Dejavu...
Sene 2012...
Tam da Kasım'ın bugünleri...
Silivri...
Hedeflenen toplum mühendisliğine hizmet edebilsin, Türk Milliyetçilerini ve Türk Milliyetçiliğini, velhasıl Cumhuriyet'in kurucu ideolojisini itibarsızlaştırsın, algıda terörize edebilsin diye "Ergenekon" olarak yaftalanan Ümraniye Davası'nın ibretlik duruşmalarından biri...
"Sanık" sıralarında oturanlar arasında, PKK'nın cani başı Öcalan'ı sorgulayan Atilla Uğur'dan, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin'e, Hasan Iğsız, Hurşit Tolon, Tuncer Kılınç, Cengiz Köylü, Mehmet Ali Çelebi gibi değişik rütbelerde çok sayıda subaydan Türk Ordusu'nun başına; Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a kadar çok sayıda askere karşı, "PKK'nın 2 numarası" olarak tanınan Şemdin Sakık'ı tanık olarak dinliyor mahkeme!
"PKK'lı tanık, PKK'yla mücadele eden komutanlar sanık" diye olay oluyor haliyle...
***
Dün...
Yayınlarında FETÖ'ye karşı alenen bayrak açmış, Atatürkçü, Cumhuriyetçi çizgisini her gün okurun gözüne gözüne sokan Sözcü gazetesinin -yönetici ve muhabirleriyle- "sanık" olduğu davada, FETÖ'nün medya karargâhı Zaman'ın Genel Yayın Yönetmenliği'ni, daha birkaç gün önce operasyona uğrayan Gazeteciler Yazarlar Vakfı'nın yöneticiliğini de yapmış Hüseyin Gülerce'nin "tanık" olduğunu görünce, -dejavu gibiydi- 2012'deki o kumpas sahnesi canlandı gözümde, o günü yeniden yaşıyor gibi hissettim nedense!
Ne dersiniz;
İki fotoğraf birbirine çok benzemiyor mu sizce de!
***
Seçim teşvik primi(!)
Yüzde 50+1'e talip olan partinin "ittifak"ların önünü açmaktan bahsetmesi ne denli gülünç ise, "terörün siyasallaşması" tehlikesine karşı ezelden beridir "baraj" yanlısı olan partinin de terörün siyasi uzantılarının en etkin olduğu dönemde barajı düşürmekten söz etmesi de o denli gülünç...
Sağır sultan bile biliyor ki, bütün bunlar "sardı korkular" şarkısı eşliğinde hazırlanan "cumhurbaşkanı seçimi için ittifak kurulması muhtemel partilere, genel seçim için teşvik pirimi projesi"nin gereği!
***
Bu işin içinde bir PKK'lı var ama...
Kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan, 2015 yılında, AKP'nin "açılım politikası" yüzünden palazlanan PKK tarafından şehit edildikten sonra isyan eden ve bu isyanından dolayı da TSK'dan atılan eski Yarbay Mehmet Alkan, CHP'ye katılımını "FETÖ ve PKK destekçisi eski Yarbay Mehmet Alkan CHP'de" diye duyuran, iktidar yanlısı Akşam'a tepkisini, "Allahsız kitapsız vicdansız adamlar..." diye dillendirmiş.
Az söylemiş.
Keşke, gazete görünümlü o propaganda bültenini yönetenlere bir de şu soruyu yöneltseymiş:
PKK'lı yazarınız mı attı bu başlığı!
Hem,16 yaşında PKK'ya katılmış, 13 yıl terör örgütü üyeliğinden cezaevinde yatmış, tescilli "eski terörist(!)"i, kanaat önderi diye pazarlayacaksın hem de o terör örgütüyle mücadele ederken şehit olan bir kahramanın, asker ağabeyini, yani bir şehit ailesini "PKK'lı olmak"la itham edeceksin;
Yok böyle utanmazlık!
***
"Firavun Papers" mi bekleyelim öğrenmek için
Habertürk'ten Hakan Bulut'un haberine göre, Tarsus'ta 1yıldır yüksek güvenlikli bir ortamda sürdürülen "gizemli kazı"dan çıka çıka "1 bronz sikke, kırık sütun parçası ve etütlük durumda kimi seramik parçaları" çıkmış; bunun dışında "envanterlik nitelikte taşınır- taşınmaz kültür varlığına rastlanmamış".
Bir sanat tarihçisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, Türkiye'nin neresine kazma vursanız ulaşırsınız zaten bu kadarına!
Bu -tarihi miras olarak da- hayli bereketli topraklarda, devasa antik kentlerin, yeni uygarlık merkezlerinin, kral mezarlarının gün ışığına çıkarıldığı kazılar bile basına, üniversitelere, arkeoloji, sanat tarihi, antropoloji, tarih gibi bilim dallarında eğitim gören öğrencilere açık halde devam ederken, bir bronz sikke için mi milletvekillerinin bile kazı alanına girişine izin verilmedi yani?
Hadi oradan...
Hadi oradan...
Allah vere de, Türkiye, Tarsus'ta aslında ne olduğunu, yarın öbür gün ortaya saçılan bir "Firavun Papers" skandalıyla filan öğrenmeye...