AKP'den istifa ederek yeni parti kurma hazırlıklarına hız veren Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan ve çözüm sürecinin de "akil adamları" arasında yer alan Etyen Mahçupyan, Barış Pınarı Harekatı ile ilgili yorumda bulundu.
Mahçupyan, “Şu an PYD’nin doğrudan bir tehdit oluşturduğunu söylemek pek kolay değil. Eğer Türkiye’de Kürt meselesi olmasaydı, diyelim ki Türkiye’de Kürtler yaşamasaydı böyle bir tehlikeden söz etmeyecektik. Dolayısıyla meselenin PYD’den ziyade Türkiye’deki Kürt meselesi olduğunu anlayabiliriz” değerlendirmesi yaptı.
Independent Türkçe’ye konuşan Mahçupyan, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun yeni parti hazırlıkları konusunda da konuşarak, “Bu iki grubun, ayrı ayrı ya da birlikte olsalar da, yüzde 15 kadar bir tabanı var. Bu yüzde 15’in de 10 puanı AK Parti’den geliyor ve doğrudan ölçülebilir bir olgu. 15’i nasıl bölüşürler, sahaya çıktıklarında oran büyür mü, kalır mı, onlara kalmış bir şey” ifadelerini kullandı.
Ahmet Davutoğlu’nun “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. İleride Türkiye’nin tarihi yazıldığında en kritik dönemlerden, aylardan biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır” sözlerini üzerinden çözüm sürecinin sona ermesine ilişkin değerlendirmede bulunan Mahçupyan konuya ilişkin şunları söyledi:
“7 Haziran’da PKK’nın hoşlanmadığı bir sonuç ortaya çıktı. Tepki verdiler. Bu tepkiyi de bence hükümetin şahin kanadı çok yadırgamadı, hatta belki hoşuna gitti. Çünkü elleri rahatladı. Şiddet denklemlerinde her zaman iki tarafın şahinleri gizli bir ittifak içindedir. İrlanda’da, İspanya’da da öyle oldu. Karşı taraf eğer şahin davranırsa, siz de eğer şahinseniz bu sizin elinizi, politikanızı rahatlatır ve gücünüzü yükseltir.
Dolayısıyla AK Parti içinde de şahinlerin, devletçilerin eli güçlenmeye başladı. Aynı süreçte Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi insanlar kalıcı olma şansını ideolojik olarak kaybettiler”