Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı, ekonomist Meriç Köyatası Türkiye’deki döviz kurları ve enflasyon rakamları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“DOLAR VE EURO SIÇRAMA DÖNEMİNE GİRECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyon Avrupa’nın da sorunu” sözlerini eleştiren Köyatası; Avrupa’nın pandemi sürecinde vatandaşlarına destek sağlamak amacıyla enflasyona bile bile izin verdiğini belirterek; “Ama Avrupa ekonomileri, önümüzdeki kısa dönem içinde ekonominin kendisini toparlaması ile birlikte enflasyonla mücadele dönemine girecek. Bunun için faizleri yavaş yavaş artırmaya başlayacaklar. İşte o zaman kuru sabit tutmak için çırpınan bizim Merkez Bankası’nın gayretleri de bir işe yaramayacak. Dizginlenmeye çalıştıkları Dolar ve Euro güçlü sıçrama dönemine girecek.” İfadelerini kullandı.
Meriç Köyatası’nın açıklamaları şöyle:
“Türkiye’deki enflasyon bildiğiniz gibi. Yapışkan bir enflasyon var ve düşmüyor. TÜİK tüketici fiyatları ile Ağustos ayı enflasyonunu yüzde 1.12 oldu. Bağımsız iktisatçılardan oluşan ENA Grubun Ağustos ayı için ölçtüğü enflasyon ise yüzde 4.06 çıktı. TUİK tüketici fiyatları ile yıllık enflasyonu yüzde 19.25, üretici fiyatları ile yüzde 45.52 olarak açıkladı. Halkın çarşıda pazarda hissettiği enflasyon ise yıllık yüzde 50 seviyesinde…
Yukarıdaki rakamların tümü şunu gösteriyor. Üretici fiyatları ile enflasyon o kadar yüksek ki, bu fiyat artışları daha uzunca bir süre tüketici fiyatlarına yansıyacak. Ayrıca devletin enflasyonla mücadele için ciddi bir politikası yok. O nedenle uzun bir süre enflasyonla yaşayacağız.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, enflasyon sadece Türkiye’nin değil Euro bölgesinin de, Avrupa’nın da sorunu diye açıklama yaptı.
Doğrudur. Enflasyon sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın ve ABD’nin de sorunu. Onlar da ciddi enflasyonla uğraşıyorlar. Ama şunu hatırlatmamız gerekiyor. Avrupa ve Amerika’da enflasyonun nedeni ile bizdeki enflasyonun nedeni arasında hiçbir benzerlik yok.
Pandemi nedeniyle, dünyada bütün ekonomiler ciddi bir durgunluğa girdi. İşsizlik arttı. Bu durgunluğun ve krizin aşılması için, halkın sefalete düşmemesi için gerek ABD Merkez Bankası FED, gerek Avrupa Merkez Bankası ve gerek diğer gelişmiş ülkelerin Merkez Bankaları, halka doğrudan nakit desteği vermek için para bastılar. Bütçelerinden halka nakit desteği için ciddi fonlar ayırdılar. Aldıkları bu tedbirlerin enflasyonist baskı yapacağını biliyorlardı ama krizin kalıcı olmaması için bu yolu tercih ettiler.
Türkiye ise vatandaşına doğrudan gelir desteği temin etmek yerine İBAN numarası verip yardım istedi. İlk etapta 50 milyar liralık bir destek verdi. Sonradan anlaşıldı ki bu desteğin 40 milyar lirası zaten işçilerin işsizlik fonunda biriken parası. Türkiye’nin verdiği destekler sokağa çıkma yasağı günlerinde bile köprü ve otoyollardan geçiş garantisi alan meşhur beşli müteahhit grubuna, elektrik dağıtım şirketlerine gitti. Bu şirketlerin vergileri silindi. Ama elektrik dağıtım şirketleri, pandemi nedeniyle kapalı olan esnafın, işsiz kalan vatandaşın elektriğini hiç acımadan kesti.
IMF’in açıklamasına göre, Avrupa ve Amerika gibi ülkeler pandemi nedeniyle kendi halklarına milli gelirlerinin yüzde 12’si ile yüzde 25’i oranında yardım yaparken, Türkiye en fakir ülkeler ortalaması olan yüzde 3.6’nın bile altında, yüzde 1.1 destek verdi. Kişi başı bir Japon 6200 dolar, Bir Alman 5000 dolar destek verirken Türkiye sadece 90 dolar destek vermiş. Gelişmekte olan ülkeler içinde Brezilyalı 557 dolar, Arjantinli 327 dolar destek almış.
AVRUPA’DA MÜZİSYENLER İNTİHAR ETMEDİ Kİ…
Dünyanın en naif, en duygulu, başkasından yardım istemesini onuruna yediremeyen meslek gruplarının başında müzisyenler gelir. Pandemi nedeniyle müzik meslek örgütlerinin (MESAM, MUYORBİR gibi) açıklamasına göre 106 müzisyen intihar etti. Avrupa ve ABD’de işsiz kalıp evine, çoluğuna, çocuğuna ekmek götüremeyen ve intihar eden müzisyen haberlerini ben gazetelerde okumadım.
Evet sayın Cumhurbaşkanı doğru söylüyor. Enflasyon sadece Türkiye’nin değil. Avrupa bölgesinin de sorunu. Ancak onlar bu enflasyona, pandemi sürecinde vatandaşlarına destek sağlamak amacıyla, bile bile izin verdiler. Hem para bastılar, hem faizleri düşürdüler. (Biz ise siyasi otoritenin karşı olmasına rağmen piyasanın zorlaması ile faiz artırmak durumunda kaldık.) ABD birkaç ay ertelemiş gibi görünüyor ama Avrupa ekonomileri, önümüzdeki kısa dönem içinde ekonominin kendisini toparlaması ile birlikte enflasyonla mücadele dönemine girecek. Bunun için faizleri yavaş yavaş artırmaya başlayacaklar. İşte o zaman kuru sabit tutmak için çırpınan bizim Merkez Bankası’nın gayretleri de bir işe yaramayacak. Dizginlenmeye çalıştıkları Dolar ve Euro güçlü sıçrama dönemine girecek."