Delilimiz "kinimiz" mi?
Sincan'daki büyük cezaevi kompleksi içinde devam eden ve 15 Temmuz'un çeşitli ayaklarının yargılandığı davalarda bugüne kadar hemen hemen hiç denk gelmediğim bir uygulama var. Sanıklar, mahkeme salonuna, çoğunluğunu 15 Temmuz mağduru aileler ve AKP teşkilatlarının oluşturduğu kalabalığın çevrelediği uzun bir yoldan yürütülerek getiriliyorlar.
İdam ipleri...
Hakaretler...
Tehditler...
Beddualar...
"Yuh"lar...
Ne ararsanız var.
Adeta bir arenadalar ve az sonra yırtıcılarca parçalanacaklar!
***
Ne Ümraniye'de, ne Balyoz'da; "asrın iftirası" olarak nitelendirilen, hukuk eliyle yapılmış birer KUMPAS oldukları tescillenen SİLİVRİ davalarında BİLE görülmedi böyle bir şey.
Ki orada da sanıklar "darbecilik"le itham ediliyordu, orada da bir "terör örgütü"nün varlığından söz ediliyordu...
Diyebilirsiniz ki, orada "terörist" diye yargılananların her biri aslında birer terörle mücadele kahramanıydı. Onları bu şekilde halkın içine sokmaya kalkışsalar, mahkeme önünde yığılan kalabalık ancak ve ancak alkışlardı, omuzlarının üzerinde taşımaya kalkışırdı, Harbiye Marşı'yla selamlardı her bir komutanı...
Doğru.
Bütün o haysiyet cellatlığı kampanyalarına, linçe rağmen, itibarlarından gram azaltamadıkları için cüret edemediler o gün, onları, bu şekilde teşhir etmeye...
Ve bugün, halkın haklı öfkesinden emin oldukları için atıyorlar "sanıkları" önlerine.
Ama ben de diyorum ki;
Adalete bu toplu lanetleme ayininden geçerek erişilir mi?
Bu insanlar halihazırda, adı üstünde "sanık" değil mi?
Henüz yargılanmadan, kim, ne kadar suçlu, aralarında kurunun yanına karıştırılmış yaşlar da yok mu; bunların hiçbiri ortaya çıkarılmadan, toptancı bir yaklaşımla suçu tescillenmiş "hükümlü" muamelesi yapmak bu yargılamaların adilliğini gölgelemez mi?
***
Adaleti, toplumsal bir kin kusma ritüeliyle tesis etmek mümkün madem, tarih hesap sormaz mı;
Öcalan'ı niye yürütmediniz aynı şekilde şehit ailelerinin içinde?
***
Eşitlik ilkesi bunu gerektirir!
---------
Geçmişte, eğitim kurumlarının içine ibadet mekanı yapmaya kalkıştıklarında da sormuştum benzer soruları;
Sünni Müslümanlar için namaza uygun bir oda, mescit olacaksa; Alevi Müslümanlar için de "cem" odası olacak mı? Ya okulda okuyan bir zerdüşt varsa ve ibadet hakkını kullanmaya kalkarsa? Ya da bir Budist mesela?
Şimdi, memlekette nikah memuru kıtlığı varmış gibi, müftülere "resmi nikah kıyma" yetkisi verilmesi gündeme gelince, aklı başında herkesin sorduğu soruları da not düşmek farz oldu:
Müftü kim?
Müslümanların din işlerine bakan görevli.
Hatta şöyle düzeltmeli;
Sünni Müslümanların din işlerine bakan görevli.
Bu durumda, devletin ilgili kurumları dışında nikah yetkisini "bir dinin temsilcisine" vermek bütün diğer potansiyel arazları geçtim Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı değil mi?
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Hristiyanların resmi nikahlarını kıyma yetkisini papazlara, Musevilerin resmi nikahlarını kıyma yetkisini hahamlara, Alevilerin resmi nikahlarını kıyma yetkisini "dede"lere, envai çeşit tarikatın, cemaatin, inanç grubunun resmi nikah kıyma yetkisini de kendi "dini önder"lerine, şeyhlerine, şıhlarına, efendilerine verecek misiniz bu yasayla?
***
"Asıl tasfiyeyi FETÖ yapıyor"
--------
Adı Ercan Gündoğdu...
2012'de, 'kriminal'e, fizik, kimya, biyoloji, elektronik bölümlerinden öncelikli olmak üzere personel alınacağı duyurulunca ilgili sınava girmiş, Ankara'da 1., Türkiye genelinde 15. olmasına rağmen alınacak 300 kişi içine girememiş bir polis memuru.
Sonrasında, özellikle kamu personelinin kullandığı forum sitelerinden bolca isyanı var "paralel"lere...
Cemaatin, emniyetteki terfi sınavlarına müdahale ettiğini, komiserlik sınavını kazananların çoğuna soruları önceden verdiğini defalarca yazmış mesela...
Sonra...
15 Temmuz'la birlikte ihraç edilenler arasında bulmuş kendisini o da.
Hakkındaki suçlamanın kaynağı öyle eften püften değil; ByLock!
Bu suçlamaya karşılık iddia ettikleri dikkat çekici. Diyor ki;
"Fetö bir kumpas kurdu, kendi muhaliflerini de bylock kullanmış gibi gösterdi. Hakkımda KOM dairenin bylock veri tabanında hiçbir bilgi ve kayıt bulunmazken bylock ipsine bağlanmışsın diye bylock kullanmakla suçlanıyorum. Beni bylock kullanmakla itham eden kayıtlar fetönün cirit attığı 3/2'si fetöcü olduğu için kapatılan TİB in kayıtları..."
"Ya doğruysa" diye düşündüğünüzde doğurabileceği sonuçlar öyle vahim ki, bu ve benzeri iddialar zinhar yabana atılmamalı...