Değersizler, değerlerimizden rahatsızlarmış!..
Hep söyledik, söyleyeceğiz; biz Türk’üz. Türk Devletinin aslî unsuruyuz. Kendini alt kimlikli azınlık sayan ve görenler, mevki ve makamları ne olursa olsun tebaamızdır! Başarılarını ödüllendirir, suçlarını cezalandırırız!
Biz, devlet ve millet yaşasın diye ölürüz. Ölenlerimiz şehittir-ölümsüzdür, dönenlerimiz gâzi.. Şehit ve gâzi yakınlığı da Türkçe bir şereftir!..
Alt kimlikliler alt kimlikleri ile dövünürken üst kimlikliler, Türk kimlikleriyle övünürler!..
Bu alt kimlikli, aşağılık kompleksli, Haçlı’ya kapı kulluğunu mahâret sayan kurnazların yıllardır koro halinde seslendirdikleri rahatsızlıkları var! Şuuraltları korkutularak veya satın alınarak işgal edilmiş, vicdânı kiralık bu en-tellek-tüeller; Andımızdan, İstiklâl Marşımızdan, Atatürkümüzden, Ezan sesinden, ramazan davulcusundan ve askere uğurlama törenlerimizden rahatsızdırlar!..
Türk Milleti olarak; bu rahatsız olanlara, bizden rahatsız olmamaları gerektiğini, mutlaka öğreteceğiz! Bu karnından konuşan korkaklara Türkle yaşamayı da öğreteceğiz. Ya öğrenecekler, ya da öğrenecekler.
Milli Görüş Gömleğini, sosyal demokrat-demokratik solcu gömleğini, 68 Kuşağı gömleğini soyunarak değişen-gelişen-dönenler; bir kaç yıl önce “Avrupanın garsonu” diye hakir gördükleri liboşları solladılar! Şimdi AB kapısında teşrifatçılığa, Avrupa Parlamentosu’nda komisyon başkanlıklarına, Okyanus ötesinde BOP Eş Başkanlığı’na terfî ederek geliştiler!..
Dinler Arası Diyalogla; daha önce AB dikteli yasalara “din dışı” diyenler; “Âmentüde müştereğiz.” deyip “Ilımlı İslam” diye uyduruk bir dinle Kelime-i Şehâdet’ten “Muhammedün Resulullah”ı çıkaracak kadar geliştiler!..
“Muasır medeniyet seviyesini yakalamak ve geçmek” idealini, Haçlı’yı taklit etmek şeklinde algılayan bu Haçlı Müslümanlar, bu inkârcılığı yıllardır yaparlardı! Ezan sesinden rahatsız olanlar çıkmıştı! Ramazan davulcularından şikayetle devam etti bu en-tellek-tüellik! Çan sesinden asla rahatsız olmadı bu demokrat maskeli enteller nedense!..Türk’e has ve töreleşmeye giden uygulamalardan şikayetlerin, ardı arkası kesilmiyor! İstanbul sokaklarını yangın yerine, viraneye çeviren, polis araçlarını, dolu belediye otobüslerini ve içinde gencecik kızları diri diri yakan; geçtikleri yerleri kırıp dökerek yağmalayan PKK’lılara “Daha fazla demokratik hak” talep eden bu enteller, bazen çok önemli tepkiler de koyarlar! İstanbul’da asker uğurlamalarında yapılan eğlenceden İstanbullular rahatsız oluyormuş! “En büyük asker, bizim asker.” nârâlarıyla arkadaşlarını askerliğe motive eden delikanlılar, İstanbulluları rahatsız ediyormuş! Bunu da bu enteller görürler! Bu entellere göre aynı İstanbullular, PKK anarşisinden rahatsız olmazlar nedense!..
“En büyük asker, bizim asker” diye arkadaşlarını uğurlayan heyecanlı gençlerden, hiç bir Türk ana-baba rahatsız olmaz! Her Türk ana-baba, kendi oğlunun da aynı coşkuyla askere gönderilmesini hayal eder! Bu coşkudan rahatsız olanlar, PKK yandaşları veya çocukları PKK’lı olanlardır!..
Bu rahatsız olanlar bilirler ki heyecanla göreve gönderilen bu “Büyük Asker”, şerefsiz bölücüleri itlaf etmek için peşlerine düşecektir! Bu îmandan korkacaklar elbette! Bu tezahürattan hainler, korkacaklar elbette!..
Mademki korkuyorlar, doğru yapıyoruz! Madem ki ürküyorlar, doğru yapıyoruz! Madem ki rahatsız oluyorlar -Vallahi- doğru yapıyoruz! Korkanların, ürkenlerin, rahatsız olanların, alt kimlikli tebaa korkakların inadına; EN BÜYÜK ASKER, BİZİM ASKER...
Selâm, sevgi, dua...