliği’nden ‘zaman aşımı’ kararları bile masumiyetin ispatı gibi pazarlandı...
Çok ayaklı dev bir kampanyanın sonuna geldik... Patlamada ölen 4 yaşındaki Engin’le 7 yaşındaki ağabeyi Ergin, yine 7 yaşındaki Erdi ve diğer üç masum sivil toprak oldu... Ailelerin, ölenler ‘Şehit sayılsın’ talebi kabul edilmedi... Türk milleti ve devleti ölenlerden ‘şehit’ çıkaramazken, malûm lobiler o patlamanın failinden ‘sosyolog kahraman’ çıkardı!..
Bütün bu gelişmelere bakarak mahkemeden ne karar çıkacak dersiniz?

Yazarın Diğer Yazıları